GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
8 Kasım 2010 Pazartesi

KKDF mağdurları; haydi hep birlikte bankaya!

Var olan bütün bankalar birbirlerinin ’‘cep ikizleri’’ ve de müşteri memnuniyetinden ziyade, ’‘müşterinin ihtimamla nasıl yolunacağı’’ üzerine kader birliği yapmışlıkları olduğu için’… Adını vermeme gerek yok.
İşte, hangisi olursa olsun, her ne sebeple kapısından içeri girersem gireyim; kendimi sahiden de ’‘koyun’’ gibi hissettiğim bankalardan birinden, hiç hesapta olmayan bir sağlık gerekçesi nedeniyle, tüketici kredisi almıştım geçen ay.
İlk ödemem geldi ve kırpılmaya gönüllü bir sakinlikle şubeme gittim, sıra numaramı aldım ve ’‘ding dong’’ uyarısıyla vezneye yöneldim.
Hesabımdaki küçük meblağın üzerini tamamlayacak miktardaki parayı görevliye uzattım.
Kredimin ilk taksitinin ödendiğine dair makbuzu bekliyordum ki’…
Veznedeki hemcinsim, ’“30 lira daha’” dedi.
Hesabımdaki 45 TL’’nin üzerine 195 lira daha koyunca, kredi taksitimin karşılanacağını hesaplayabilecek kadar toplama+çıkarma bildiğimden, ’“niye’” diye sordum doğal olarak.
Aldığım cevap, ’“Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu arttı, bu artış tüketici kredilerine yansıdı. Parayı ödedikten sonra, yeni ödeme planını müşteri temsilcilerimizden alabilirsiniz’”di.
Krediyi alırken, benden ne kadar faiz alacaklarını, aylık taksitlerimin ne olacağını falanı filanı bilerek imza atmış biri olarak şimdi benden daha fazla para talep ediliyor oluşunun yarattığı sinir ve şuur kaybıyla, bankaların gelmişlerine/geçmişlerine rahmet okuyan cümlelerimden sonra’…
Kendimi, krediyi aldığım müşteri temsilcisinin önüne attım.
Bu oran nasıl bir artıştı ki, benim aylık ödememde 30 lira gibi çok yüksek bir artışa neden olmuştu?
Ve ne hakla benden hesapta olmayan bir para isteniyordu?
Müşteri temsilcisi hanım, artış oranına tabii ki şaşırdı ve hemen hesabıma girdi.
İkinci şuur kaybımı orada yaşadım; neyse ki ayakta değildim ve iyi ki, temsilci hanım, bankacılarda pek de rastlanmayan bir kibarlığa ve de sakinliğe/tatlı dile sahipti.
O sakinlikle -ve en az benim kadar şaşırmış bir ifadeyle- 30 liralık fazlalığın nedeninin sadece KKDF oranı olmadığını, asıl kesintinin, geriye dönük hesap işletim bedelinden kaynaklandığını söyledi. ’“Yeni değil de, eski bir müşteri olarak görünüyorsunuz burada. Geçmişe dönük olarak, hesap işleme bedeli kesmiş arkadaşım sizden. Yani 27 lirası bu yüzden, 3 lirası da KKDF oranlarının yüzde 10’’dan yüzde 15’’e yükseltilmesinden kaynaklanıyor’” dedi.
’“Ne eskisi? Ben sizin bankanıza müşteri olarak ilk kez geçen ay geldim ve bankanızla yaptığım ilk ve tek işlem, bu lanet tüketici kredisini almak oldu’” şeklindeki cevabımdan sonra durum aydınlandı.
İki yıl önce bir bankayı devralarak yeni adıyla hizmet vermeye başlayan bu banka; sadece devraldığı bankanın değil, onun da 10-15 yıl önce devraldığı bütün bankalardaki (kapatılmış dahi olsa) müşteri hesaplarına ’“eski müşterimiz’” muamelesi yapıyormuş!
Yani bendeniz, muhtemelen (muhtemelen diyorum, çünkü gerçekten hiç hatırlamıyorum) 15 yıl önce adı/sanı kalmamış o bankalardan biriyle bir işlem yapmışım ve ne verecekli, ne alacaklı bir durum olmamasına rağmen, şu an kredi aldığım bu banka, 15 yıl önce açtığım hesaba dayanarak, bu sanal işlemler için benden 27 lira kesmiş bulunuyordu.
Durum, o kadar ’‘aleni hırsızlıktı’’ ki, müşteri temsilcisi hanım, benim şaşkınlıktan açık kalan ağzımı kapatmama, daha doğrusu saydırmalara başlamak için açmama fırsat vermeden; ’“Ben bu durumu Genel Müdürlüğe bildireceğim, lütfen telefonumu bekleyin’” diyerek, haksızlığın giderileceğine dair işaret verdi.
