GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
6 Mart 2021 Cumartesi

‘Sultan’ ama önce Türkan!

Aynı günde (28 Haziran) doğmuşuz aslında…

Tabii ki, farklı yıllarda…

Mesela, ben ilkokulu bitirirken…

O ilk filminde (1960) kamera karşısında rol yapmıyormuş…

Neyse…

O kız, Yeşilçam tarihine…

Annesinin elinden tutup “yıldız olsun” diye…

Henüz 15 yaşında sete götürülen…

Bir “efsane” olarak geçmiştir…

Bugün 75 yaşının tüm zarafeti ve güzelliği ile…

Hala kalpleri hoplatıyor!

***

Bir kız düşünün…

Buğulu gözlerinin büyüsüne kapılmayan erkek yoktur, dersem…

Yanlış olmaz…

Neredeyse tüm filmlerini seyrettim…

Bir kez olsun…

Filmin esas oğlanı ile öpüştüğünü görmedim…

“Yaaa, olur mu? Ben gördüm” diyenlere de inanmıyorum…

Sadece bir fotoğraf hatırlıyorum…

“Peri” diye bir dergi vardı…

İşte, o derginin kapağında…

Lepiska saçlarının göğüslerini örttüğü bir fotoğrafı yer aldı…

Hafif dekolte ama…

Unutulacak gibi değildi…

***

Aslında şanslı bir kızdı…

“Köyde Bir Kız Sevdim” ilk filmiydi; 15 yaşında çekti…

Yönetmen Türker İnanoğlu’ydu ve…

Takvimler 1960 yılını gösteriyordu…

17 yaşına geldiğinde…

17’nci filmi “Acı Hayat” için kamera karşısındaydı…

Metin Erksan yönetti…

Ve “Acı Hayat” ile “Antalya Altın Portakal Festivali”nde…

Herkes O’nun selamlamak için ayağa kalktı…

Çünkü Türkiye’de…

17 yaşında “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü” alan başka biri yoktu…

***

Yarım asırdan fazla…

Tam 55 yıl, o setten bu sete koştu…

O süre içinde…

Toplam 222 filmde rol aldı…

Bu rakamı…

Bırakın Türkiye’de, dünyada aşan yok…

Allah sağlık versin, hala…

“Dünyanın en çok film çeviren kadın oyuncusu” olarak çoktan tarihe geçti…

***

Yeşilçam’da emeklediği yıllarda…

O iri, baygın gözlü esmer kızın karşısına…

Galatasaray eski asbaşkanı işadamı Rüçhan Adlı çıktı…

Kendisinden 25 yaş büyüktü…

O tanışma uzun süreli birlikteliği peşinden getirdi…

Rüçhan Adlı, çok güçlüydü ve müthiş otoriterdi…

Ayrıca evliydi…

Dahası…

Yeşilçam’da henüz emekleyen o kızı fena halde kıskanıyordu…

Geleceğin yıldızını sete, Adlı’nın adamları götürüyor…

İşi bitince de eve bırakıyorlardı…

***

Darılmalarla / barışmalarla…

Birlikte 20 yıl sevda masalı yazdılar…

Rüçhan Adlı, eşinden bir türlü boşanamıyordu…

Yollarını ayırdılar, mecburen…

26 yıl önce ünlü işadamını hastaneye kaldırdılar…

O buğulu gözlü tadın…

Sevdiği adamı son anlarına yalnız bırakmadı…

***

Beyazperde, artık O’nun görüntüsüyle aydınlanıyordu…

Bu ülkenin her yaştan seyircisi…

Oyunculuğuna ve güzelliğine meftun olduğu bu yıldıza…

“Sultan” unvanını vermekte gecikmedi…

***

Öyle ünlü oldu ki…

Yeşilçam’da…

Hem oyuncu, hem senarist hem de yönetmen olarak görev yapan…

Parmakla sayılacak kadar az sanatçı arasına adını yazdırdı…

***

Ortaokul ikinci sınıfta başından geçen bir olay var…

Bir röportajda, yaşıyor gibi anlatmış:

“Sinemaya girmemiştim; mahallemize bir film çekiyorlardı… Başroldeki oyuncuyu gördüğümde (Ne kadar güzel bir kadın) dedim... O kadın Muhterem Nur'du... Öyle şaşkın bir şekilde bakınırken yanıma biri geldi ve (Sen de filmlerde oynamak ister misin?) diye sordu... Korktum; eve kaçtım… O adamın efsane yönetmen Memduh Ün olduğunu sonradan öğrendim… O zaman film setinden kaçmıştım ama daha sonra film setleri hayatım oldu…”

***

“Vesikalı Yarim” filmini…

Ünlü yönetmen Lütfi Akad çekiyordu…

Döndü o buğulu gözlü kıza ve şöyle dedi:

“Gözlerinle oyna, başka bi’şi istemiyorum…”

O gün, bugündür…

Türk Sineması’nın Sultanı…

“Gözleriyle oynayan kadın” olarak tarihe geçti…

***

O’nu, plajda mayo ile güneşlenirken kimse görmedi…

Havuz kenarında fotoğrafını çeken de olmadı…

Adıyla bütünleşen meşhur “kanunları” öylesine özenle uygulattı ki…

Kimse zararlı çıkmadı…

Zaten o “kanunlar” O’nu daha da çekici yaptı…

Mesela…

Kanunlardan en dikkat çekeni…

“Filmde öpüşme ve açık sahne olmayacaktır…” kuralıydı…

Bu kuralını 1982’de çevirdiği “Mine” filmiyle kaldırdı…

O filmin başrolünü paylaştığı…

Tiyatro oyuncusu Cihan Ünal ile ertesi yıl evlendi…

Dört yıl sonra da ayrıldı…

Üstüne titrediği “Yağmur” adında bir kızı var…

Ana-kız, çok mutlu…

***

Uzun kariyer hayatında…

En çok Ediz Hun’la kamera karşısına geçti…

Birlikte 20 film çevirdiler…

Ekrem Bora ile 15, İzzet Günay ve Murat Soydan’la 13’er kez…

Tanju Gürsu ile 12 filmde oynadı...

Kadir İnanır’la da 10 kez kamera karşısına geçti…

İnanılması güç bir rekorun sahibi oldu…

***

Birkaç kez ölümden döndü…

O zamanlar figüran filan hak getire…

İki kez attan düştü…

Boynundaki ağrılar dayanılmaz hale gelince…

Acı gerçek röntgen görüntüsünde ortaya çıktı…

Boyun omurlarında kayma vardı…

Doktorlar, “Hareket ederse felç olur” dediler…

Başına takılan 12 kiloluk ağırlıkla boynu gerildi…

O şekilde hiç kıpırdamadan 40 gün yattı…

Hastane ağlayan hayranlarıyla dolup, taştı…

Bahçede ise…

Bir an önce iyileşsin diye kurban kesenler vardı!

Çaresiz, İsviçre’ye gitti…

Ve iyileşti, hayata döndü…

*** 

Bitiriyoruz…

Bugün sizlerin Türk Sineması’nın Sultan’ı…

Türkan Şoray’ı hatırlamanızı istedim…

Güçlü… Dinamik ve hala…

En güzel 75 yaşındaki yıldız olarak…

Kalplerde parlamaya devam ediyor…

O yıldız hiç sönmesin…

Nokta…

Sonsöz: “Türkan’la ilk filmimi çekerken, (Sakın gözlerine bakma ölürsün!) dediler… (Ölürsem öleyim) diye isyan ettim ve baktım gözlerine… / Cüneyt Arkın – Sinema Oyuncusu…”