102 yıllık geçmişi olan İzmir Barosu’’na, kuruluşundan bir asır sonra bir kadın avukatın başkan seçilmesi’… Bir kadın olarak, doğrusu şahsımı epey keyiflendirdi.
Türkiye’’nin ilk kadın baro başkanının 1972 yılında Elazığ’’da ( Nermin Özkaya) seçildiğini, ardı sıra Sinop, Giresun, Çankırı ve Kütahya illerinin oylarını kadın başkandan yana kullandığını öğrendikten sonra, İzmir’’in bu ’‘gecikmeli’’ seçiminin daha da önem kazandığını söylemeden edemeyeceğim.
’‘Ayrımcılık yapıyorsun’’ deseniz de!
*
2004’’te ’‘bölündükleri için’’ seçimi Cumhuriyetçiler’’e (rahmetli Nevzat Erdemir’’e) kaptıran Çağdaş Grubun, bu kez Cumhuriyetçiler de (3 parçaya) bölündüğü için ’‘eşitlenerek’’ rövanşı alması, en çok eski Baro Başkanı Özdemir Sökmen’’in içine oturmuş olmalı ki’… Sitemkar bir açıklama yapmış gazetecilere:
’“Biz bir bölünmenin sonucu bu seçimi kaybettik. Bölünmeden yana olanlar umarım mutlu olmuşlardır. Bölünmeseydik 1800 oy alarak, diğer adaylara büyük fark atacaktık.’”
Bağımsız Savunma ve İlerici Avukatlar grubunu Çağdaş’’tan kopan avukatların oluşturduğunu, dolayısıyla o grupta da 3’’e bölünmüşlük olduğunu unutmuş görünen Sökmen’’in, yenilgi nedenlerinden birinin ’‘aşının tutmaması’’ olduğunu aklına getirmemesi de ilginç notlardan birisi olarak kaldı aklımda’…
*
5 800 kayıtlı avukattan sadece 4200’’ünün katıldığı, genç avukatların pek ilgi göstermediği seçimde sonuçların belli olmasından sonra ilk demecini veren İzmir Barosu Başkanı Sema Pektaş’’ın ’“İzmir Barosu bundan sonra her türlü demokratik muhalefette sesini yükseltecektir. İzmir Barosu'nun her zaman söyleyecek sözü vardır. Baromuz, hukuk devleti mücadelesinde taraf olacaktır’” şeklindeki sözleri, yeni baro yönetiminin eskisinden bir hayli farklı olacağının işaretiydi.
Genel Kurul’’da ’‘Çağdaş Grup’’ adına konuşan Avukat Ercan Demir’’in ’‘Türkiye’’de bu kadar ciddi hukuki meseleler varken bu genel kurulda bunların değil de üyelerin nasıl otopark hizmeti alacaklarına ilişkin konuşmaların yapılıyor olması’’ndan duyduğu rahatsızlığı dile getirmesi’…
Adayların seçim bildirgelerinin hukuki seviyesine dikkat çekmesi de’…
İzmir Barosu’’nun yeni yönetiminin, son 6 yılın yönetimine hiç ama hiç benzemeyeceğinin altının çizilişiydi’…
Seçimi kazandıktan sonra ilk ağırlık verecekleri konunun üyelerine ’“mesleki alanla ilgili kamusal destek sağlamak’” olduğunu belirten Başkan Pektaş’’ın, DGM'lerin yerine kurulan özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kuruluşunu sağlayan CMK 250. maddenin kaldırılması için kampanya başlatacaklarını söylediğini de eklersek’…
Muhalif İzmir’’e yakışan muhalif bir baronun yönetime geldiği, daha iyi anlaşılacaktır.
*
Üyelerine karşı ’‘küstüren değil birleştiren’’ bir strateji izleyeceğini, hukuk devleti mücadelesinde ise ’‘sesini yükseltip taraf olacağını’’ açıklayan İzmir Barosu yeni yönetimini bekleyen zorlu/mücadeleli bir yol var, belli.
Beni bekleyense, bu süreci başından itibaren takip eden bir gazeteci olarak, Çarşamba günü koltuğuna oturacak İzmir’’in ilk kadın Baro Başkanı Sema Pektaş ile uzun ve derin bir söyleşi yapmak’…
Hemcinsimle duyduğum gururu, sizlerle de paylaşmak’…
Biraz bekleyin’…