GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
8 Mart 2021 Pazartesi

Kırmızıya davetiye!

Geçtiğimiz Cumartesi’yi…

Yıldırım hızıyla açılıp/saçıldığımız için tarih, muhtemelen şöyle yazacak:

“Kim korkar hain Korona’dan?”

***

Mart’ın 6’sıydı ve aylar sonra…

Resmen “Ne yaparsan yap!” günüydü…

Hava yazdan kalmaydı…

O sıcak “ortamda” ve dahi “gevşeme” koşullarında…

“Yok, ben evde kalacağım!” diyen; laf aramızda sopa yemeyi bile hak ediyordu…

Zincirimizi kırdık, sokağa çıktık…

Lebalep üstü lebalep kalabalığın arasına karıştık…

1 Haziran 2020’yi bile gölgede bırakan…

6 Mart 2021’i “Normalleşme Bayramı” ilan ettik…

***

O gün test pozitifliği %9’du…

(Yazın bi’kenara…)

***

Oysa…

100 bin nüfusa karşılık gelen vaka sayısında…

Türkiye’nin üçüncü büyük kenti “hassas” bi’çizgideydi…

Rengi “turuncu” olmuştu…

İzmir “yüksek riskli bölge” kabul ediliyordu…

Eğer bu kadim kent…

Biraz daha “Bana ne; başıma ne gelirse gelsin!” derse…

Turuncu’dan “kırmızı”ya gidiş, bir “tık” uzaktaydı…

Kırmızı, “çok riskli bölge” demekti ve…

Eninde sonunda “tam kapanma”nın adresi olacaktı…

***

O Cumartesi akşamı…

İzmir Tabip Odası önceki başkanı Op. Dr. Suat Kaptaner

Şöyle dedi:

“Bugünün açılıp saçılması, kendini 20 Mart’tan sonra gösterir… Dilerim kötü günler yaşamayız…”

Dr. Kaptaner, Yavru Vatan’dan örnek verdi:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, restoran ve kafelerin sadece dış  mekanlarının açılmasına izin verdi… Ayrıca, çalışanlarına da PCR testi yapılması zorunluluğu getirdi… İşte sınırlı açılış için alınan hayati önlem bu…”

***

Haftasonu bilgilerine göre…

Bugünden (pazartesi) itibaren…

İstanbul’un turuncu’dan kımızı’ya…

Ankara’nın da sarı’dan turuncu’ya geçmesi gerekiyor...

Bu gidişat karşısında Sağlık Bakanlığı hangi önlemleri almalı; vatandaş ne yapmalı?

Üç gündür açık olan restorana, bir anda…

“İndir kepengini yeniden” demek, nelere mal olur?

***

İzmir’in 40 yıllık hekimlerinden Kaptaner…

Sıkıntılı bir sürecin başlamasından endişe ettiğini dile getiriyor:

“Kalabalık kongreler, cenaze törenleri, kadınların aynı apartmanın tek dairesinde gün yapıyoruz bahanesiyle buluşması, cumartesi-pazar bin-bir mazeret uydurup sokağa çıkmalar, market market dolaşmalar, aklınıza gelmeyecek adresleri kumarhanelere çevirmeler, toplumun el frenini boşalttı… Toplumsal dayanışma ve mücadele ruhu zedelendi…”

***

Peki, önümüzdeki yakın süreçte bizi neler bekliyor?

Dr. Kaptaner, evirip/çevirmedi; dümdüz yorum yaptı:

“Vaka sayısı artınca, Devlet Baba muhtemelen (Gördünüz mü, olmadı… Yapamadınız… Gevşemeye ayak uyduramadınız!) denilecek… Kabahat vatandaşa yapışacak…”

***

Son soru: Vatandaş’a, “Olmadı, yapamadınız!” demek, başta okullar olmak üzere hayal kırıklığı yaratmaz mı?”

Op. Dr. Suat Kaptaner, temkinli konuştu:

“Aslında vatandaşta suç yok… Pandemiyi vatandaş yönetmiyor ki… Sorun pandemi yönetiminde… Bu ülkenin Sağlık Bakanı, cenazelerdeki sosyal mesafelerin hiçe sayıldığını görünce, (Bu benim kusurum... Bu nedenle ben vatandaşlarımdan özür diliyorum…” demedi mi? Aynı şekilde yüz yüze eğitim bir gün ertelenince Milli Eğitim Bakanı, (Veliler kusuruma bakmasın; özrümü kabul etsin” diye af edilmeyi beklemedi mi? Eskilerin güzel bir sözü var… At sahibine göre kişner! Şimdi, vatandaş da kalkıp, (N’apalım? Biz de öngöremedik!) derse ne olacak?”

***

Bitiriyoruz…

Kabul etmek gerekir ki; Pandemi’yi yönetmek zor ve ciddi bir iş…

O mikrop, hata ve vurdumduymazlık kaldırmıyor…

Hele hele siyasi hesap hiç kaldırmıyor…

Her şeyi yeniden yaşayıp, öğrenmek zorundayız…

Aynı hatayı ikinci kez yapınca…

Artık ona “hata” diyemeyiz…

Ayrıca…

Her şeyi yeniden yaşayıp öğrenmek zorundayız…

Bilim Kurulu’nun prestiji ve güvenilirliği asla sarsılmamalı…

Aslında…

Bilim Kurulu da…

Sağlık Bakanlığı’nın başı da…

Güzel ülkemin farklı köşelerinde…

Tanık oldukları “lebalep” kalabalıkları gördükleri gün…

Dizginleri ellerinden kaçırdılar!

Yürekli biçimde “feraset” gösterebilselerdi…

Bugün…

Türkiye’nin Korona Tablosu’nda…

Günlük vaka sayısı 12 bine dayanır mıydı?

Karadeniz kıyıları “kıpkırmızı” olur muydu?

Toplam vefat sayısı 30 bine koşar mıydı?

Nokta…

Sonsöz: Her şeye rağmen güzel haber: “Pandemi’nin 2022 yılı başında biteceğini tahmin ediyorum…” / Hans Kluge – Dünya Sağlık Örgütü – Avrupa Direktörü)