GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
23 Şubat 2011 Çarşamba

Süheyl Batum’’la bir saat’…

Zamansızlıktan yakınanlara yönelik ’‘iyi bir hayat reçetesi’’ konulu köşe yazıp, ertesinde baş döndüren bir gün geçirmek’…’¶
Herhalde ’‘Allahın sopası yok, sen misin zamansızlıktan yakınan, al sana zaman!’” demek’…
Baş döndürücü günün açılımı şudur arkadaşlar:
Sabah havaalanına gitmek, uçağa binip bir saat sonra Ankara’’da olmak, arabaya binmek’…
Öğle yemeğini Atatürk Orman Çiftliği’’nde bi solukta yemek, aynı hızla arabaya binip CHP Genel Merkezi’’ne gitmek, Süheyl Batum’’la bir saat röportaj yapmak’…
Genel Merkez’’den rüzgar gibi çıkıp son sürat (uçağı kaçırmamak için) havaalanına uçmak, ucu ucuna yetiştiğin uçaktan inip bu kez Ege tv’’deki ’‘Söz Meclisten İçeri’’ programına yetişmek için topuklamak’…
Ancak programdan bir saat öncesinde bir araya gelebildiğimiz sevgili Nedim, Ümit ve Mehmet Karabel’’le bir yandan program içeriği hakkında konuşup, bir yandan da bir/iki lokma tıkıştırmak, aynı anda, Ege tv ana habere katılmak için gelen konuklarla muhabbet etmek.
Ve saatler 20.30’’u gösterdiğinde stüdyoda yerlerimizi almış/mikrofonları yakamıza iliştirmiş olarak 1.5 saat sürecek canlı yayına çıkmak. Gözlerinizin yorgunluktan kapanmak üzere olduğunu hissettirmeden, izleyeni yormadan/daldan dala/konudan konuya atlaya/zıplaya capcanlı bir performans sergilemek’…
Yazarken bile içim çekildi.
Ve dün saat 24.00’’e doğru eve vardığımda, yorgunluktan sahiden de midem bulanıyordu.
Buna rağmen bilgisayarı açıp gün boyu bakamadığım maillere ve son dakika haberlerine göz atmayı nasıl becerdim, bilmiyorum.
Beni asıl şaşırtan ise’… Sabah, attan düşmüş gibi/her yerim ağrıyarak ama gayet mutlu şekilde uyanmak oldu.
Genellikle yüzümden düşen bin parça/nalet uyanan ben, rüzgar gibi geçen düne rağmen, neden gülümsüyordum?
Cevabı elbet kendim buldum.
Röportaj yapmayı/soru sormayı sahiden çok seven biri olarak, dün CHP Genel Merkezi’’nde yaptığım, seçimden ve hukuktan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum röportajından dolayıydı keyfim.
Oysa giderken gergindim, endişeliydim. Birincisi süre kısıtlıydı, ikincisi ki en önemlisi, Süheyl Batum gibi çok konuşan/çok röportaj veren, hani neredeyse sorulmadık soru bırakmayan, 10 gündür Türkiye gündemini meşgul eden bir akademisyen/siyasetçiye, sorulmayan/yeni olan ne soracaktım?
Google’’da ’‘ordu kağıttan kaplan’’ yaz, karşısına bir milyon;
’‘Mustafa Balbay/Silivri/Batum’’ yaz 2 milyon sonuçla karşılaşırken,
Son bir haftada tartışma programlarının daimi konuğu Batum olurken, ’‘okunası’’ bir röportaj için ne yapacaktım?
Dünkü yorgunluğumun aslında en önemli nedeni ’‘fiziki’’ olmaktan çok, bu ’‘ruhani’’ gerginlikti ve bu sabah yorgun ama mutlu uyanmamın nedeni de üzerimdeki bu gerginliğin yerini ’‘oh be!’’nin almasıydı.
Doğrusu röportajdan, ben bile bu sonucu beklemiyordum.
Çabuk parlayan/sinirli bir insan izlemini veren Süheyl Batum’’un ’‘siyaset dışı’’ sorulara nasıl yaklaşacağını kestiremiyordum çünkü.
Nasıl mı yaklaştı Batum?
Şaşırabilirsiniz ama çok şekerdi. Sorulan soruların ezberini bozmuş olmasından keyiflendi. Siyasetten biran olsun uzaklaşmak, galiba ona da iyi geldi.
Cevaplarken hem kendisi güldü, hem beni güldürdü. Eğer benim uçağa yetişme/canlı yayına çıkma derdim olmasaydı; eminim ki birkaç saat konuşabilirdi.
Neyse’… Belki röportaja tadını da bu ’‘sıkıştırılmış zaman’’ verdi.

Şimdi işim, o röportajı deşifre etmek.
Mesleğimin en zevksiz/zor/berbat işini yapmak, o bir saatlik kaydı, ’‘hap’’ yapıp size yutturmak’…
Size kalansa, (aman ne zor!) biraz beklemek.
Birazdan kastım, bu defa biraz uzunca.
Çünkü bu röportaj, önce Ege Koop’’un yılda 4-5 kez çıkan Çatı dergisinde yer alacak; sonra da Egedesonsöz’’de.
Sevgili Ege Koop Başkanı Hüseyin Aslan’’ın ricasıyla, dergiye destek vermek için yaptığım, son zamanlarda en keyif aldığım röportajlardan biri olan Süheyl Batum söyleşini, Ankara’’da yaşayan foto muhabirlerinin pîrlerinden, eski Yeni Asır’’cı Mustafa Abadan kardeşim fotoğrafladı ki’…  Farkı fark etmemeniz mümkün olmayacak.
Ege Koop Çatı, sanırım bir/iki hafta içinde basılmış olur.
Dağıtımı elden yapıldığı için bulamayabilir, göremeyebilirsiniz.
Bulamayan/göremeyenler için de, Egedesonsöz hizmetinizde olacak.
Umarım sizler de ’‘yorgunluğuna değmiş’’ dersiniz o zaman’…