GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Ağustos 2020 Çarşamba

Kadere bak!

Yalova’nın Elmalık Köyü’nde doğdu…

Anne tarafından Rizeli, baba tarafından Selanikli…

Çiftçilikle geçinen bir ailenin oğlu…

Fizik-Kimya Öğretmeni…

33 yaşında CHP İl başkanı seçildi…

Hayatını verdi; Altıok’lu partiye…

Dört dönem milletvekili olarak görev yaptı…

Partisinin Grup Başkanvekilliği’ni üstlendi…

CHP’de Genel Başkanlık yarışına girdi, olmadı…

Partisi O’nu Cumhurbaşkanı adayı yaptı…

Kürsüden kalabalıkları inandırmada üstüne yoktu…

Tam anlamıyla bir “belagat” ustasıydı…

AK Parti Lideri Recep Tayyip Erdoğan’la yarıştı…

CHP adına, ilk kez…

Türkiye rekoru kırdı!

%30’u aştı; 15.5 milyon oy topladı…

Sonra…

Partisine küstü; köşesine çekildi…

18 yaşından beri CHP’ye emek veriyordu…

Üç gün önce…

“Muharrem İnce CHP’den ayrılıyor; parti kuruyor!” diye yazdılar…

Siyaset arenasına bomba düştü…

İnkar etmedi ama “Evet” de demedi!

***

Yıllar, yıllar önceydi…

Robert Kolej mezunu yetenekli bir gazeteci ve…

Duygu yüklü bir şairdi…

CHP’nin başında İsmet İnönü vardı…

İsmet Paşa, parmakla gösterilen o genç adamı…

36 yaşında Çalışma Bakanı yaptı…

45 yaşına geldiğinde…

O genç adam artık CHP’nin Genel Başkanı’ydı…

1974-2002 yılları arasında…

Bu millet O’na…

Dört kez Başbakanlık görevi verdi…

Kıbrıs Barış Harekatı’nın emrini veren liderdi…

12 Eylül Darbesi ile 10 yıl siyaset yasaklısı oldu…

İşte, tam bu sırada CHP’nin geleceği tartışılıyordu…

İzmir’den siyaset arkadaşları Ankara’da ziyarete geldi…

O akşamüstü…

Bülent Ecevit, yol arkadaşlarına şöyle dedi:

“Artık CHP’nin, Adalet Partisi’nden farkı kalmadı!”

Nitekim…

Eşi Rahşan Hanım’a Demokratik Sol Parti’yi kurdurdu…

Siyasi yasak sona erince de…

Kısa adı “DSP” olan gıcır gıcır o siyasi oluşumun başına geçti…

***

Ecevit, CHP ile ipleri kopardıktan sonra…

DSP’yi iktidar yaptı…

Meydanlarda yine “Karaoğlan…” sloganları atıldı…

Tek fark, bayraklardaydı…

***

Şimdi, büyük fotoğrafa bakıyoruz…

Son 60 yıl içinde…

Siyaseti, CHP’de filizlenerek yapmaya başlayan…

İki liderden biri…

Parti kurarak (DSP) yola devam etmiş…

Şimdi, unutulmaz bir başbakan olarak kalplerde yaşıyor…

Diğeri ise…

Bülent Ecevit, henüz üç yıllık Çalışma Bakanı iken…

Yalova’da gözlerini dünyaya açan…

Ve iki yıl önce de...

CHP’nin “Cumhurbaşkanı Adayı” olarak meydanları inleten…

Ancak…

İki hafta önceki Kurultay’da…

Oturması için tuvaletlere yakın yer ayrıldığı iddia edilen…

Muharrem İnce…

***

Şu kader, bazen nasıl da acımasızca örüyor ağlarını!

***

Bu ilahi “yola çıkış” benzerliğini hatırlatan…

Kimdir dersiniz?

Atatürk’ün partisine…

Hem milletvekili hem il başkanı hem de belediye başkanı olarak…

Yıllarını veren Bülent Baratalı’dan başkası değildir…

Siyasetin “bir bilen”i olarak ün yapan…

Hepsinden önemlisi…

Muharrem İnce’yi çok iyi tanıyan Baratalı’nın…

Politika Tarihi Dersi’nden farksız sözleriyle aydınlanalım:

 

“Bence, Muharrem İnce, stratejik olarak rahmetli Ecevit’i izliyor!

Çünkü, diyor ki: Ben CHP’den kopan bir hareketin başında değilim… Benim yanımda eski siyasetçileri göremeyeceksiniz… Şu sırada tabii ki, (Sen CHP’nin öz evladısın… Bunu yaparak tam da iktidara hazırlanan CHP’yi bitiriyorsun…) diyorlar… Muharrem de, bunu söyleyenlere, (Ben yeni bir hareketin başlatıcısıyım… Asla bir bölen olmayacağım…) diye karşılık veriyor…”

***

Bir tarihi vakayı hatırlatmakta yarar var…

Bu millet seçimlerde “yorulan”ı ve “tükenmiş”i yolluyor!

2002 genel seçimleriydi…

18 yıl önce yani…

Yeni kurulmuştu AK Parti; ilk kez seçime giriyordu…

Vatandaşı “bıktıran” partiler yolcu oldu!

AK Parti, %34.42 ile iktidar çıktı sandıktan…

CHP, onu 19.42 ile izledi…

Yıllarca iktidarda kalan ya da iktidar ortağı olan…

DYP, MHP, ANAP, Genç Parti, DEHAP barajı aşamadı…

30 milyondan fazla geçerli oy sayıldı…

10 milyonu “boş”a gitti…

Biliyorum, “Böyle mi olsun yine?” diye soran çok olacaktır…

Ancak…

Şu sıralarda…

Vatandaş yine kırgın ve ve bezgin…

Hem pandemiden hem ekonomiden…

Bu kez…

İttifaklar da işe yaramayabilir!

***

Siyasi büyüğümüz Bülent Baratalı’ya sorarsanız…

Muharrem İnce

CHP’de kendisine yeteri kadar önem vermediğine vurgu yapıyor…

Bu bir kırgınlık belirtisi…

O’nun isteği bir kez daha Cumhurbaşkanı adayı olmak…

“Bu benim hakkım” diyor ama…

CHP’den ses çıkmıyor!

Ayrıca…

El üstünde tutulmuyor; O da bunu görüyor ve üzülüyor…

***

Bitiriyoruz…

Şüphesiz…

“Muharrem; CHP'nin evladıdır; ayrılmaz” diyenler de var…

Sayıları akıl çelecek kadar mı, bilemeyiz ama…

Ecevit’in siyaseten yaşadıklarını…

Belki Muharrem İnce de yaşamak zorunda kalabilir…

Kader bu; kimbilir?

Nokta…

 

Sonsöz: “Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır… Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir… / Hz. Mevlana…”