Bir şehrin...
İnsanlığa adanmış...
Geleceğe miras...
Zümrüt yeşili ormanları...
Her yıl...
Neredeyse aynı ayın içinde...
Otomatiğe bağlanmış gibi...
Cayır cayır yanar mı?
“Yok artık...” diyeceksiniz ama...
Ne yazık ki...
“Var artık...”
***
İzmir’in en güzel köşelerinden biri olarak...
Tartışmasız ilk 10’a giren Menderes ilçesinin ormanları...
Her yaz “muntazam” yanıyor!
İnanmayan Google’a baksın...
***
2010’da yanan orman var mı?
Var...
***
2011’de ciddi miktarda yeşil örtü kül olmuş mu?
Olmuş!
***
2012’de korkutan bir orman yangını yaşamış mı ilçe?
Yaşamış...
***
Ertesi yıl yine ağaçlar tutuşmuş mu?
Tutuşmuş!
***
2014’te bir gecede Gümüldür’deki çam ağaçları için yandı, bitti kül oldu dedik mi?
Dedik!
***
2015 - 2016 yazlarında Menderes’e baka baka ciğerimiz yandı mı?
Yandı!
***
2017 Temmuz’nda bi’de baktık ki...
Bu kez alevler Deliören Köyü’nden yükseliyordu...
200 hektara yayılan zeytin ve meyve ağaçları kül oldu...
Ne olur ne olmaz diye...
Menderes’e komşu ilçelerin iki gün suları ve elektriği kesildi...
***
2019 Temmuz’unda...
Menderes’ten yükselen alevler...
Türkiye’yi ağlattı...
Yine çok sıcak bir Temmuz günüydü...
Cehennem alevleri, gece yarısına doğru...
Özdere’den yükselmeye başladı...
Orası oteller bölgesiydi...
Hemen boşaltma işlemi başladı...
Kızıl felaket, üç gün üç gece sürdü...
Karşıyaka kadar bir alan kömür karasına döndü...
***
Dün sabahın ilk saatlerinde...
“N’oluyor?” diye...
Önce Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar’ı aradım...
Alevlerin yutmasına ramak kaldığı yazlıkçı sitesine gelmişti...
Şöyle dedi, telefonda:
“10 yaşında tanık olduğum Ahmetbeyli yangınını unutamıyorum... Bu onu da geçti...”
Ben sormadan Başkan söyledi açık açık:
“Bir yangın en fazla yarım saat içinde dört ayrı yerde başlar mı? Gümüldür, Çileme, Değirmendere Çatalca... Nereye bakacağımızı, koşacağımızı şaşırdık...”
Sonra ekledi:
“Bile bile yaktılarsa o hainlerin bulunması lazım!”
***
Daha sonra...
Yangın bölgesinden...
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yle konuştuk...
Geçtiğimiz yıl büyük yangında sorduğum soruyu tekrarlayacağımı anlamıştı...
Sabotaj ihtimalinin gereğini yapacak olan...
Polisti, jandarmaydı ve nihayetinde adalet’ti...
Üstelik...
Kasıtlı orman yakanın cezası belliydi:
“Müebbet Hapis”...
Dolaylı ormanı tutuşturan bile aynı ceza ile yargılanıyordu...
Çok taze bir örnek verdi Bakan Pakdemirli:
“Geçen yıl Eylül’de Pendik’teki Aydos Ormanı’nı, PKK terör örgütü adına yaktığı gerekçesiyle yargılanan sanık, üç ay önce müebbet ve 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı...”
Bakan, bi’an sustu ve...
Çarpıcı final cümlesi ile olaya nokta koydu:
“İçimiz sızlayarak yaşadığımız şu Menderes yangını için (Kasıt yok!) demek, bence saflıktan başka bir şey olamaz!”
***
İki gündür uyumayan...
Bel fıtığı yüzünden ağrı kesici iğne tedavisi ile ayakta duran İzmirli Bakan Pakdemirli’ye...
İlk bilgi olarak şunu demişler:
“Yangının başladığı yerde piknikçi mangalı bulduk...”
Yeterli mi?
Hainler de oraya “aldatıcı” dekor olsun diye mangal yerleştirebilir!
Amaçları...
Dikkatleri başka yere çekmek...
Olamaz mı?
Hepsinden önemlisi...
İzmir’de neredeyse “yeşil” bırakmayan orman yangınlarının tamamının suçlusu...
Sadece “mangal” ve “izmarit” olabilir mi sizce?
Sonsöz: “Orman yangınlarının yüzde 98’i insan eliyle çıkıyor, bunu unutmayalım...”