Sokağa çıkıyorsun...
Okula-işe ya da alışverişe gidiyorsun...
Önünde-arkanda, ötede-beride ne olacağını bilemiyorsun tabi!
Az sonra...
Patır-patır silah sesleriyle irkiliyorsun; biri-birileri (adı hep hesaplaşma) sıkıyor birilerine!
Ya da...
Çığlık sesleri kaplıyor ortalığı; bir adam bir kadını acımasızca boğazlıyor! Bir diğeri kalabalığın ortasında demir çubukla dövüyor!
Çoluk-çocuk, genç yaşlı herkesin içinde; toplumun en yoğun olduğu yerlerde oluyor artık!
Vurdulu-kırdılı dizi film gibi!
Haber bültenleri korku filmi sanki!
Kaçırılan, yok edilen çocuklar neredeyse "faili meçhule" yazılacak!
Kendini kurtaran "yaşıyorum" diyor!
Böyle yaşamak!
Nasıl bir yaşamak oluyor?
X
"Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı..."
"Cinayetle ilgili haberlere gizlilik nedeniyle yasak getirildi..."
"Suçlular en ağır cezayı alacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın..."
"Katiller bulunacak adalet tecelli edecek..."
"Bu davanın en yakın takipçisi bakanlıklarımızdır..."
"Kimse toplumun huzurunu bozacak hareketlere yeltenmesin..."
Bu sözcükler de her olayın ardından sıkça duyduklarınız ve okuduklarınız!
Peki öyle mi ya?
X
Türkiye 35 günü aşkın bir süredir Narin'in hunharca katledilmesini konuşuyor...
Ama...
Sadece konuşuyor!
İddialar, tanıklar, itirafçılar var!
Katil ve diğer suçlular belirsiz! Ve olay değişik bir mecraya doğru ilerliyor sanki!
E tabi ne olduğunu bilemeyiz; sonuçta "gizlilik" var!
X
Mesela şu birçok suçtan dosyası olup dışarda elini-kolunu sallaya sallaya dolaşanlar var...
İstedikleri gibi suç işlemeye devam ediyorlar!
Her türlü suça açık tipler, insanlara yaşamı dar ediyor; gencecik insanları katlediyor!
İşte İstanbul'da genç kadın polisin öldürülmesi de böyle bir şey!
Toplum içinde bu tiplerden o denli çok olduğu işledikleri ikincil cinayetlerden sonra görülebiliyor!
E hadi "yaşamak" deyin, "hayat bu" deyin bakalım!
Bu nasıl yaşamaksa?
X
İnsanlar sokağa korkuyla çıkar oldular...
Anneler çocuklarını okula içinde yaşadıkları ürküyle götürüyor!
Bir cafede, restoranda oturacaklar "keyifli ortamda bulunmak" dedikleri o zamanı, ürküyle, gerginlikle geçirebilecekleri tedirginliğinde!
Trafikte "zorbaların" ne zaman önünüzü keseceğini bilemezsiniz!
Hastanede doktor ya da hemşireyseniz, her an saldırıya hazırlıklı olmalısınız!
Öyle ya...
Yaşamanın bir bedeli var!
Ve o bedeli bir takım sapık-sapkın suçlular veya suça yatkınlar nedeniyle siz ödemek durumunda kalabilirsiniz!
Şaşkın, üzgün, gergin...
Çoğunlukla da kızgın izliyoruz olup biteni...
Kim ne zaman "dur" diyecek bu kötücül gidişe?
Adalet gerçek anlamda ne zaman işleyecek?
X
Bu kötü gidişin elbet nedenleri var...
Sosyal-kültürel ve ekonomik nedenler yadsınamaz!
Bu alanda son 20 yılda yaşanan bozulma olayların artışını rakamsal olarak ortaya koyuyor!
Gerçeği görmek için ayrıca çok uzun araştırmaya da gerek yok...
Sokağa bakmak yeterli!
Toplum soluklanmak, gerginlikten kurtulmak istiyor...
Yaşamak istiyor!