GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
24 Nisan 2015 Cuma

Seçim sathında son durum!

CHP seçim beyannamesiyle sokak üstünlüğünü ele geçirmenin mutluluğunu yaşarken karşı cephe yani AK Parti de boş durmuyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez aleni şekilde bir partiden yana taraf olan, seçim odaklı mitingler düzenleyip meydanlarda 400 vekil isteyen (sonrasında 335 de yeter demişse de) Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Savaşı’nın 100. Yılı münasebetiyle hazırlattığı, kendi sesinden bir şiiri de içeren kliple karşı atağa geçti.
Kabul etmek gerekir ki Çanakkale klibi, milliyetçi duyguları güçlü seçmen üzerinde, yani Erdoğan’ın son süreçte ulaşmaya yahut elde tutmaya çalıştığı seçmen üzerinde etkili bir karşı hamledir.
Erdoğan bu konuda antrenmanlı sayılır. 
17-25 Aralık girdabına sıkıştığı kritik 2014 yarışına günler kala da benzer bir atak yaparak sonuç almıştı çünkü. Tüm yasakları altüst edercesine ‘Türk bayraklı’ reklam filmini tam da Dışişleri Bakanlığı’nın sağır odasında kaydedilen konuşmanın internete düşürülmesinden sonra, yani ‘milli bir tehdit algısının tabana yayılmasından sonra’ servise koyan Erdoğan, kabul etmek gerekir ki Türk milletinin hangi damarına ne zaman neyi şırınga edeceğini çok iyi biliyor.
Ancak yine de CHP’nin hatta HDP’nin doğrudan hane ekonomisini ilgilendiren vaatleri halen sokak üstünlüğünü elde bulunduruyor. Emekli, dar gelirli, yoksul üzerine kurgulanan vaatler silsilesi Kılıçdaroğlu’na önemli bir fırsat tanımış görünüyor.
Ancak Erdoğan’ın yahut AK Parti kurmaylarının birinci hedefi CHP değil…
En azından şimdilik…
Çünkü CHP’nin ulaşabileceği en yüksek oyu biliyorlar.
Bana göre onların birinci hedefi MHP tabanı…
Ya da her an MHP’ye kayma ihtimali olan seçmen…
HDP’nin barajı aşmasını tabi ki istemiyorlar.
 Lakin asıl korkulu rüya HDP nedeniyle ‘eşyanın tabiatı gereği’ yükselişe geçme ihtimali olan MHP… Erdoğan’ın bir anda başta Kürt sorunu olmak üzere çözüm sürecinde ağız değiştirip, MHP lideri Bahçeli’den daha sert çıkışlar yapmasının yegane nedeni ve de anlamı budur.
Erdoğan da çok iyi biliyor ki Orta Anadolu başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’ndeki milliyetçi oyların HDP nedeniyle MHP’ye kayma ihtimali var. Batı’da da liste sancıları nedeniyle CHP tabanından MHP’ye yönelim olabilir.
Görünen o ki HDP’nin yükselişi durdurulamıyor.
Ama ‘TBMM’de dördüncü parti olsun, iktidarın burnu sürtülsüncüler’ ama solun solundaki seçmen ama Kobani psikolojisini sürdüren etnik kesim yüzde 10 barajını yıkmak için ciddi bir mücadele veriyor.
Şu anda sokakta en fazla konuşulan parti seçim vaatleri üzerinden CHP olabilir ama en fazla çalışan seçmen HDP’de… Barajı aşmaya öyle bir kenetlenmişler ki eşlerini dostlarını ikna etmek için ciddi bir psikolojik süreç yönetiyorlar…
MHP ise konjonktürel rüzgarların yelkenini şişirmesinden memnun görünüyor. 
Lakin MHP tabanında ciddi bir atak göze çarpmıyor. Bilhassa İzmir’de!
HDP’nin sokaktaki varlığı, CHP listelerinde sancı ve de iktidar partisinden şu veya bu nedenle uzaklaşan merkez sağ seçmenin İzmir ve de Ege’de MHP’ye yönelme eğilimi onlar için yeterli sanki. MHP’deki yükselişin listelerle, seçim beyannamesiyle ilgisi yok.
TBMM’de milliyetçi vekil sayısı çoğalsın düşüncesi şu anda yükselişin en büyük nedeni görünüyor.
Ama MHP bu rüzgarın 7 Haziran’a kadar sürmesini bekliyorsa her an ciddi bir yanılgı yaşayabilir. Çünkü Erdoğan ve AK Parti kurmayları kalan 45 gün boyunca milliyetçi söylemlerle öne çıkmaya çalışacaklar.
Önceki pek çok seçimde olduğu gibi Erdoğan, MHP tabanını bir şekilde yakalamayı başarabilir.
CHP’ye gelince;
Beyanname farkıyla sürecin psikolojik üstünlüğünü yakalamış olsalar da bu üstünlük 45 gün boyunca sürmeyebilir. Seçmenin ilgisini çeken CHP bu ilgiyi oya dönüştürmek zorunda…
Karar sürecini etkileyen 4 aşamadan ilkini yani ilgi uyandırmayı başardı CHP…
Şimdi sıra bu ilgiyi sandığa kadar taşımakta…
Sempatiyi oya dönüştürmekte... Yolları uzun ve de zorluklarla dolu…
En büyük zorluk CHP’nin kendi kadroları… Halkın sempatisini önce güvene ardından oya dönüştürecek olan kadrolardır çünkü. Halk yani seçmen reklamlardan etkilenebilir.
 Lakin vekil adaylarının saha performansını gördükten sonra kararını değiştirebilir de…
Sempatiyi, ilgiyi önce güvene sonra da oya dönüştürmekte iş biraz adaylara da düşüyor.
İzmir’i ele alırsak; CHP kadroları şu anda çok iyi bir sınav veremiyor.
Özellikle İzmir’e yabancı isimlerin ‘sığ ve de çiğ’ çıkışları örgütte sancı yaratmaya başladı.
Tecrübeli isimlerin dışlandığı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ortalıkta gözükmediği seçim sürecinde il Başkanı Bedri Serter’in sürecin kontrolünü ele alması biraz zaman alacak gibi görünüyor. Uzun lafın kısası CHP’nin İzmir kadroları senfoni tadı vermiyor henüz…
Maestro belli! Bedri Serter…

