GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
17 Mart 2021 Çarşamba

Ne mutlu Türküm diyene!

Yarın, 18 Mart…

Tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak kabul edilen

Çanakkale Zaferi’nin…

106’ncı yıldönümü…

İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşan orduya karşı kahramanca direnen…

Dünyaya…

“Çanakkale geçilmez!” cümlesini ezberleten…

Savaşlar zincirinin…

Kahramanlık Destanı’na dönüştüğü gün…

Hani…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün…

Mehmetçik’e…

“Ben size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum…” diye…

Kükrediği günler…

***

Takvimdeki 18 Mart…

Bundan böyle…

Bu topraklarda bir başka gurur destanının “bitiş” günü…

Olarak tarihe geçecek…

“Andımız”

Danıştay kararı ile…

88 yıl sonra sizlere ömür…

***

Çanakkale Destanı’nı, bu millet 106 yıldır unutmadı…

“Andımız” da unutulmayacak…

***

Bi’kere bilmek gerek…

Acaba, “Andımız” neden?

“Türküm, doğruyum, çalışkanım…” diye başlıyor…

Neden?

“Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir…” diye devam ediyor…

Ve, neden?

“Varlığım, Türk varlığına armağan olsun… / Ne mutlu Türk'üm diyene!” sözleriyle sona eriyor?

***

Yasaklayanların bu üç cümleyi kavrayabilmesi için…

Çanakkale Deniz Savaşları sırasında yaşanan…

(Harbiden yaşanan… İsteyen Genelkurmay’ın arşivlerine baksın…)

Üç Mehmetçik’in öyküsünü bilmesi gerekir…

(Artık onlar hayatta değil; ruhları şad olsun…)

***

Birinci öykünün kahramanı Ezineli Halil Helvacı:

“Bir defasında üç gün hiç durmadan süngü harbi yaptık... Düşmana Arıburnu'ndaki mevziden ateş ediyoruz. Tetiği çekiyorum tüfek patlamıyor... Yanımdaki arkadaşa (Tüfek bozuldu galiba) dedim… Arkadaş kontrol ettikten sonra yüzüme acı acı baktı ve (Senin tüfekte bir şey yok, tetiği çeken parmağın kopmuş be adam) deyince kopan parmağımın acısını o an duydum…”

***

İkinci öykünün kahramanı Çan İlçesi’nden Mustafa Aksoy:

“Seddülbahir'de başımızdaki komutan Yüzbaşı Şerafettin Bey, besmele çekip, (Hadi aslanlarım, ananız sizi bugünler için doğurdu. Ben sizin önünüzden gidiyorum, siz arkamdan gelin, sakın korkup geri çekileyim demeyin, düşmana aman vermeyelim) diye emretti… O sırada dizlerimin altından vurulmuşum. Arkadaşlarımın hepsi şehit olmuşlardı... Kanlı derenin içi yaralı dolu… Sıhhiye yok, yaralarım kendiliğinden soğudu…”

***

Bayramiç'in Aşağışevik Köyü'nden Mustafa Konar:

“Kocadere'de ve Arıburnu sırtlarında düşmanla göğüs göğüse çarpıştık... Sabahlara kadar ateş kesilmezdi… İstihkamların arası insan cesediyle doluydu. Arpa demeti gibi yayılıp kalıyorlardı. Ne kadar düşman öldürdüğümüzü hatırlamıyorum. O soruyu tüfeklere sormalı…”

***

Bugün itibarıyla tarihe gömülen “Andımız” var ya…

106 yıl önce…

Çanakkale’de…

Vatan’ın bir karış toprağı uğruna bile seve seve canını verenleri…

Korkmamayı bilen nesillere…

Hatırlatmak ve dahi…

Hiç unutulmamasını sağlamak için yazılmıştı…

Ne hazin bir son…

Nokta…

Sonsöz: “Yoktu ekmeği, aşı… Yoktu toprağı, taşı… Çanakkale’yi taşımıştı sırtında, mangal yürekli bir onbaşı… Çanakkale Zaferimizin 106. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Çanakkale Geçilmez diyen tüm şehitleri rahmet ve minnetle anıyoruz…”