GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
28 Ekim 2021 Perşembe

Meleklerin melek annesi!

İnsanoğlu’nun tükenişi…

Hatta bitişi…

Ve dahi hayata küsmesi…

Ağlatan filmlerin senaristleri elinde acı soslu hikayeler oluşturur!

Okurken fazla etkilenmeyebilirsiniz ama…

Filmi izlerken…

Gözyaşlarınız, pınardan farksız hale gelir…

Tükenişi hızlandıran ise…

Sevdiklerimizin kaybıdır…

Bu öykü…

Ömrü hayatınızda ender karşılaşacağınız…

Bir annenin bitişinin…

Kahreden anlarıdır…

Allah, kimselere yaşatmasın…

***

İki gün sonra…

117 hemşehrimizi aramızdan alan…

Yüzlerce yaralıyı…

Binlerce evsizi ağlatan…

İzmir depreminin birinci yılı geride kalacak…

Allah tekrarından korusun…

Gelgelelim…

Kalplerdeki sızının dineceği yok…

Yaraların kabuk bağlaması ise mümkün değil!

Bu acı, bitiren acıdır!

***

Tülin Batmaz’ın ikizleri vardı…

15 yaşındaydı Çınar ile Sayra

Bayraklı’daki Rıza Bey Apartmanı’nda yaşıyorlardı…

Tülin Hanım…

Her sabah yavrularının kahvaltılarını hazırlar…

Sonra onların yanaklarına kocaman birer öpücük kondurup…

İşe giderdi…

Bir gün önce çocuklar…

(Sanki içlerine doğmuş gibi…)

“Yarın işe gitmesen olmaz mı?” demişlerdi…

***

O gün programı değiştirmediler…

Tülin Batmaz…

Çocukların öğlen yemeklerini hazırladı…

“Sakın yemeğinizi yemeden çıkmayın evden!” demeyi de ihmal etmedi…

Güneşli bir sabahtı…

İzmir havası insanı nasıl da mutlu ediyordu…

Saat 14.30’da çocukları aradı…

Sabah onları öperken sıkı sıkı tembih etmişti ama…

Bi’kez daha…

“Yemeklerinizi yemeyi unutamayın” demek istedi…

Ne de olsa ana yüreği işte…

***

11 dakika sonra her yer sallanmaya başladı…

Herkes şoktaydı…

Tülin Hanım…

Hemen cep telefonunu tuşladı…

Kızı, oğlu korkmuşlar mıydı acaba?

Önce Sayra’yı çevirdi…

Ulaşılamıyordu…

Çınar’ı aradı…

Delikanlı sadece “Çok kötü anne, çok kötü…” diyebildi…

Saniyenin yarısı kadar bir zaman içinde…

Sadece bir kelimenin ucunu duyabildi…

Talihsiz Çınar…

“Yıkılıyor…” demek istemiş ama sözünü tamamlayamamıştı…

Gerisi ise…

Derin bir sessizlik…

***

Tülin Batmaz, deli gibi fırladı işyerinden…

Arabayı nasıl kullanmış…

Bayraklı’daki o apartmana nasıl ulaşmıştı…

Bugün bile hatırlamıyordu…

Gözünün önünden gitmeyen tek şey…

Kesif toz bulutu içindeki…

Yerle bir olan Rızabey Apartmanı’ydı…

O an…

Kendi deyimi ile “boyut” değiştirmişti…

***

Bıraksalar enkaz yığının tepesine çıkıp…

Tırnaklarıyla molozları deşip yavrularına ulaşacaktı…

Tuttular o anneyi…

“Bu bizim işimiz, merak etme kurtaracağız çocuklarını!” dediler…

İnanmak istedi, bütün kalbiyle…

O kadar perişandı ki…

Ağlayamıyordu bile…

***

Üç gün üç gece…

Gözlerini dikti…

Güvenlik kordonun arkasından yuvasına bakarak bekledi…

Göz pınarları kurumuştu…

Belden aşağısı felç geçirmiş gibiydi…

Tekerlekli sandalyede yavrularını sayıklıyordu…

75 saat saat nasıl geçmişti?

Birden enkazın önündeki kalabalık dalgalandı…

Bağırışlar duydu:

“Sayra ve Çınar çıktı…” diyorlardı…

Şoke haldeyken bile…

Ana yüreği işte…

“Neden alkışlamıyorlar?” diye sordu, yanındakilere…

Öyle ya…

Enkazdan sağ çıkanlar…

Alkışlar arasında ambulansa taşınıyordu…

Filmlerde bile öyleydi…

Nefesi kesildi bi’an…

“Alkışlanmayanların” hikayesini de biliyordu elbette...

Kalbi duracak gibi oldu…

Su yetiştirdiler…

Acı gerçeği kulağına fısıldadılar, sabır dilediler…

Tülin Anne’nin çığlıkları gecenin karanlığında kayboldu!

***

Sonra anlattılar acılı anneye her şeyi…

Aslında…

O gencecik masum ikizler çok bilinçliydiler…

Deprem sırasında olmaları gereken pozisyonda bulunmuşlardı…

Birer melek gibiydiler…

Enkaz tozunun dışında hiçbir şeyleri yoktu…

Çünkü…

Talihsiz yavrular Sayra ve Çınar…

Deprem fobisi oluştuğunda…

Kalpleri durduğu için hayatlarını kaybetmişlerdi…

***

Acıların büyüğü-küçüğü olmuyor…

Acılar, çoğu kez rüya olup beynin kıvrımları arasında…

Yuva kuruyor…

Acılar bu nedenle hiç unutulmuyor…

***

Doğurdu, büyüttü, 15 yaşına getirdi ve…

Depremde iki yavrusunu birden kaybetti…

Tülin Batmaz, yıkıldı…

Hayat sevincini yitirdi…

Ha’ni, depremden yarım saat önce…

Çocuklarını arayıp da…

“Yemeğinizi yediniz mi?” diye sormuştu ya…

İşte o sorunun cevabını…

Hala bilmiyor dersek, inanır mısınız?

Ne acı değil mi?

***

Bitiriyoruz…

Acılı anne Tülin Batmaz…

Bir yıldır…

Sosyal medya üzerinden…

“İyilik İkizim…” adını verdiği projeyle…

Yavrularının anılarını yaşatmaya çalışıyor…

Ne yapıyorsa…

Yardımseverle el ele vererek yapıyor…

Mesela…

Afrika’da 3, Asya’da ise 1 su sebili açtırdılar…

İkisi İstanbul’da, 1'i İzmir’de otizmli çocuklar için sınıf yarattılar…

Sayra ve Çınar için hatıra ormanı projesi başlattılar…

Kütüphane açıyorlar o meleklerin adına…

“İyilik İkizleri”nin annesi Tülin Batmaz ile…

O’na el veren yardımseverlere…

Siz de elinizi uzatır mısınız?

Nokta…

Sonsöz: “Dayanılması en zor acılar, insanın içinde gizlediği acılardır… / Honore de Balzac – Fransız roman ve oyun yazarı…”