Şu anda hem maestroda hem de yönetmeye çalıştığı orkestrada ciddi sorunlar var.

Umarım bir an önce herkesin gözüne/kulağına çarpan uyum sorunu giderilir. Yoksa herkesin her kafadan bir ses çıkardığı tablonun adı senfoni değil kakafoni olur.
AK Parti’de de işler istendiği gibi gitmiyor. 
Dahası 2011’deki kadroların yaratacağı sinerjinin bu seçimde yakalanma ihtimali görünmüyor.
Hem lokomotifler açısından büyük bir boşluk var hem de arka sıralarda ciddi sorunlar var.
Almanya’dan gönderilen adayı gören yok henüz… Birinci bölgeyi şu anda iki aday sürüklüyor. Cemil
Şeboy ve de Necip Nasır!
İkinci Bölge’de İbrahim Turhan sürece ve İzmir’e çabuk ısınsa da Tunceli rektörünün yarattığı sancı ancak giderildi.
Aday gösterilmeyen Milletvekili Ali Aşlık’ın SKM Koordinatörü olarak sürece dahil edilmesi önemli bir artı parti için… AK Parti kurulduğundan bu yana tüm seçimlerin içinde olan Aşlık’ın İl Başkanı Delican’ın yükünü hafifletme çabası, bazı kritik süreçlerin daha hızlı işlemesini sağlasa da, Kılıçdaroğlu’lu CHP’ye karşı AK Parti’nin daha fazlasını yapması gerekiyor.
HDP’de Ferhan Ademhan krizi bir şekilde çözülmüş/aşılmış görünüyor. MHP’de kadrolu adaylardan mütevellit bir heyecansızlık göze çarpsa da 2 ve 3. sıralardaki isimlerin (Murat Koç, Aslan Savaşan, Sanem Kılıç) gayretleriyle MHP teşkilatı sürece motive olmaya çalışıyor.
Ve Vatan Partisi…
Kılıçdaroğlu’nu İzmir’de en fazla ciddiye alan, listesindeki isimler üzerinden bile çok konuşulan Vatan Partisi’nin 7 Haziran sandıklarındaki karşılığı doğrusu çok merak ediyorum. Şimdiden şu kadarını söyleyebilirim. Sürece en hazır ve en motive parti Vatan… 
Durum şimdilik bu meyanda…