GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
29 Kasım 2023 Çarşamba

Türkiye’nin kendisiyle yarışan ‘İzmirli’si!

Eskiler pek bi’güzel söylemiş…

Ayaklarını uzatıp oturunca olmuyor!

Ama…

İsteyince…

Her şey pek “şahane” oluyor…

Demek ki…

Bi’şi başarmak için…

“Kalp’ten arzulamak çok önemli…”

Zaten…

İzmir’in o “yarışmayı seven” Devlet Üniversitesi…

Başarmayı da…

Adeta “ev ödevi” gibi değerlendiriyor…

Bilimsel araştırmalarda…

Hem rekor kırıyor…

Hem de gencecik bilim adamlarını Türkiye’nin yıldızı yapıyor…

***

Yine… Yeni… Yeniden…

Bir rekora daha imza attı o İzmirli üniversite…

Hem de…

Kuruluşunun 31’inci yıl dönümünde…

“İlk ders ne zamandı?” derseniz...

Dolu dolu 29 yıl önce…

Ve…

Üstelik tam da bugünlerde…

(Şahane yaş günü bile diyebiliriz! / 17 Ekim 1994)

Amfilerinin ve laboratuvarların kapılarının açıldığı…

Çok özel bir tarihi…

Belki de “en onur veren” gelişmeyle taçlandırdı…

***

“Müjdeli Haber”in özeti şu:

Bu güzel ülkenin…

Gözbebeğimiz 208 üniversitesi arasında…

20’si Devlet’in, üçü Vakıf olmak üzere…

“23 Araştırma Üniversitesi” başımızın üstünde…

Onlardan biri de…

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü…

Ve, bizim İYTE…

Kısa adı “YÖK” olan “Yükseköğretim Kurulu”nun belirlediği…

“Araştırma Üniversiteleri 2022 Performans Değerlendirmesi”nde…

Devlet üniversiteleri arasında dördüncü

Ege Bölgesi’nde ise birinci olma başarısı gösterdi…

Böylece…

İzmir’in “teknoloji kapısı” İYTE…

Rakipsizliğini bi’kez daha kanıtladı…

İzmir’i gururlandırdı; Türkiye’nin alkışını topladı…

Memleketin genelinde…

İzmir Yüksek Teknoloji’nin üstünde…

Sadece…

ODTÜ (Ortadoğu Teknik Üniversitesi), İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) ve Boğaziçi Üniversitesi yer alıyor…

***

Bu büyük bir başarıdır…

Çünkü, bu güzel ülke…

Bilimin öncülüğünde…

Dünya lideri olma yarışında dev adımlar atmak istiyor…

Peki, İzmir’in…

30 yılı geride bırakan “Yüksek Teknoloji Çınarı”

Bu “önemli bilim yarışı”nın ipini nasıl göğüsledi?

Rektör Prof. Dr. Yusuf Baran…

Bi’çırpıda özetliyor büyük başarının perde arkasını:

“İYTE’nin İzmir ve Türkiye’nin ötesinde bir dünya üniversitesi ve bir dünya markası olmasını hedefledik… Türkiye’nin uluslararası arenada yüz akı bir eğitim çınarı olarak anılması için çalışıyoruz… Eğitim kadromuz, idari personelimiz, sevgili öğrencilerimiz ve paydaşlarımızla azami gayret gösteriyoruz…”

***

Aslında…

Üç kocaman hedef var; Urla’da yükselen ve…

Çeyrek asrı arkasında bırakan İYTE’nin…

Rektör Prof. Baran’ın şu sözleri…

Azmin aslında ne anlama geldiğinin açık hali:

“Göreve geldiğimde İYTE’ye dair üç hayalim vardı: Teknoloji Üssü olan bir üniversite, yedi yirmi dört yaşayan bir kampüs ve bir dünya üniversitesi… Hayallerimizi gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyor ve emeklerimizin karşılığını alıyoruz… Genç sayılırız ama bir çok köklü üniversiteyi geride bıraktık ve devlet üniversiteleri arasında dördüncü olma başarısı gösterdik... Kolay değil ama azmimiz yüksek…”

***

Bitiriyoruz…

Bi’önemli hatırlatmayla noktayı koyalım…

İzmir’in gururu Yüksek Teknoloji Enstitütüsü…

Geride bıraktığımız yıl…

Yükseköğretimin Oscar’ı olarak bilinen…

Londra merkezli THE Awards Asia…

“Yılın Uluslararasılaşma Stratejisi Ödülünü…

Bu güzel ülkeye getiren ilk üniversite olarak tarihe geçti…

İşte…

“Dünya Üniversitesi” olma yolundaki…

En önemli adımlardan biri…

Bi’tane daha…

Bu yıldan ve Avrupa Komisyonu’ndan:

“Araştırmacı İnsan Kaynağı Mükemmeliyet Ödülü”

Bunlar “tesadüf başarılar” değil…

Bakın, mesela…

Dünya üniversitelerini…

Sürdürülebilirlik, eğitim ve araştırma alanlarda değerlendiren…

“Uluslararası GreenMetric”in sıralamasında…

Bizim İzmir İYTE…

Dünyanın en iyi 197’inci üniversitesi oldu…

(Merak edenler için dünyada önde gelen üniversite sayısı yaklaşık 3 bin civarında…)

En başta ne demiştik?

“Ayaklarını uzatıp oturunca olmuyor! Başarmak için kalp’ten arzulamak çok önemli…”

Nokta…

Sonsöz: Üniversitenin rolü sıradan insanları “dahi”ye dönüştürmek değil, sıradan insanlar arasındaki gerçek “dahileri” ortaya çıkarmaktır… / Anonim…”