GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
19 Ekim 2019 Cumartesi

Sevdiğiniz kadının ayakkabısından şampanya içer misiniz?

Arzular şelale olunca…

İçilir!

Kadın güzel…

Gözler üzüm buğusu…

Son derece zarif, incecik bileklerle bütünleşen…

Tertemiz, bakımlı ve…

Pamuktan farksız bebek gibi “öpülesi” bir ayağı taşıyan…

Uzun topuklu, sivri burunlu alev kırmızısı bir ayakkabı…

Pekala…

Şampanya bardağı yerine geçebilir…

***

Hayallerde donup kalan fantezi değil…

Hayatın ta kendisi…

Derin bir aşkın ayna gibi akseden…

Şölen’den farksız gösteri bölümü…

Sıraya giren erkekler var…

***

Bu satırlar benim değil…

Güngörmüş, geçirmiş…

“Geceleri O’dan sorun” diyebileceğim bir ağabeyimin bakışı…

Gelelim, hayatın kendisine…

Zaman Tüneli’ne giriyoruz…

***

Hem Avrupa’da hem Türkiye’de…

Sosyetenin doludizgin coştuğu…

Sınır tanımadığı 1950’nin renkli yılları…

İnsanoğlunun dünyaya “nasıl bakmayı” tercih ettiğine ilişkin…

Uçuk örneklerin yaşanmasına kapı aralamıştı…

Paranın şımarttığı bu insanlar…

Akla hayale gelmedik yöntemler icat(!) ederek…

Sözüm ona mutlu oldular…

Süt banyoları bunun en basit örneği; duymuşsunuzdur…

Ama bir gün, o da demode olunca…

Bu çılgın tabaka, göz kamaştıran partilerde…

Kadın ayakkabısından şampanya içmeyi…

Sıradan bir “fantazi” olarak hayata geçirdiler…

Türk dansöz Ayşe Nana’nın…

Taaa, 60 küsur yıl önce…

İtalya’nın başkenti Roma’daki bir partide sergilediği…

Erotik dansından çok…

O gece partiye gelen sinema oyuncusu Anita Ekberg’in…

Ayakkabısından şampanya içmek olay olmuştu…

Ünlü İtalyan yönetmen Federico Fellini ise…

Çok etkilendiği bu sahneyi…

Olay yaratan filmi “Dolce Vita / Tatlı Hayat” adıyla…

Sinemaya taşıdı; ortalık karıştı…

Kilise ayağa kalktı…

***

Türkiye geri kalır mı?

Aynı yıllarda…

Zeki Müren’le çevirdiği “Beklenen Şarkı” filmiyle…

Ün yapan Cahide Sonku

En güzel yıllarında İpekçi Ailesi’ne gelin gidince…

Kendisini tam bir “Dolce Vita” aleminde buldu…

Yemen doğumlu bu güzel ve alımlı kadın…

Bir partiden diğerine kanatlanıp uçuyordu…

Cahide Sonku, içkiyi fazla kaçırıp…

Ayakkabılarını etrafa savurduğunda…

Erkekler dayanılmaz bir istekle ayakkabıları kapmak için yarışıyor…

Ardından da topuk bölümüne şampanya döküp içiyorlardı…

Bu fantezi, İstanbul gecelerinde dönemin modası olmuştu…

Yıllarca sürdü gitti…

***

Cahide Sonku’ya gelince…

Hem artist hem film şirketi sahibiydi…

Bir yangın felaketi yaşadı…

Servetini kaybetti; acınacak duruma düştü…

O lüks hayat, bir anda elinin altından kayınca…

Kendini alkole verdi…

Sonunda…

Kendi isteği ile…

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yattı…

Bir gün…

Neden bu durumlara düştüğünü soran dostuna…

İbretlik bir cevap verdi:

“Ben düşmedim, ben bu yolu seçtim…”

Her şeye rağmen…

1950'lerin en büyük starı…

Tiyatro ve beyazperdenin “taçlı” kraliçesi…

Elmas topuklu ayakkabılarından…

Erkeklerin şampanya içmek için yarıştığı Cahide bir rüyaydı…

***

Gelelim bugüne…

Kapalı kapılar arkasında olsa da…

Ayakkabısından şampanya içirten…

Kadınlar hala var…

Daha birkaç yıl önce…

Hollywood’un büyülü yıldızlarından Uma Thurman

Bir davette…

Oscarlı yönetmen Quentin Tarantino’ya…

Ayakkabısına boşalttığı şampanya ile fondip yaptırdı!

***

Bizde de devam ediyor…

DJ Kerimcan Durmaz

24'üncü yaş gününü kutlarken…

Gülşah Saraçoğlu'nun ayakkabısından şampanya içmişti…

***

Tabii, iş tatbikata gelince…

Bizde şöyle muhabbetler olabilir mesela:

“Sevgilim bak sana o kadar aşığım ki, ayakkabından şarap içiyorum…”

Kadının gözlerinden alev fışkırır:

“Allah belanı versin; nasıl çıkacak şimdi o leke?”

***

Bitiriyoruz…

Şöyle diyenler de var:

“Ayakkabıdaki içkinin tesiri en alâ hayat iksirinden daha tesirli olur!”

Bi’tane daha:

“İçenler garanti 10 yaş gençleşir…”

Gönül coşturanı da var:

“Ayakkabının sahibesine bir hükmetme hissiyyatı verir…”

Hepsi laf…

Evde rakı imalatının “mecburen” moda olduğu şu günlerde…

Deneyen var mı, sen ona bak!

Nokta…

Not: Katkıları için, meslek büyüğüm Tayfur Göçmenoğlu’na saygılarımla…

Sonsöz: “Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım… Gözüm toprakla dolacak ama gönlüm daima aşk kokacak… / Hz. Mevlana…”