Başlığa bakıp, bu satırları okumaya başlayan…
Büyük olasılıkla…
Hafiften ironi yaparak…
“Benim yaşım yetmez” filan, diyebilir…
Haklıdırlar…
O zaman…
Empati yapalım, bardağa dolu tarafından bakalım…
***
Doğrudur…
Yarım asırdır İzmir’e hükmeden belediye başkanların hiç biri…
Türkiye’nin en büyük açık hava çarşısı…
“Tarihi Kemeraltı” için…
Ne yaptılar?
Esnafı kaderiyle baş başa bıraktılar…
Hamasi sözcüklerin gölgesinde yürüyüp, gittiler…
Biraz o çarşının sokaklarındaki taşlarla oynadılar…
Kadınların ayakkabı topukları kırıldı, değiştirdiler…
Biraz tentelere (güneşliklerle) oynadılar…
O da aşı tutmadı…
Denetimlerde “hanutçulukla” mücadele ettiler…
O da Allah kayıra…
Araç girişlerini önlemek bariyer koydular…
O’nun saatleri de esnafı mutlu etmedi…
***
Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği’nin yeni yönetimi…
Belki de ilk kez…
Bu kadim kentin seçilmiş bir numaralı yöneticisi Tunç Soyer’e…
12 maddeden oluşan…
“Yazılı Talepname” verdi…
Bu çok ciddi bir gelişmedir!
Söz uçar gider…
Yazı asırlarca kalır…
Dernek yönetimi de aynen böyle yaptı…
Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nı capcanlı biçimde…
Gelecek nesillere bırakmayı amaçladığını söyleyen…
Esnaf Derneği’nin çiçeği burnunda başkanı Semih Girgin…
Demek ki…
Acayip kararlı tarihi çarşıyı…
“10 numara, beş yıldız” yapmaya…
İyi de…
Bunu nasıl yapacak…
Daha doğrusu…
Kimselerin yapamadığını…
Soyadı gibi “Girgin Başkan” nasıl yapacak?
***
Bakın şöyle yapacak…
Tunç Başkan, ne demişti koltuğa otururken?
Şöyle demişti:
“Uyuyan bir güzeldir İzmir, bir öpücük bekliyor... Biz öpeceğiz, biz uyandıracağız ve ayağa kaldıracağız…”
Kemeraltı Esnafı’nın Lideri…
Tunç Başkan’a bu sözlerini hatırlattı ve devamını getirdi:
“Eğer İzmir bir aşk ise Kemeraltı da o aşkın gerdanlığı olmalıdır... Bu gerdanlığı parlatacak, değer katacak ise Büyükşehir Belediye Başkanı olarak sizsiniz…”
Bu sözler…
Bu kentin başkanını kalbinden yakalamaktır!
***
Bi’önemli ayrıntı daha var…
Hiçbir belediye reisi, Kemeraltı Derneği Başkan ve esnafını…
Büyükşehir Meclisi’nde ağırlamadı…
Bu bir ilk’tir…
Anlamı şudur:
“Size bu kenti yöneten kalbin misafir odasından söz veriyorum…”
***
12 maddelik “arzular şelale” listesinin…
Her maddesi anlamlı…
Sadece…
Tarihi Çarşı’yı tehdit eden “olası yangın” tehlikesi için…
Tek satır bile yok…
Daha geçenlerde bir tarihi binanın çatısı yandı…
Kemeraltı için en büyük tehlike yangındır…
Dev itfaiye araçlarının çarşıya girişi zordur…
Bi’katkım olsun diye söylüyorum…
Acaba, diyorum…
İtfaiye Daire Başkanlığı…
Tek araçlı da olsa bir ekibi, tarihi çarşının uygun bir yerinde…
7x24 konuşlandırabilir mi?
***
Şu tespit önemlidir…
Tarihi Çarşı’da gece alışveriş olmaz…
Bunu geçelim…
Ancak…
Ayın belli günlerinde…
Işıklarla şıngır-mıngır hale gelebilir…
Mesela…
Önümüzde bir Yılbaşı var…
Aralık ayının ortalarından itibaren…
Tarihi Çarşı süslenebilir…
Hava şu sıralarda çok erken kararıyor…
En azından 20.30’a kadar dükkanlar açık kalabilir…
Nasıl?
İyi olmaz mı?
***
Bakın…
Yaklaşık “sekiz bin esnaf”ın ekmek yediği…
Yüzlerce yıllık geçmişi olan…
Bi’çarşıdan söz ediyoruz…
Esnaf derneği temsilcilerinin…
Kuşkusuz dilek ve temennileri olacak…
Ancaaak…
İzmir’i yöneten Tunç Soyer’in de beklentileri var, bence…
Örneğin, vatandaş…
Hanutçuların kendisini kolundan çekip…
Mağazaya / dükkana nazikçe(!) sokmasını istemiyor…
Demek ki…
Kemeraltı Esnaf Derneği’nin de bi’takım sözler vermesi…
Şarttır ve kaçınılmazdır…
Derneğe bina da bulunur…
Esnaf Korosu da kurulur…
Kemeraltı için özel bir şarkı da hazırlanır…
Esnafa kişisel gelişim eğitimleri de verilir…
Bunlar olmayacak şeyler değil…
Ama zabıta da…
Şaaak diye, her gördüğü “kusur” için ceza yazmasın…
İkaz etsin, mühlet versin…
Ensesindeki kulağı(!) ile dinleyen esnaf olursa…
Bastırsın o zaman cezayı…
***
Kemeraltı esnafı Başkanı Girgin’e göre…
Başkan Soyer ile “aynı ritimde yürüme”nin bir karşılığı var…
Bunu esnafına da aktardı:
Anlamlı bir sözdür:
Ne demişler?
“Vermeden almak Allah’a mahsustur!”
***
Bitiriyoruz…
Neyle…
Tunç Soyer Başkan’ın…
Kemeraltı esnafından üstüne basa basa istediği…
Özel bir ayrıntı ile:
“Bu tarihi çarşı pırıl pırıl yaparız ama esnafı da güler yüzlü, dürüst, müşteri dostu ve şık olmalı…”
Bence zor değil!
okta…
Sonsöz: “Her şey, neye layıksa ona dönüşür… / Hz. Mevlana…”