GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
27 Ekim 2017 Cuma

“Reisicumhur olmuşsa ne olmuş?”

Pazar günü güzel ülkem Türkiye…

“En Büyük Bayramı”ını…

“Cumhuriyet Bayramı”nı…

94’üncü kez coşkuyla ve ilk günkü heyecanıyla kutlamaya hazırlanıyor…

Ben de… “Bu coşkunun tadını çıkaralım, içimize sindirelim” diye…

Bugünden itibaren…

Üç gün boyunca sizlerle Atatürk’ün, Cumhuriyet’i bu millete kazandırırken, satır aralarından süzülüp gelen ve dahi az bilinen “üç özel” hatırayı paylaşmaya karar verdim…

Bugün birincisi…

Anlatan, İsmail Hakkı Tekçe… Ömrünü Atatürk’ün yanında geçirmiş, özel-tüzel her şeye birinci elden vakıf, hatta bizzat içinde olan bir tümgeneral… Dönem tarihinin en önemli ismi olan merhum General Tekçe, bugün hala kulaktan kulağa anlatılan olayların başkahramanı olarak bilinir…

***

Tarih; 28 Ekim 1923… Yer; Çankaya Köşkü…

O geceki toplantıda Cumhuriyet’in ilanına karar veriliyor…

Ertesi gün Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıyor ve uzun görüşmelerden sonra Cumhuriyet ilan ediliyor…

Topların namluları istasyona çevriliyor ve…

“Ateş…” emri veriliyor…

Toplar yeri göğü inletip yeni bir Devlet’in, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşunu dünyaya duyuruyor…

***

Tekrar Meclis’e dönüyoruz…

O sırada Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor…

Atatürk cumhurbaşkanı seçilir seçilmez, General İsmail Hakkı Tekçe Çankaya Köşkü’nü telefonla arıyor, haberi sıcağı sıcağına Atatürk’ün eşi Latife Hanım’a ulaştırıyor…

Latife Hanım teşekkür etmediği gibi, bir sevinç belirtisi bile göstermiyor…

Hatta…

“Aaaaa, ne yapayım İsmail Hakkı Bey! Reisicumhur olmuşsa ne olmuş? Ne yapayım yani?” diyor…

***

İki gün sonra…

Yer; yine Çankaya Köşkü…

Atatürk’ün yanında yine çok değer verdiği bir konuğu var…

Adı; Yusuf Kemal Tengirşenk

Hem Osmanlı Meclisi Mebusanı’nda hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk dönemlerinde milletvekilliği yapmış; ayrıca farklı hükümetlerde İktisat, Dışişleri ve Adalet Bakanlığı görevlerini üstlenmiş bir isim…

***

Salona Latife Hanım geliyor…

Biraz dalgın ve endişeli bir şekilde Yusuf Kemal Bey’e soruyor:

“Nasıl kabul eder millet bunu? Acaba reisicumhurluğu hoş görür mü?”

Yusuf Kemal Bey, şu cevabı veriyor:

“Hiçbir sakıncası yok hanımefendi… Unvan değişti; başka bir şey olmadı… Zaten ne zamandan beri fiilen Cumhurreisi değil miydi?”

İşte, tam bu sırada Gazi Mustafa Kemal söze karışıyor:

“Yok canım…” diyor ve ekliyor:

“Benden vazgeçmeliydiniz… Ben başvekil olup çalışmalı, mücadele etmeliydim… Reisicumhur, Fevzi Paşa’yı (Çakmak) yapardık…”

Yusuf Kemal Tengirşenk gülüyor ve tarihe geçen şu cevabı veriyor:

“Hayal ile uğraşmayalım Paşam…”

***

Atatürk ile sadece 1000 gün evli kalan İzmirli Latife Hanım, neden Gazi Mustafa Kemal’in Cumhurbaşkanı seçilmesine sevinememişti?

Tam olarak bilmiyoruz...

Ama, tahminler var…

O’nu da YARIN bu köşede bulacaksınız…

Sonsöz: “Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz…”