GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
17 Şubat 2011 Perşembe

Kemal Karataş, neden özür dileyecek?

Kemal Karataş adını duyunca ’‘tüyleri diken diken olan’’lardan değilim.
Hatta’… ’‘Öfke ile sempati’’ arasında gidip geldiğim bu ismi, sevenlerdenim.
Siyaseten hayli uzağında olmama, bana da defalarca ’‘bu da yapılır mı kardeşim’’ dedirtmesine rağmen, o malum deliliğinin altında bir kalp yattığını defalarca gördüğüm için belki de’… Severim.
Aklına geleni söylemesine, hedef yaptığına saydırmasına, basına ziyadesiyle bol malzeme vermesine, kafasında gezdirdiği tilkilerin kimi zaman yüzüne yansımasına, çok cin geçinirken hop diye başka cinler tarafından çarpılmasına, lafazanlığına, deliliklerine kızsam da gülsem de’…
Siyasetçi Kemal Karataş’’a saygı da duyarım.
Onun ne olursa olsun ’‘altı ok’’u hiç terk etmeyişine, altı okun onu terk ettiği dönemlerde bile koruduğu sessizliğe, kişilere kızdığında dahi partisine laf etmeyip/ettirmeyişine, itildiği zamanlarda dahi, söz konusu partisiyse öfkesine yenilmeyişine...
Erkekler arasında çok az görülen ’‘tek eşliliğin’’ siyasi anlamdaki karşılığı ’‘tek partililik’’se eğer’… Her şeye rağmen partisiyle, bu birlikteliği yürüttüğü’…
Her şeye rağmen hep aynı lidere bağlı kaldığı için,
40 yıldır partisinin hamallığını yapmasına,/hep çapaya gitmesine, tam zirveye çıkmışken/çıkacakken alaşağı oluşuna/edilişine, bütün bu inişlerde/çıkışlarda bırakın para kazanmayı/zenginleşmeyi, para kaybedişine/malından oluşuna büyük ölçüde şahitlik etmiş bir gazeteci olarak, İzmir’’in bu en renkli politikacısının doğru ve yanlışlıklarındaki tutarlılığa, ne olursa olsun kıvırmayıp/kıvırtmayışına’…
Biraz da şaşarak saygı duyarım.
*
Biliyorum, ’‘nereden çıktı şimdi bu Kemal Karataş’’ diyorsunuz.
Sebebi şu.
Onun SHP İzmir İl Başkanı, benimse politika muhabiri olduğum dönemlerde başlayıp 20 yıla uzanan tanışıklığımız/arkadaşlığımız süresince, en azından bana karşı yalan söylemeyen, çok sıkıştırdığımda ise yalan söylemek yerine ’‘beni konuşturma şimdi=sana yalan konuşmak istemiyorum’’ demeyi tercih eden Kemal Karataş, önceki gün bizim bürodaydı.
Söz hakkını kullanmak, bu vesileyle bugüne dek çeşitli nedenle ertelenen ziyareti yapmak istemişti.
’‘Cevap hakkım var’’ dediği; bir hafta önce CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır’’la gerçekleştirdiğim röportaj üzerineydi.
Bayır’’ın ’“Kemal Karataş’’a hiç benzemem’” sözünü doğrulayan, ’‘evet, kesinlikle birbirimize benzemeyiz. Bak o konuda doğruyu söylemiş’’ diyen, neden benzeşmediklerinin nedenlerini anlatan Kemal Karataş’’ın cevap hakkı, ’‘seçim startının verildiği toplantıya çağrılmayışı’’yla ilgiliydi.
Röportajda Bayır’’ın ’“ Kemal Abi yılların partilisidir. Çok emek vermiştir partiye. Çok emek vermesine rağmen bir noktada olamaması da benim için üzücüdür yani. Keşke seçim startında gelseydi de ben nasıl eski il başkanlarını takdim ettiysem, onu da takdim etseydim diyorum. Ama yoktu orada, bilemiyorum işi vardı belki’” sözlerine itiraz etti ve sordu:
’“Davet edilmediğim yere nasıl gidebilirdim ki?’”
Gerçekten şaşırdım. Döne döne/tekrar tekrar ’‘bir yanlışlık olmasın’’ diye sordum.
’‘Hayır yok’’ dedi; ’‘Çağrılmadım. Benim çok emek verdiğimi söyleyen, beni orada görmek isteyen biri, açar telefonu çağırırdı. Veya diyelim ki çok meşgul, sekreterine açtırır ’‘il başkanımız sizi orada görmek istiyor’’ dedirtirdi. Hiçbiri olmadı. Ne kendisi, ne il örgütünden biri, ne de sekreteri, beni arayıp davet etti. O gün orada değilsem, işim olduğu için değil, çağrılmadığım içindir.’”
’“Bütün il başkanları çağrılmış, hepsi de davete uymuş. Niye bir tek sizi çağırmasın ki’” diye sordum elbet.
’“Bilemiyorum. Bildiğim, davet edilmediğimdir. Çağrılsam, niye gitmeyeyim ki? Onlar sokakta kısa pantolonla oynarken, ben bu partinin üyesiydim. Partimin seçim startının verildiği yerde niye olmayayım?’” cevabını aldım.
Konu noktalandı.
*
Kemal Karataş’’la o gün çok uzun konuştuk; Ümit’’in ’‘şahane bir röportaj olurdu’’ diye takıldığı/hayıflandığı kadar uzun’…
Hem çok soru sordum, hem de yeri geldi ’‘sen de ama çok feci hatalıydın’’ diye sık sık suçladım.
Yerelden girdik, Baykal’’dan/Sav’’dan/Kılıçdaroğlu’’ndan çıktık. İzmir’’in ilçelerini tek tek dolaştık, yerel seçimler öncesi ve sonrası perde arkasında yaşananları konuştuk detaylarıyla. Ne röportaj istedi, ne de ’‘Tacettin Bayır’’ın davet etmediği’’ dışında, söylediklerinin yazılmasını.
Lakin’… İzni olmadığı halde şu kadarını yazmak zorundayım.
Kemal Karataş, 13 Haziran’’dan sonra ’‘yazılmak kaydıyla’’ konuşacak ve benim ’‘şunlarda şunlarda çok hatalıydın’’ dediğim suçlamalara, ’‘yazılmak üzere’’ cevap verecek, hatta bazıları için ’‘hata yaptım, özür dilerim’’ diyecek.
’‘Neden şimdi değil’’in cevabı belli. Seçime 3.5 ay kala, partisine zarar vermek istemiyor.
Özür dileyeceği ’‘hata yaptım’’ diyeceği konular ne Karataş’’ın?
Bunların arasında ’‘aday gösterilmesini sağladığı’’ kimi CHP’’li belediye başkanları var mı? Bilmiyorum.
Ama tahminlerim var.
Eğer tahminlerimi doğrularsa’… İzmir’’i sahiden sallar Karataş’’ın özürleri.
13 Haziran’’da Türkiye’’deki sarsıntının arasında kaybolur mu kaybolmaz mı söyledikleri?
Bakalım’… Ömrümüz varsa, görürüz elbet’…