GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
4 Eylül 2024 Çarşamba

Kılıçları çektiler çünkü...

Memleketimin insanı…

Asker ruhludur…

Mesela…

Askere gitmeyene kız vermezler…

Bu konuda tutucu bi’yanımız var ama…

Haklıdır milletim…

Zaten…

Kimileri “gereksiz” bi’şekilde alınıp / içerlese de…

Bu milletin evladı “Mustafa Kemal’in Askeri” olmakla övünür…

Neyse…

Gelelim şu “kılıç” meselesine…

Bugünün olayı değil askeri törende “kılıç çekmek”

Osmanlı’dan, Cumhuriyet’e miras gibidir o savaş kılıcı…

Açalım hafiften…

Göğüsleri kabartan bu geleneği…

***

Eski Türkler’de kadınlar, erkekler gibi savaşır…

Ok atar, kılıç kuşanır ve ata binerdi…

Türkler, kadınlara “Hatun” diye seslenirdi…

Bu söz “Kraliçe” anlamına geliyordu...

Ama şu özel ayrıntıyı bilmekte de yarar var…

Arapların “kadın” tanımlamasında kullandığı…

“Avrat” ifadesi ise…

“Kusurlu kadın” anlamına gelir aslında...

Biz Türkler…

Her asırda…

Medeniyet olarak…

(*) Diğerler milletlerden hep üstündük…

***

Bugün sanki bambaşka bir alemdeyiz…

Asırlar boyu erkeğiyle birlikte…

Her türlü sıkıntıya ortak olan…

Birbirinden güzel yavrular doğuran kadın…

Bugün…

Bu bereketli topraklarda…

“Koca” ya da “Sevgili” kurbanı olarak anılıyor…

***

İşte, bu nedenledir ki…

Bu devirde kimin “kılıç çektiği” önemlidir…

Yazın bunu bi’kenara!

İnsanlıktan çıkmış kimi kocalar…

Onca yıllık hayat arkadaşlarını…

Çocuklarının annelerini…

Üstelik sokak ortasında…

Ve dahi…

Herkesin gözü önünde son nefesini verinceye kadar…

Bıçakla delik / deşik ediyorsa…

Yapacak hiçbir şey kalmamış demektir…

Çünkü…

O gözü dönmüş, kana susamış manyak kocaların…

Neredeyse tamamı…

Duruşmaya kravat takıp…

Takım elbiseyle geldikleri için…

“İyi halden yırtıyorlar…”

***

Dönelim bizim kılıç kuşanan gururumuz teğmenlere…

Işık saçan o gençlerin…

Harp Okulu mezuniyet töreninde…

Kılıçlarıyla sergiledikleri onurlu görüntü…

Dahası…

“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz…”

(**) Nidaları…

Mevcut iktidarın “işaret parmağı” ile…

“Bak bu olmadı işte…”

Mealinde tavır sergilemesi “son derece” yanlış olur…

Olsa olsa…

Atatürk sevgisi ve onun yarattığı…

“Türkiye sevdalısı olmak işte budur…” dedirtecek bir gösteridir o…

Her diploma töreninde…

Bu ve buna benzer sahneler…

Mezun teğmenlerin ömür boyu unutamayacakları…

Onurlu bir heyecanın göstergesidir…

“Kimse bundan alınmamalıdır; onlar bizim evlatlarımızdır!”

Vatanını, milletini her şeyden üstün tutmaları…

Öğretilmiştir onlara…

Dahası…

O “kılıçlı gösteri”nin bir diğer anlamı da…

“Dosta güven, düşmana korku salmak…” olarak bilinir…

Kılıçlarını kınından çekmiş…

O mezun teğmenlerin…

“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz…” diye töreni çınlatmalarını…

Dönüşü olmayan yollara çekmenin anlamı yok…

***

Bitiriyoruz…

Hiç dikkat ettiniz mi?

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş…

Neden?

Ayasofya Camii’nde kılınan ilk cuma ve bayram namazında…

Kılıçla hutbeye çıkıyor?

Çünkü…

İstanbul fethedildiğinde…

Ayasofya’daki ilk Cuma hutbesi de kılıçla okunmuş ve…

481 yıl böyle devam ediyor…

Hutbenin bu şekilde okunması…

Bir yönüyle Ayasofya’nın camiye çevrildiğinin ilanıdır kuşkusuz…

Diğer yönüyle de fethe dair bir mesaj…

Bir ulvi gelenek…

Kimse soruyor mu şu soruyu Diyanet’in “1 numaralı” koltuğuna?

“Hocam neden kılıçla dolaşıyorsunuz?”

Nokta…

(*) Göktürk Grubu / Sosyal Medya)

(**) Nida: Seslenme…

Hamiş: “Genç teğmenlerin (Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!) seslenişlerinin altında Atatürk’ün kimliğine yönelik hakaretlerin çoğalması da var… Bu tartışılmaz bir gerçek” diyenlerin sayısı hiç de az değil…

Sonsöz:Türkiye değişiyor… Türkiye ne Erdoğan’ın ne yeminli Erdoğan taraftarlarının ne de yeminli Erdoğan karşıtlarının arzu ettiğinden farklı bir şekilde değişiyor… Her iki taraf da bu dönüşümü anlamaya çalışmak yerine tepki gösteriyor… / Murat Yetkin – Gazeteci…"