“Kırsal’da Kalkınma” deyince…
Aziz Kocaoğlu ne yapıyor 10 yıldır?
Neden üreticiye keçi-koyun dağıtıyor?
Neden “Süt Kuzusu” projesini yarattı?
Neden fidan veriyor?
Neden çiçek üreticisinden çiçek alıyor?
Aslında hepsinin altında, geçtiğimiz hafta yazdığımız…
“Ha’di Köyümüze Geri Dönelim” sloganı yatıyor…
Çünkü “Yerelde Kalkınma”nın büyüsü bu…
***
İzmir’in “Koca Başkanı” geçtiğimiz haftasonu…
10 yıllık emeğinin icmalini / özetini çıkardı…
Küçük Menderes Havzasını kapsayan “Sürdürülebilir Kalkınma Stratejisi”nde…
“Nereden nereye geldik?”, bunu anlattı…
Henüz olayı kavrayamayanlara ya da kavramak istemeyenlere…
Bi’kere daha dile getirdi…
***
Dönün 10 yıl öncesine...
Hem Yarımada hem Gediz hem Bakırçay’da üreticinin örgütlenmesi problemi var mıydı?
Vardı…
Ne yaptı Kocaoğlu?
Kooperatifleşmeyi halletti önce…
Çünkü yerelde kalkınmanın en birinci şartıydı kooperatifleşme…
Ama…
Güven de önemliydi…
Başarmak için herkesin birbirine güvenmesi gerekiyordu…
O da fire vermedi…
Tarıma, küçükbaş hayvancılığa, bal üretimine destek verildi…
10 yıl içinde…
İzmir, Yerelde Kalkınma’da “Türkiye’nin Laboratuvarı” oldu…
Son yıllarda görev yapan Tarım Bakanları bile…
Hissettirmeseler de…
Bu modele hayran kaldı…
Başkan Kocaoğlu ise, 10 yıl geçmesine karşın…
“Hala işin başındayız…” diyor…
Tevazu işte…
Oysa…
Tire Süt Kooperatifi’nin, Birleşmiş Milletler’de en iyi kırsalda kalkınma projesi seçilmesi….
Ödemiş Bademli Fidanlık Kooperatifi’nin yine Birleşmiş Milletler tarafından en iyi kooperatif uygulaması seçilmesi…
Bayındır’ın Hollanda’yla çiçek üretiminde işbirliği yapması…
Bademli Çiçek Kooperatifi’nin yurtdışına açılması…
Tesadüf olabilir mi?
***
Yine de, “çok başarılı 10 yıl”…
Kesmemiş “Türkiye’nin Laboratuvarı”nı…
Şimdi sıra…
Açıkgöz aracının, meyve-sebzeyi tarlada-dalında ucuza kapattığı…
Pazarda-manavda fahiş fiyatlar ödediğimiz ürünü…
Tüketiciye hakça ulaştırma yollarını yaratmakta…
Onun içindir ki…
Soğukhava tesisleri kurup, mevsimi uzatmak şart…
Mandalina sezonunda 35 kuruş…
Koy soğukhava deposuna bir buçuk ay bekle, sat 125 kuruşa…
Hiç olmazsa üretici alın terinin karşılığını alsın…
Güzel değil mi?
***
Temel amaç ne?
Toprağımızı da suyumuzu da ekmeğimizi de sermayemizi de arttırmak…
Yapabilecek miyiz?
Evvel Allah…
Madem…
Kırsal Kalkınma’da…
Biri iki, İkiyi üç, Üçü dört yapabiliyoruz…
Neden dördü, onaltı yapmayalım?
Boşuna bu kente “Türkiye’nin Laboratuvarı” demiyorlar…
Sonsöz: “Ha’di artık, İzmir’i başka kentlerle yarıştırmayalım…”