GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
26 Aralık 2022 Pazartesi

Yarından sonra...

İnsanın aklına…

İster istemez kurt düşüyor…

Hani…

Siyaset Mühendisliği, filan diyorlar ya…

Harbiden varmış…

Seçime 180 gün kala…

Birdenbire…

Şaşkına dönüyor Türkiye…

Sırayla gidelim…

***

14 Aralık 2022…

İşten eve gitme saatleri…

(18.00 sonrası…)

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun…

İptal edilen İstanbul seçimlerinin ardından…

YSK üyelerine “ahmak” dediği gerekçesiyle…

Yargılandığı davada karar çıktı…

Mahkeme, İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verdi…

Şok kararın ne anlama geldiğini bilmeyen kalmadı!

İstinaf ve Yargıtay “seçim”den önce dosyayı ele alır ve…

Kararı onarsa…

İmamoğlu’nun ne belediye başkanlığı kalacak…

Ne de olası…

Cumhurbaşkanı ve milletvekilliği adaylığı söz konusu olacak…

***

İyi de…

Bu dava gökten zembille inmedi…

Geçmişi var ve…

Pek “o taraf” merak edilmiyor sanki…

Ben özetle hatırlatayım:

***

Takvimler 30 Ekim 2019’ı gösterirken…

Ekrem İmamoğlu…

Fransa'nın Strazburg kentinde düzenlenen…

Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde…

Davetli konuşmacı olarak kürsüye çıkıyor…

Diyor ki:

“İptal edilen ve tekrarlanan İstanbul belediye başkanlığı seçimi demokrasi açısından dünyaya öğretici bir niteliktedir!”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu

O konuşmadan 5 gün sonra (4 Kasım) şöyle diyor:

“Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye'yi şikayet eden ahmağa söylüyorum… Bunun bedelini bu millet sana ödetecek!”

Gazeteciler hemen bi’cevap almak için İmamoğlu’na dönüyor…

İstanbul’un Başkanı da aynen şu karşılığı veriyor:

“Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye derim…”

Ve, sözlerinin arkasını şöyle getiriyor:

“Bu seviye noktasında da söyledikleri yaptıkları da zaten belli, o tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle yapmak isterim... 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa'da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır... Önce ona bir odaklansın…”

***

Peki…

Yüksek Seçim Kurulu ne yaptı bu sözlerin üstüne?

Anında…

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na…

Suç duyurusunda bulundu:

“2019 Belediye Seçimleri’nde görev yapan kurul hakarete uğramıştır…”

Ni’tekim…

Başsavcılığın iddianamesinde…

İmamoğlu'nun “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret” suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyordu…

Dava süreci…

28 Mayıs 2021 tarihinde başladı…

***

Eeee, sonra n’oldu?

Hiç!

Gündemde böyle bi’dava vardı da…

Taaa…

28 Mayıs 2021’den…

Cezanın kesildiği 14 Aralık 2022’ye kadar…

“Yav, beklemediğimiz bi’karar çıkarsa ne yaparız?” diyen oldu mu?

Gazetelerde, TV’lerde…

Açık ya da kapalı “geliyorum” diyen bu “hassas” konuyu…

Aslanlar gibi kamuoyunda tartışan oldu mu?

Ya da tartışma ortamına çeken oldu mu?

Koca 18.5 ay…

Bu davayla ilgili parti ve seçmen ufaktan ufaktan hazırlandı mı?

***

Zaten şimdilerde yaşanan “derin şok” da bu yüzden değil mi?

İlgili, yetkili kim varsa…

İstanbul’un Reisi’nin “alabileceği” olası cezayı bile…

28 Mayıs 2021’den bugüne…

Hiç mi merak etmedi?

Etmemiş ki…

CHP, bugün bunun sıkıntısını yaşıyor…

***

Kimse şunu düşünmüyor!

İstinaf mahkemesi ve Yargıtay…

Seçimden önce dosyayı ele alır ve mevcut kararı onarsa…

İmamoğlu…

“Siyasi yasaklı” hale gelecek…

Her şeyi bi’kenara bırakın…

Başkan İmamoğlu’nun siyasi hayatı “kalın bi’çizik” yiyecek!

***

Yasa kesin…

Kaldı ki…

YSK Başkanı Muharrem Akkaya…

Mahkeme kararını…

Habertürk’ten Kübra Par’a açık-net değerlendirmiş; diyor ki:

“Adaylık süreci kesinleşmeden cezası kesinleşirse…

Yerine başka bir aday gösterebilirler...

Fakat kesinleştikten sonra listeye dokunmamız mümkün değil…

Seçime girer ama kazansa bile mazbatası verilmez…”

***

Şimdi…

Diyeceksiniz ki…

“Kılıçdaroğlu’nun kafasında zaten İmamoğlu yoktu!”

İyi de…

İstanbul’un başkan adaylığı da sizlere ömür…

Sıkıntı çok…

***

İmamoğlu Olayı’ndan sonra…

“Ortaya karışık” misali…

Yaşananlara bakar mısınız?

“Saraçhane dayanışması yetirince ses getirdi mi?” diye…

Efendi efendi tartışılması gerekirken…

Bu kez…

“Neden Meral Akşener başrolde?” kavgası başlıyor…

Olayların seyri gösteriyor ki:

İYİ Parti Lideri’nin gönlünden…

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerçekten…

Ekrem İmamoğlu geçiyormuş!

Ancak…

Neredeyse imkansız gibi!

Kılıçdaroğlu…

Müthiş istekli o makam için ve kesin yarışa girecek…

Peki…

Tüm bu yaşananlardan sonra “Altılı Masa”dan…

Kılıçdaroğlu’na…

“Hayır…” kartı çıkar mı?

Sanmıyorum ama…

Kılıçdaroğlu, yurt dışındayken…

Saraçhane’nin coşkulu havası ve…

İmamoğlu’na “abla” sarılışı gösteriyor ki…

Meral Akşener gibi deneyimli bir genel başkan…

Azıcık baskı görse…

Ve dahi…

Altılı Masa’da da “yalnız kalmaz” ise…

İki yıldır kalbinin sesi olarak masaya koyduğu…

“Ben sadece başbakan olmak istiyorum” arzusu…

Yerini…

“Cumhurbaşkanı Adaylığı”na pekala bırakabilir…

Neden olmasın?

Nokta…

Sonsöz: “Politikada hiçbir şey kazayla olmaz… Olmuşsa, bilin ki öyle planlanmıştır… / Franklin D. Roosevelt – Amerika Birleşik Devletleri’nin 32’nci Başkanı…”