Tunç Soyer’in #İzmirTarımı açıklamalarına biraz geri çekilerek baktığımda; Gayriihtiyari, “Manifesto gibi” dedim.
“Başka bir tarım mümkün” diyerek yola çıkan Tunç Soyer, Seferihisar’da başlattığı mücadeleyi, “Bu işgale İzmir’den başkaldırıyoruz!” sözleriyle adeta bir tarım seferberliğine dönüştürmüş bulunuyor.
“Köyler yoksa gelecek yoktur.” Köylerin mahalleye dönüştürülmesine Seferihisar’dan bu sözlerle karşı çıkan Tunç Soyer’in açıkladığı 6 aşamalı #İzmirTarımı operasyon planı, ülke genelinde çöken tarım politikalarına alternatif, yerelden başlayan bir çıkış planı ve çözüm yolu olarak dikkat çekiyor.
Tam da yeni Dünya düzeni konuşulurken, tarım gibi çok hayati bir alanda Tunç Soyer’in başlattığı seferberlik, açlık ve yoksulluğa meydan okumaktır. Başarılı olursa, İzmir’in tarihinde yerini alır.
Eleştirilere gelince; İzmir’in yerel muhalefeti Cumhur İttifakı’ndan gelen eleştiriler anlaşılabilir… Ancak CHP İzmir İl Tarım Komisyonu Başkanı tarafından yapılan eleştiri amacını ziyadesiyle aşmış bulunuyor.
Öncelikle, Sayın Şevket Meriç’in Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı bu şekilde tartışma konusu yapılmamalıydı.
Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı yapmak için aranacak özellikler konusunda başlatılan tartışma ve atamayı liyakat sorunuyla ilişkilendirmek, samimiyetten uzak. Bu tavır başka niyetleri akla getiriyor.
Şevket Meriç, sosyoloji formasyonunun yanı sıra, Seferihisar’da yıllarca tarım hizmetleri alanında hizmet yapmıştır. Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı görevinde uzmanlarla nasıl çalışması gerektiğini bilen bir yönetici.
Dahası, tarım politikalarının nasıl yönlendirileceği, salt tarım uzmanlığının konusu olmamalı. Öncelikle yönetim becerisi gerektiren bir pozisyon…
Tunç Soyer “Başka Bir Tarım Mümkün” diyerek, ortaya büyük bir iddia koydu. “İzmirTarımı” ile başlatılan tarım seferberliği hepimizin meselesidir. İklim krizi kapımıza dayandı; yolumuzu açlık ve kuraklık bekliyor.