GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
1 Mayıs 2015 Cuma

Yıldırım’ın varlığı/yokluğu!

İzmir’deki birçok gazete-televizyon temsilcisiyle birlikte Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Eski Bakanı, İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın davetine icabet ettim. Seçim arifesinde kentin nabzını tutmayı amaçladığı anlaşılan Binali Yıldırım’la hoş, detaylı ve de uzun bir görüşme yapma fırsatı yakaladık.
Her ne kadar bakan değilse ve de her ne kadar listeler hazırlanırken Başbakan Davutoğlu’nun gazabına uğramışsa da 2 saati aşan sohbetten benim çıkardığım ilk sonuç Binali Yıldırım’ın İzmir’den ve de siyasetten elini-eteğini çekmeye niyetinin olmadığıydı. Hâlihazırda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı sıfatını taşıyor olması, ‘görev adamı olarak’ onu kritik 7 Haziran seçimleri öncesi onu sahada tutmaya yetebilir.
Ancak Yıldırım’ın kente ve siyasete dair iddiası 7 Haziran’la sınırlı değil bence... Yani ‘evine dönüp organik domates yetiştirecek’ gibi bir görüntü vermedi Binali Bey… Aksine başta 35 proje olmak üzere kentin/ülkenin sorunlarıyla yakından ilgilenen, heyecanını koruyan bir portre çiziyordu. 
Tabi ki endişeleri vardı.
Tabi ki soru işaretleri taşıyordu.
Tabi ki soru işaretlerine yanıt arıyordu.
HDP barajı geçer mi mesela… Yanıtını aradığı sorulardan biriydi.
Kılıçdaroğlulu CHP ne İzmir’de ne yapar?
İzmir listeleri kentte karşılık buldu mu?
Sözlerinden anladığım kadarıyla onu düşündüren şeylerden biri partinin içinden geçtiği süreçti. Üçüncü dönem kuruları nedeniyle kendisi gibi pek çok tecrübeli ismi aktif siyaset sahnesinden indiren AK Parti’nin bu türbülansta vereceği sınav konusunda bazı endişeler taşıyordu haklı olarak.
Neredeyse partinin hafızası bir anda sıfırlanıyordu çünkü.
Yerlerine gelecek isimler o boşluğu aynı oranda doldurabilecek miydi?
*
Bizim sorularımıza içtenlikle yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aktif şekilde sahada olmasının seçmen nezdinde yadırganmadığını ve de Cumhurbaşkanı’nın icranın başında olduğu görüntüsüyle partilerine güç kattığını söyledi.
Ve ekledi: Sayın Erdoğan Ağustos 2014’teki seçim arifesinde ne diyorsa onu yapıyor. O gün nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını ilan etmişti. Yatırımları takip edeceğini, yönetime aktif olarak katılacağını…
Konak Tüneli ve 35 Proje…
Hemen hepsiyle ilgili bilgiler vardı konuşmasında…
Konak Tüneli yakında bitiyor. Çandarlı’da altyapıyı tamamlamak üzereyiz. Talipli çıkmadığı için üstyapı ihalesindeki şartlarda değişiklik yapılarak önümüzdeki günlerde yenilenebilir. Karşıyaka Stadı’nın yapılmasının önünde çok eskiden yapılmış bir imar yolu var. Kamulaştırma ve yaklaşık 8-10 milyon lira ek yatırım gerekiyor. Kurvaziyer limanı konusunda açıkçası İzmir’deki kör dövüşünden etkilendim. Doğrusu biraz iştahım kaçtı. Yat limanları işi sürüyor.

Ve koalisyon senaryoları…

CHP’nin seçim vaatleri uçuk, kaçık… Ayağı yere basmıyor. Ama bu seçim vaatlerin çarpıştığı bir seçim olacağa benziyor. Şu anda emekliler üzerinde bir farkındalık yaratılmış görünüyor. Tüm partilerin dilinde emekliler var.
Seçmenin önemli bölümü zaten kararını vermiş görünüyor. Yüzde 15-20’blik bir kafası karışık kesimi ikna etmek için çalışıyoruz. Tüm partilerin hedefinde aynı kesim var. İnanıyorum ki istikrarın sürmesi adına seçmen AK Parti iktidarının devamından yana tavır alacaktır.

