GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
30 Eylül 2010 Perşembe

Savarona

Bilmiyordum, ’‘siyah kuğu’’ demekmiş Savarona.
Bildiğim, Atatürk’’ün yatı olduğuydu.
Son günlerini geçirdiği’… Güvertesinde yorgun ve dalgın haliyle hatırladığım için, adını ne zaman duysam bende biraz da ölümü çağrıştıran Savanora, ne yazık ki sadece bana değil, herkese ’‘fuhuş’’u da çağrıştıracak artık’…
Güvertedeki o hüzünlü son fotoğraf kareleriyle birlikte’…
Körpe kızlarla fantezilerini gerçekleştirmek için kamyon dolusu para ödeyen çirkin/paralı/ete aç adamlarının milliyetsiz suretleri de gelecek gözlerimizin önüne’…
Açın bakın Google’’ı, yazın Savanora diye’… Yanına yüz binlerce fuhuşun da yapıştığını göreceksiniz.
Silseniz/yasaklasınız/kazısanız neye yarar!
’“Atatürk’’ün yatından seks karşılığı para kazanıldığı’”, zihinlere kazındı bir kere’….
*
’“Bir çocuğun oyuncağını bekler gibi beklediği’” Savanora’’da sadece 6 hafta kalabilen, bu süreyi de daha çok yatarak geçirdiği bilinen Atatürk’’ün ölümünden sonra, Ulaştırma Bakanlığının emriyle Hazine namına İstanbul limanı gemi sicil defterine 2051 sicil numarasıyla tescil edilir Savarona.
İsmet İnönü döneminde de Cumhurbaşkanlığı yatı olarak korunur.
1951’’de donanmaya devredildikten sonra okul gemisi olarak kullanılmak üzere gerekli tadilat ve tamirleri yapılır; 2 Temmuz 1951’’de de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’’na devredilir.
Okul gemisiyken uzun süre Atatürk’’ün kullanmış olduğu özel daire eşyalarıyla birlikte muhafaza edilen Savarona, 1979’’da çıkan yangın sonucu ağır hasar görür.
Gölcük tersanesinde 6 ay içinde onarılır, bir müddet daha okul gemisi olarak hizmete devam eder, sonra kadro dışı bırakılır..
O gün, o yangından kurtarılabilen bir kısım eşyası 1986’’da teşhir edilmek üzere İstanbul Deniz Müzesi’’ne devredilir. Atatürk’’ün Savarona yatında kalmış olduğu 54 gün süresince kullandığı karyola, komodin ve komple yatak takımları da Deniz Müzesi’’nde, müzenin Atatürk salonuna konulur.
1989 yılında (Özal hükümeti döneminde) Savarona hakkında ’‘hurdaya çıkarma’’ kararı alınır.
İşte tam o yıllarda devreye, Kahraman Sadıkoğlu adlı işadamı girer ve yatı 49 yıllığına kiralar.
İçi Donald Starkey tarafından tasarlanan yatı yenilemek için 425 işçi, yaklaşık üç yıl çalışır. Restorasyon için Sadıkoğlu’’nun cebinden 25 milyon dolar çıkar.
Yeniden denize indirilen ’‘siyah kuğu’’, ona harcanın paranın karşılığını vermek üzere, çok paralıların yeni oyuncağı olarak sularda süzülmektedir artık’…
*
1989’’da hurdaya çıkarılırken niye itiraz edilmediğini, edildiyse de niye ciddiye alınmadığını, niye çürümeye bırakıldığını, niye kiraya verildiğini, Atatürk’’ün Savarona'dan önce cumhurbaşkanlığı yatı olarak kullandığı Ertuğrul gemisinin de niye söküldüğünü sormak için artık çok geç’…
Eşyaları kutsallaştıranları hiç anlamasam da’… Fetişist düzeyde bir saplantım hiç olmasa da’…
O yat, ne hurdaya çıkarılmaydı, ne kiralanmalı, ne satışı düşünülmeliydi.
Atatürk’’ten geriye kalan her eşyanın koruma altına alınması, gelecek kuşaklara aktarılması fetişizm değil,
Bu ülkeyi halka önderlik ederek emperyalist bir kuşatmadan sağ salim çıkarıp yaşadığımız bu ülkeyi borçlu olduğumuz bir kurtarıcıya/geçmişimize ve de kendimize gösterilmesi gereken bir saygıydı çünkü’…
Atatürk’’ten kalan emanete, bu saygıyı ve özeni göstermeyenlerin, şimdi Kahraman Sadıkoğlu’’nun ’‘Kiralayan kişinin ne yapacağını nasıl bilebiliriz? Parayı veren istediğini yapar’” demesine kızmamalı bence’…
Müze yapılabilecekken ya da resmi konuklar ağırlanabilecekken bunu yapmayanların bugünün siyasetçileri olmadığı, paraya tahvil edilen her türlü değerin, günümüze kadar adım adım nasıl kazındığı, maddenin manaya karşı kazandığı hakimiyetin altının, nasıl ve kimler tarafından döşendiği, her şeye nasıl alıştırıldığımız, uzun uzun düşünülmeli’…
Savarona’’nın Hazineye gelir sağlamak adına kiralanması ile hayata bakışı ’‘iş=para’’ olan bir adamın kendine gelir sağlamak için çok da umurunda olmadığı birilerine kiralaması arasında neredeyse hiç fark olmaması’… Sahiden üzücü’… Ve bu tablo sadece bugünün eseri değil’…
*
Turizm ve Kültür Bakanlığı resmi sitesinde Savarona’’yı anlatan tanıtım yazısı ’“Savarona, bugün yolcusu olma ayrıcalığı kazananlara zarafeti ve lüksü yaşatarak bir kez daha dünya sularında seyretmektedir’” cümlesiyle bitiyor.
O yatta yaşananların sadece ’‘zarafet ve lüks’’ olmadığını öğrendik artık ne yazık ki’…
Ve yazık ki, müze yapılması bile temizleyemeyecek bu kiri’…
O kir yüzeyde değil, çok derinlerde, bu ülkenin hücrelerine yürümüş/yayılmış/nüfuz etmiş bir kir çünkü’…
Kokusu da bu yüzden çok ağır/iç bulandırıcı çıkıyor işte’…