O kadar öfkeli, o kadar öfkeliydim ki; kendimden korktum, bankadan resmen dışarı fırladım. Deli Dumrul’’a bile rahmet okutacak uygulamalardan biriyle karşılaşmıştım.
Bu ve benzeri şekillerde kimbilir kaç milyon kişi soyuluyordu ve kimbilir kaçımız farkına varabiliyordu’…
Üç saat sonra müşteri temsilcisi arayıp genel müdürlüğün itirazımı kabul ettiğini, 27 liranın hesabıma iade edildiğini haber verdiğinde bile, öfkem geçmiş değildi.
Eğer hesabımdaki miktar büyük; kredi ödemem de otomatiğe bağlı olsaydı’…
Ve bankaya bizzat gitmemiş olsaydım; o 27 lira, farkına varamadığım için kuşkusuz ’‘iç’’ edilecekti.
İç edilemedi; dikkatim ve itirazım, ’“eğer iade edilmezse, 27 lira için 2 milyar lira harcar dava açarım bankanıza, bilesiniz’” sözlerim sonucu geri adım atıldı.
’‘Pardon’’ demelerinin nedeni kibar ve iyi niyetli olmalarından değil; benim hakkımı arayışımdandı.
*
Şimdi sıra, geçmişe dönük kredilere de işletilen ’‘KKDF kesintisi için itiraz’’ etmeme geldi. Yani, bir ay önce aldığım iki yıl vadeli kredime, her ay 2 lira olarak yansıtılacak fazlalığa/soyguna karşı çıkmama’…
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF), tüketici kredilerine uygulanan ’‘Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) kesintisindeki artışın iptali’’ için, bugün Danıştay'da dava açtı.
TÜDEF Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, yaptığı basın açıklamasında, tüketici kredilerinden alınan KKDF kesintisinin ’‘hiçbir yasal yönü bulunmadığını’’ söyledi; şöyle konuştu:
''Bakanlar Kurulu'nun, olmayan bir yetki ve ortadan kalkmış bir yasal dayanağa rağmen KKDF oranını artırması hukuk tanımazlıktır. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ise Bakanlar Kurulu Kararı bile olmayan bir yetki ile yasaları geriye doğru işletiyor. Yani hukuku katlediyor. 'Hukukun üstünlüğü' diyenler, şimdi 'ağzımızdan çıkan kanundur' diyerek üstünlerin hukukunu uyguluyorlar. Çünkü bir an için Bakanlar Kurulu'nun yetkisi olduğunu düşünsek bile, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından, Bankalar Birliği'ne gönderilen genel yazı, hukuk bilmemektir, yasalara saygısızlıktır. Kabile devletlerinde bile olmayacak bir uygulamadır. Çünkü, imzalanmış sözleşmelerde geriye doğru değişiklik yapılmaktadır. Bu konuda sözleşmede hüküm olsa bile bu hüküm, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 6. maddesi gereği haksız bir şarttır. Karar, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10. maddesindeki, 'Taraflar arasında akdedilen sözleşmede öngörülen kredi şartları, sözleşme süresi içerisinde tüketici aleyhine değiştirilemez' hükmüne aykırıdır. Hukukta var olan, kanunların genel olarak ’‘geriye işlemezliği’’ ilkesine aykırıdır. Hukukta bir yasal değişiklik söz konusu olması halinde, lehte olan hükmün uygulanması kuralına aykırıdır, Anayasa'nın 73. ve 172. maddelerine aykırıdır. 1985 yılında verilen yetki, 2006 yılında TBMM'ce kaldırılmıştır. KKDF kesintisinin hiç bir yasal yönü yoktur. Bu nedenle KKDF oranını artıran ve artırımı Bakanlar Kurulu Kararı imzasından önceki tüketici sözleşmelerine de uygulayan kararın, yürürlüğünün durdurulması ve iptali için bugün Danıştay'da dava açtık. Kanuna, açık aykırılık umuyoruz ki hukuk yolu ile düzeltilecektir. KKDF tamamen iptal olacaktır.''
Çetin’’in tüketicilere yaptığı tavsiyeye uyarak, bugün ’“kesintinin yasal olmadığı’” konusunda bankaya dilekçe vereceğim ben de.
Çünkü, KKDF kesintisi iptal edilirse, geriye dönük kesintileri alabilmenin tek yolu bu.
Eğer siz de KKDF mağduruysanız; haydi bankanıza!
’“Biz koyunuz, bankalar da celep dediysek, bu kadar da demedik’” demeye.
’“Gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılan mağrur koyun’” olmamaya.
Önümüz kurban bayramı; kasabın elinden kurtulup ortalığı kırana kesen ve sahibini ’“kestiğine/ keseceğine pişman eden’” koçları/davarları örnek almaya.
Kesimden kurtulamıyoruz, hiç değilse bunu yapalım kardeşim!