GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
17 Aralık 2018 Pazartesi

Tarihe geçmek istiyorlar ise…

Geride bıraktığımız Cuma günüydü…

Vitrine…

“CHP ittifak yapmaya çok mu mecburdu?”

Başlıklı yazı ile çıktım…

Haksız değildim aslında ama…

Baktım, biraz gürültü koparmışız!

Nitekim…

“İyi olacak hastanın doktor ayağına gelir!” misali…

Akşamüstü çaylarını…

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili…

Dr. Aytun Çıray’la birlikte içtik…

Benim yazıya nazire yaparcasına…

Özgün düşüncesini patlattı; Ege’de Sonsöz’de okudunuz:

“İzmir, yerel seçimlerde önemli bir şehirdir… MHP ve AK Parti’nin ittifakı karşısında bizim ittifakımız sağlıklı bir zemine oturmazsa kayıp ilçe sayısı sekizden 12’ye çıkar…”

***

Dr. Çıray, bu kadim kentin tanınmış siyasetçisidir…

Ayrıca…

İki siyasi partinin (CHP ve İYİ Parti) liderleri ile…

Kolay iletişim kurma kabiliyeti göz ardı edilemez…

Alışılmışın dışında bir tarzı var…

Bu tarzı “hiç bozmadan / bozdurmadan” sürdürebilmek için…

Aynı anda…

İki liderin de güvenini kazanmış olmak gerekir…

Peki, bu güven nasıl sağlanır?

Geriye dönüp baktım…

Aytun Çıray, CHP’den Kılıçdaroğlu’nun izniyle ayrıldı…

İYİ Parti’ye geçtiğinde “kıymık” kadar sıkıntı olmadı…

Neden?

Çünkü, amacının sadece ülkenin yüksek çıkarları olduğuna…

Hem liderlerini hem de seçmenleri inandırdı…

Bu ne demek?

Bu şu demek:

“Aytun Çıray, aslında siyaseti bırakmış tarihe oynuyor!”

Yazın bunu bi’kenara!

Peki, neden tarihe oynuyor?

***

Sağa sola sapmadan, viraj almadan sordum:

“CHP ile İYİ Parti işbirliğinin amacı AK Parti karşıtlığına dayanan ve sadece belediye başkanlıklarının paylaşılmasından ibaret midir? Seçmenin oyunu değiştirmesini gerektirecek, umut yaratacak amacınız var mı?”

Eh, övünmek gibi olmasın ama…

Baba soruydu…

Aytun Çıray’ın cevabı da “baba” oldu:

“En baştan beri İYİ Parti ile CHP arasındaki bu güçbirliğinin sağlanması gerektiğine inandım ve inancımın gereğini de yaptım…  Olağanüstü şartlardan kaynaklanan ve hayatımda ilk defa teşebbüs ettiklerimin ve yapmaya çalıştıklarımın ahlâki olarak yanlış anlaşılmaması için durumu açıkça ifade ediyorum… Onun için adına ister (Millet İttifakı İşbirliği) ister (Demokrasi İçin Güçbirliği) diyelim, söz konusu işbirliğinin yerel seçimleri aşan bir çerçevede hayata geçirilmesi gerektiğine inandığım için, normal şartlarda bir siyasetçinin yapmaması gereken işleri yapıyorum… Çünkü önümüzdeki yerel seçimlerin demokrasi açısından anlamının çok farklı olduğunu biliyorum… Bu nedenle daha görüşmeler başlamadan önce her iki Sayın Genel Başkana görüşlerimi yazılı olarak da arzettim…”

Peki, Aytun Çıray ne yazmıştı Kılıçdaroğlu ve Akşener’e?

“Özeti şöyle: Bir seçim işbirliğine karar vermeniz halinde amacımızın belediyeleri paylaşmak değil, ulvi bir amaç için Millet ve Demokrasi adına güçbirliği yapmak olduğu iyi anlatılmalıdır…”

Bu beraberliğin bi’de “formülü” olması gerekiyordu… O formülü de anlattı Dr. Aytun Çıray:

“Yapılacak bu güç birliğinin amacının mutlak kuvvetler birliği rejiminin tahkim edilmesini (güçlendirilmesini) millet iradesi ile önlemek olmalıdır… Bunun için yapılacak yerel seçimlerde İYİ Parti+CHP oy toplamının % 32’nin üstüne çıkması, en az %42 olması gerekiyor… Ayrıca üç büyük şehirden mutlaka ikisinin alınması ve her iki partinin toplam belediye başkanları sayısının da halen mevcut sayının çok üzerine çıkarılması hedeflenmeli...”

İnsan merak ediyor, kolay mı bu oranları tutturmak?

Dr. Çıray’a göre, “Bu hedefi tutturmak hiç de zor değil!”

Peki, nasıl olacak?

“Örneğin, toplamda en az yüzde 10’luk oransal artış kamuoyu tarafında bu işbirliğinin bir sonucu olarak algılanacak ve ortaya çıkan başarı her iki partiye hakkaniyete uygun bir şekilde mal edilip paylaştırılacak…” 

İYİ Partili Çıray, noktayı koyuyor:

2019 Yerel Seçimlerine bir anlam kazandırmamız şart… Bu anlam, Türkiye’yi ikna etmemiz, inandırmamız; umutsuzluğa kapılmış ve seçimlerle ilgili her türlü umut beklentisini kaybetmiş seçmenleri mobilize ve seferber etmenin mümkün olan tek yoludur…”

Benim gibi, “CHP, mecbur muydu bu ittifaka?” diye soranlara…

Takdimimimdir…

Nokta…

Sonsöz: “Seni seveni zehir olsa yut; seni sevmeyeni bal olsa da unut… / Hz. Mevlana…