GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
20 Ocak 2011 Perşembe

Öyle bir gün’…

Önceki gün. Gazetede, her zamanki gibi bir gün.
Gündemden akan haberlere yetişmek için parmaklar kah klavyede, kah mausta; gözler kah bilgisayar ekranlarında, kah televizyonın altından geçen son dakika haberlerinde.
Eller/gözler çalışırken, onlarla paralel konuşmalar dolaşıyor büro içinde.
Sonra birden’… Aniden kararıyor ekranlar, ışıklar sönüyor.
Elektrikler kesiliyor.
Bir süre öylece kalınıyor. Hani ’‘şaka yaptık’’ dercesine elektriklerin gelmesi bekleniyor. Kısacık bir mola gibi geçiyor 5-10 dakika.
Kısacık konuşmalardan sonra ağır bir sessizlik çöküyor ortama. Ve tuhaf bir tedirginlik. Ne yapacağını bilemez hali. Ne konuşacağını, ne söyleyeceğini kestiremeyenlerin varlığı dolaşıyor ortada.
Dış sesler susunca iç sesler giriyor devreye işte o zaman.
Bir dostla karşılıklı soruyoruz birbirimize, aslında kendi içimize.
’‘Sahi, biz eskiden ne yapardık? Yani elektrik yokken, ya da elektrik var ama televizyon/telefon/bilgisayar/internet yokken?
Konuşurduk.
Kulağımıza dayadığımız ahizelerden ya da parmaklarımızla internetten değil, yüzyüze birbirimize bakarak/dokunarak konuşurduk.
Akşamları eve girince düğmesine basılan, gece yatıncaya kadar izlesen/izlemesen sürekli çalışan/konuşan bir ekran karşısına dizilmeden önceleri’… Neler yaptığımızı anlatırdık birbirimize.
Konuşurduk/tartışırdık/küserdik/barışırdık/gülerdik/ağlardık.
Cepten gönderilen gülen/ağlayan yüzlerle değil, seslerle anlatırdık/paylaşırdık duygularımızı.
Teknolojik olarak değil; insani olarak paylaşırdık zamanlarımızı.
Zamanı kullanan bizdik.
Oysa şimdi, kullanılan olduk.
Aynı evi/işyerini kullanan tek kişilikler haline geldik.
Sohbetlerin tadını unuttuk.
Komşuluklarımızı/akrabalık bağlarımızı yok ettik.
Yalnızlaştık’…
 
Makineye bağlı olarak nefes alıp veren/beyin ölümü gerçekleşmiş aslında yaşamayan hastalar için ’‘fişi çekmek’’ sözü vardır ya’… Aslında gündelik yaşamlarımızda fişi çeksek’… Asıl o zaman yaşama döneriz diye düşünmeden edemedim önceki gün karanlıkta geçen 45 dakikada’…
Fişi çekmenin her zaman hayatı sonlandırmadığını, bazen başlattığını’… Tıpkı ağır ağır yenilen bir yemekte lezzetin daha çok farkına varılması gibi, hayatı yavaşlatmanın yaşam kalitesini/lezzetini artırdığını’…
Hayallere zaman kaldığını’…
*
Elektrikler geldi sonra. Sustuk.
Hayal etmeye/konuşmaya zaman yoktu yine. Çalıştık’…
Tam yazıyı yayına verirken, sevgili İbrahim Yüncü’’den gelen bu karikatürle gülümsedik’…
:)))) Leylekten sonra: How Babies Are Born These Days