GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
19 Nisan 2024 Cuma

Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?

Önceki gün (17 Nisan)

Aramızdan ayrılışının 31’inci yılı geride kaldı...

Hayret vallahi…

Zaman nasıl da su gibi akıp gidiyor?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin…

Belki de “en renkli” Cumhurbaşkanı olarak...

Tarihe geçtiği için…

Hala akıllarda...

Bugün 40’lı yaşlarını sürenler hayal / meyal...

50’sindekiler ise...

Bir film gibi hatırlıyor O’nu...

Yaşasaydı, “97 yaşında” olacaktı ve...

Eminim ki...

Makamının ağırlığına rağmen...

İnanılmaz esprileriyle hala unutulmaz olacaktı...

Mesela...

“Semra Hanım, hadi bir kaset koy da şöyle neşelenelim...”

Diyerek...

Fatih Köprüsü üzerinden eşi Semra Özal'la geçişini...

Yaşı tutanlar hiç unutabilir mi?

***

Turgut Özal...

Türkiye Cumhuriyeti’nin sekizinci Cumhurbaşkanı ve...

Ve enaz onun kadar önemli...

“Cumhuriyet döneminde doğan ilk cumhurbaşkanı” olarak...

Tarihe geçti...

O onurlu göreve...

9 Kasım 1989’da başladı...

Ne var ki…

Ömrü vefa etmedi…

***

Babası Mehmet Sıddık Özal…

Banka memuruydu…

Malatya'nın Çırmıktılı (bugünkü adıyla) Yeşilyurt ilçesinden…

Annesi ise…

Tunceli Çemişgezekli, ilkokul öğretmeni…

Kürt kökenli Hafize Hanım’dı…

***

Şimdi şaka gibi gelebilir ama…

Rahmetli Turgut Özal

Çocukluğunda “pilot” olma hayaliyle yanıp, tutuşuyordu…

Gelgelelim…

Eşekten düştü; kolu kırıldı…

Pilot olma hayali…

İşte tam da o acılı günde bitiverdi…

“Nasıl oldu?” diye merak ediyorsunuz di’mi?

Rahmetli neşeli bir akşam anlatıvermişti dostlarına…

“Ailece pikniğe gitmiştik; eve dönerken eşeğe bindirdiler beni... Semer kaydı; eşekten kolumun üstüne düştüm... Kolum fena kırılmış, kemik fırlayıp etimden dışarı çıkmıştı… Babama bir kırıkçıyı tavsiye ettiler... Eve geldi, kolumu yeniden kırdı, sardı... İyileştim ama diğer koluma göre kısa kaldı… Bu yüzden çok istediğim halde havacılık okuluna girip pilot olamadım…”

***

Halbuki…

Eşekten düşüp kolu kırılmasa…

Belki askeri okula girecek ve…

Kaderinde…

Önce “başbakan”

Daha sonra da “cumhurbaşkanı” olma ihtimali…

Sadece anılarda kalacaktı…

Ah; felek!

***

Bir “ilahi tesadüf” daha…

Küçük Turgut’un…

Pilot olma hayalleri sona erince…

Ailesi O’nu “paralı olan yatılı” Konya Lisesi'ne gönderiyor…

Lise birinci sınıfı bitiriyor ama…

Kaderinde yeni bir okul var:

“Kayseri Lisesi”

…Ve, şok bir olay…

Ömrü boyunca unutamadığı birkaç saat!

O dönemde görev yapan lise müdürü…

Her nedense…

Turgut Özal'ı okula kaydetmek istemiyor…

Turgut’un annesine…

Tarihe geçen bir karşılık verir o müdür:

“Sanki okuyup da Cumhurbaşkanı mı olacak?”

Ardından ekler:

“Başka okul mu yok?”

Yine de Turgut Özal, mahzunlaşınca…

Okulun müdürü…

Çok belirgin bir isteksizle kaydı yapar…

İşte o liseli Turgut…

Aradan yıllar geçtikten sonra…

Gerçekten…

Türkiye Cumhuriyeti'nin “8. Cumhurbaşkanı” olur…

Turgut Özal’ın mezun olduğu Kayseri Lisesi…

Belki inanmayacaksınız ama…

Uzun eğitim yaşında…

100 politikacı, 10 bakan ve 2 Cumhurbaşkanı çıkardı…

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal da…

O liseden…

O tarihte “Pekiyi” ile mezun olmuştu…

***

Turgut Özal…

Suikaste uğrayan ve yaralanan bir Başbakan…

Olarak da tarihe geçti…    

Takvimler 18 Haziran 1988’i gösteriyordu…

Anavatan Partisi'nin kongresinde kürsüye çıktı…

O sırada...

