Bu sosyal medya bir alem…
Tam anlamıyla…
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların buluşma arenası…
Neden arena?
Beğenmedin mi, arkadaşı?
İndir başparmağını aşağıya…
Aslanlara yem olsun…
***
Atatürk’ün “renkli” heykellerini yapan…
Urlalı sanatçı Turgut Kahraman…
Neden bu kadar eleştiriliyor?
Bi’anda neden “tu kaka” oldu?
Neden?
Sosyal medyada çarmıha geriliyor?
***
Sanatçının evrensel tanımı şöyle:
Bir düşünceyi ya da bir görselliği…
En güzel şekliyle yansıtan veya ifade edebilen kişi…
Ha, heykel Atatürk’e benzemez…
Anlarım…
Veya çizilen resimdeki Atatürk’ün…
Kalbimizdeki Ata ile yakından uzaktan ilgisi yoktur…
O’na da eyvallah…
Yav, arkadaş üretiyor; evinin bahçesine dikiyor…
Kapkara bir Atatürk yerine…
Gökkuşağı gibi rengarenk Ata yaratıyor…
Neden “vur abalıya” diye çoban ateşi başlatıyoruz?
***
Atatürk aşkıyla…
Atatürk sevgisiyle yanıp tutuşan bu ülkede…
Neredeyse…
İki üç ayda bir…
Atatürk’ün büstünü, heykelini parçalayan…
Meczuplarla koyun koyuna yaşıyoruz…
O çirkin haberlerin çıktığı gün…
“Tuu, Allah belanı versin” diyoruz ve sonra unutuyoruz…
Atatürk heykelini parçaladı diye…
Bi’tane ceza alan var mı bu ülkede?
Hiç olmazsa…
Emek veren, yüreği Ata aşkıyla yanıp tutuşanların…
En azından emeklerine hürmeten...
“Gökkuşağı gibi Atatürk olur mu alla’sen!” deyip…
Sosyal medya’dan yaylım ateşine tutmayalım…
İsteyen alkışlar…
İstemeyen alkışlamaz…
***
Urla’da yaşayan Turgut Kahraman…
Güzel güzel anlatıyor…
Neden “Rengarenk Atatürk” heykeli yarattığını…
Efendice diyor ki:
“Atatürk'ü bütün Anadolu'nun renkleri ile yapmanın doğru bir çalışma olduğuna inanıyorum…”
Başka ne diyor?
Şunu diyor:
“Atatürk bir komutan, bir asker… Anadolu'yu kurtardı... Cumhuriyeti kurdu... Tarihe damga vurdu… Atatürk bizim gibi bir insan ve bizim gibi olan bu insan bütün kahramanlıkları yaptı... Bizim gibi de zeybek oynuyor… Ülkemizi kurtaran bu insanın resimlerini, heykellerini ölünceye kadar yapacağım…”
***
Bu sözler…
Toplumsal bir zıtlaşmaya yol açamaz…
Olsa olsa, bir sanatçının…
Yüreğinden taşan Atatürk sevgisi olur…
Bakın…
Bi’şeyi hatırlatmama izin verin n’olur…
***
Turgut Bey, gerçek bir Atatürk sevdalısıdır…
Durmadan…
Bıkmadan…
Ve de asla usanmadan…
Atatürk resmi yapar, heykel üretir…
Geçtiğimiz yıllarda…
Zeytinli Köşk Uluslararası Sanat Festivali’nde…
Dalgıç elbiselerini giydi…
Yanına tuval, fırça, spatula ve boya tüplerini alarak…
10 metreye daldı…
Yağlıboya tekniği ile…
Mor-lacivert harika bir Atatürk portresi yaptı…
Üstelik, 30 dakika gibi kısa bir sürede…
Resmi çizmek zor oldu…
Akıntı vardı, tuvali, boyaları tutmakta hayli zorlandı…
Festivale gelen yabancı sanatçılar…
O’nun bu performansına ve Atatürk aşkına…
Parmak ısırdı, hayran kaldı…
Suyun üstüne çıkınca ne dedi, biliyor musunuz?
“Yurt dışından gelen sanatçı dostlarımız, ülkemizle ilgili gördükleri, tanık oldukları her şeyi sosyal medyadan yayınlıyorlar… Ben de Ulu Önder’in portresini denizin altında çizerek onlara paylaşacakları güzel bir olanak sundum…”
Dediği çıktı…
Yabancı sanatçılar ilk kez böyle bir ustalığa tanık oluyordu…
Sosyal medyadan…
O anları dünyaya yaydılar…
Yetmez mi?
***
Bitiriyoruz…
Üretemeyen insan sanatçı olamaz…
Bizim…
Üreten sanatçılara ihtiyacımız var…
Arkadan harika bir gençlik geliyor…
İnsanların…
Aşk’la yarattıklarına “kulp” bulmayalım…
Atatürk…
Sadece bu ülke için değil…
Dünya için de bir “güneş”ti; unutmayalım…
Nokta…
Sonsöz: “Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki; o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”