Tam da burada devreye giriyorum.
Olur, da HPD barajı geçerse… Bana göre MHP ile AK Parti koalisyonu görünüyor ufukta!
Şaşıranlar oluyor. Ama Yıldırım hiç istifini bozmadan giriyor topa.
Olmaz… Öncelikle AK Parti tek başına iktidarını koruyacaktır. Ben buna yürekten inanıyorum.
Ama sandıktan çok sürpriz bir sonuç çıkarsa Türkiye’de koalisyon seçeneklerinin hiçbiri hayata geçmez. Çünkü koalisyon yapacak bir ortamın olduğuna inanmıyorum. Öte yandan bu ülke artık koalisyonlarla idare edilemez. Öyle bir senaryoda azınlık hükümeti kurulur ve bir yıl içinde yeniden seçime gidilir. Dediğim gibi benim için bu senaryo geçerli değil. Çünkü halkımızın AK Parti’nin tek başına iktidarından yana tavır alacağına inanıyorum.

- Listeler açıklandıktan sonra yakın siyaset yaptığınız arkadaşlarınızın liste dışı kalması nedeniyle bir kırgınlık yaşamadınız mı?
Tabi ki listeler konusu sadece bizim partimizde değil tüm siyasi partilerde ilk etapta farklı görüşlere, yorumlara neden olur. CHP’de de dışlandığına inanan önemli bir kesim var. Hatta öteki partilerde de ‘liste şöyle olsaydı’ diye görüşler var. Bizim listeler için de bu yorumlar yapıldı. Ama 10-15 gün sonra bu yorumlar biter. Kime sorarsanız sorun listelerle ilgili aynı parti içinde bile farklı yorumlar olur. Ama kendi adıma ben bu süreci farklı yorumladım. Gördüğünüz gibi şimdi buradayım. Ve 7 Haziran’a kadar da ‘İzmir milletvekili olarak’ SKM’nin emrindeyim. Önemli olan partimizin başarısıdır.
*
Lafı dolandırsa da Yıldırım’ın listelerden yana hoşnutsuzluğu sözlerine değilse de gözlerine yansıyordu. Daha önce kaleme aldığım ‘Bizim Binali’ başlıklı yazıda da anlattığım üzere sonuçta o bu partiye ciddi katkıları olan, icraat açısından AK Partililerin övündüğü 10 işten 8-9’una imza koyan biriydi. Ve de tıpkı sizin/bizim gibi ‘etten ve de kemikten’di.
Bugün ‘Onlar konuşur, biz yaparız’ sloganıyla sahaya inen Davutoğlu’nun poz verdiği işlerin önemli bölümünde Yıldırım’ın imzası vardı. Hal böyleyken listeler hazırlanırken birilerinin sırf Binali Yıldırım’a yakın olduğu için dışlanması, çizilmesi ilk olarak bu partinin adında yer alan ‘adalet’ ile çelişiyordu.
Orada da söyledim. Başkası olsa böyle bir muamele karşısında tası tarağı toplayıp, terki diyar ederdi.
Yani küser, kızar, kenara çekilir.
Ne haliniz varsa görün derdi.
Hatta 2014’deki kimi CHP’liler gibi başka bir partiye geçip, partilerinin seçimi kaybetmesi için çalışırdı. Ama 2011’de AK Parti’yi İzmir’de gördüğü en yüksek çıtaya yani yüzde 37’ye taşıyan ekibin iki lokomotifinden biri olan Yıldırım, tam tersini yapmaya çalışıyor bugün.
Davutoğlu ile aynı makama niyetlenmenin yahut layık görülmenin bedelini ağır ödese de Yıldırım, sahada üzerine düşeni yapmak için gayret gösteriyor. 
Ama anladığım kadarıyla işlerin 2011’deki kadar kolay olmadığını o da görüyor. 
HDP, MHP bilmecesi, CHP’nin seçmenin aklını çelen vaatleri senaryo sayısını arttırsa da Yıldırım’ın hemen yanı başında oturan 4. sıra adayı Hüseyin Kocabıyık’a dönerek İzmir adaylarının/teşkilatının önüne koyduğu hedef 1 milyon oy. Yani 2014 yerel seçimlerinde Büyükşehir adayı olarak aldığı 950 bin oyun aşılmasının AK Parti’yi İzmir’de başarılı yapacağını söylüyor Yıldırım.
Bakalım AK Parti İzmir teşkilatı o hedefi tutturabilecek mi?
Yahut AK Parti 7 Haziran’da nasıl bir sınav verecek?
Yapılan konuşmalardan benim çıkardığım son sonuç şu. 7 Haziran seçimleri Türk siyaseti için milat niteliğinde… Sonuçları hemen her partide kartların yeniden karılmasını sağlayacak.
Başta AK Parti olmak üzere…