Kartal Demirağ adlı saldırgan…

Özal’a iki kez ateş etti…

Kurşunlardan biri Başbakan’ın önündeki mikrofondan sekip…

Sağ el başparmağını yaraladı…

O halde bile…

Konuşmasına devam etti:

“Bilhassa belirtmek istiyorum; Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur, biz de ona teslim olmuşuzdur…”

Demirağ dört yıl hapis yattı…

Daha sonra…

Turgut Özal, O’nu affetti…

***

Bitiriyoruz…

Sahi…

Yaşınız elveriyorsa…

Şu soruyu bi’soruverin kendinize…

“Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?”

Siz yanıt vermezseniz…

O’nu kitaplaştıran bir gazeteci olarak…

O anlamlı soruya…

Minik, minik cevaplar verebiliriz:

Mesela…

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, “Alışamadık…” sloganları ile tepki gösterenlere verdiği, “Alışırsınız, alışırsınız…” cevabı pek meşhurdur…

***

Mesela…

Meşhur Körfez Savaşı, O’nun cumhurbaşkanlığına denk gelmişti…

“Bir koyup, üç alalım” diyerek…

Ordu’nun Musul ve Kerkük’e girmesini istedi…

Zamanın  Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay…

Görev süresi sona ermeden kendi isteği ile emekliye ayrıldı…

***

Mesela…

Giyimiyle, konuşmasıyla, tavır ve hareketleriyle…

Gelmiş, geçmiş tüm Cumhurbaşkanlarından farklıydı…

Askeri birlikleri şortla denetleyince kıyamet koptu…

***

Mesela…

Turgut Özal, halk dilinde olduğu gibi…

Tonton, sevecen ve müşfikti…

Kolay kolay sinirlenmez ve kızmazdı…

Çok babacandı… Ailesine karşı büyük zaafı vardı…

Gün geldi, eşi Semra Özal ve evlatlarıyla ilgili müthiş eleştiriler aldı…

***

Mesela…

Bu dünyaya vedası bile…

İnanılmaz bir olayı peşinden sürükledi…

12 günlük Türkistan gezisinden dönmüştü…

Çok yorulmuştu…

Zaten…

Pek sağlıklı sayılmazdı; by-pass ameliyatı geçirmişti…

Aşırı kiloluydu…

Ona rağmen…

Sabah sporu yaparken kalp krizi geçirdi…

Ne ilginçtir ki…

Çankaya Köşkü’ndeki doktor o gün izinliydi…

Kurtaramadılar…

Bir süre sonra, “suikast” diyenler çıktı…

Daha ileri gidip, “Limonatasına zehir koydular” bile dediler…

İddialar o denli yoğunlaştı ki…

Vefatından 19 yıl sonra kabri açıldı, otopsi yapıldı…

Adli Tıp Kurumu, zehir bulunduğunu…

Ancak Özal'ın zehirden mi, yoksa başka sebepten mi öldüğünü…

Tespit edemediklerini açıkladılar…

***

Mesela…

İnançlıydı; Cuma namazlarına gider, orucunu tutardı…

Bir farkla…

“Cumhurbaşkanı şu camide Cuma namazı kıldı…” diye…

Haber yapılmasını asla istemezdi…

Dinin, Allah ile kul arasında, hassa bir ilişki olduğunu söylerdi…

Dini, politikaya alet eden bir siyasetçi asla olmadı…

Atatürk’e…

O’nun ilke ve inkılaplarına candan bağlıydı…

Semra Özal ile el ele tutuşur; öyle gezerdi…

Ve, O’nu her şeyden çok severdi…

(Kulakları çınlasın…)

Semra Özal’ın şu sözleri unutulacak gibi değildir:

“Ülkeye hakiki anlamda laikliği Turgut getirdi ve insanların ufkunu açtı… Bana, (Muhafazakar Turgut Bey’in eşi olarak viski içiyorsunuz, kahkahalar atıyorsunuz, dans ediyorsunuz… Hiç mahalle baskısı olmamış mıydı?) diye soruyorlar… Kur’an da okurum, eğlenceye de giderim… Hem de Kur’anı Arapça okurum… Beş vakit namazımı kılarım ama bir davette viskimi de içerim… Hepsinin yeri ayrı… Sağlıklı yaşamak adına puroyu azalttığım söylenebilir…”

***

Bitiriyoruz…

Özal, Türkiye’nin çehresine değiştirdi…

Kimilerine göre…

Bu ülkeye çağ atlatmıştı…

Kimilerine göre ise…

Amerika hayranıydı ve tüm patronları harbiden severdi…

Kimileri itiraz edebilir ama…

Öyle ya da böyle…

Bundan 35 yıl önce…

Türkiye’yi dünyanın örnek alınacak ülkeleri arasına sokmuştu…

Nokta…

Hamiş: “Türkiye hala kalkınamamışsa bunun en büyak sebebi Batı’nın içimizden çok kolay adal satın alabilmiş olmasıdır… / Turgut Özal – Türkiye Cumhuriyeti 8’inci Cumhurbaşkanı…”

Sonsöz: “Turgut Özal, tıpkı bir kuyruklu yıldız gibi geldi ve geçti… Onu tutamadık… / Anonim…”