GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
25 Mart 2019 Pazartesi

İzmir'in vahşi cazibesi!

Pek meşhur laftır…

Ancak, anlamına “derin bir iniş” yapmadan…

Olur, olmaz her yerde söyleriz:

“Borç yiğidin kamçısıdır!”

Ne demek şimdi bu?

Şu demek:

Borçlu kişi, borcunu ödemeden tam huzura kavuşamaz…

Ya da…

Birisine borçlanan, borcunu ödemek isteyen kişi…

Kendini daha çok çalışmak ve kazanmak zorunda hisseder…

Külahıma anlatın onu…

Eğer…

Borç dediğimiz nane gerçekten “kamçı” olsaydı…

2018 yılı itibarıyla…

Bu milletin kredi kartı borcu 105 milyar (eski parayla 105 trilyon) olur muydu?

Kamçıyı gereği gibi şaklatabilsek…

Kredi kartı borçlusu vatandaş sayısı 2.5 milyona çıkar mıydı?

Bunlar güzel ülkemin resmi rakamları…

Devam edelim…

Gerçekten…

“Borç yiğidin kamçısı…” olsa…

Son dört yıl içinde…
Bu memlekette…

Borcunu ödeyemeyen 20 milyon abonenin…

Evinin, iş yerinin…

Elektriği ve doğal gazı kesilir mi?

Bunlar da Enerji Bakanlığı’nın resmi rakamları…

“Borç yiğidin kamçısı…” olsa…

İntihar eden esnafın cebinden “borç listesi” çıkar mı?

O “kamçı” işe yarasa…

Sadece 2018’de 1549 şirket konkordato ilan eder mi?

Genç işsiz oranı yüzde 25’e dayanır mı?

Kamçılarını kaybettikleri için mi?

Türkiye genelinde kapanan şirket sayısı %95’i…

Kapanan kooperatif sayısı yüzde 115’i…

Kapanan küçük işletme sayısı yüzde 26,17 arttı?

Bi’sorun bakalım…

İzmir’de esnaf vergi ve kredi borçlarını neden ödeyemiyor?

Sattığı malın yerine yenisini niçin koyamıyor?

İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır açıkladı:

Sadece 2018 yılında 106 bin esnaf kepenk kapatmış…

Hesap basit…

Neredeyse her gün ortalama 300 esnaf…

“Ha’di bana eyvallah…” demiş…

Ne acı!

***

Biraz gerilere gidelim…

Ne zamana uzanalım?

Taaa, 2009’un Haziran ayına…

Yani, 9 yıl öncesine…

Bugün AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan…

Nihat Zeybekci…

O günlerde, Denizli Büyükşehir Belediye Reisi…

Belediyenin borçlarını eleştirenlere şöyle diyor:

“Borcumuz 120 milyon lira, bunu 170 milyon liraya çıkaracağız… Parayı da altyapı yatırımları için kullanacağız…”

Hiç korkmamış, çekinmemiş…

“Borç yiğidin kamçısıdır” sözünün, hakkını vermiş!

Ama…

Her belediye reisi, Nihat Bey gibi olabilir mi?

***

Neden bunları hatırlayalım, istedim?

Şundan…

Bizim Mehmet İşler’in, “Borçlu belediyeler açıklandı” haberi…

İbretliktir…

İzmir adına özellikle ibretliktir!

“Bu şehirde 15 yıl ne yaptı Koca Başkan?” diye soranlar için…

İbretliktir…

“Bu şehir Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler yarışında geride kaldı…” diyenlere…

“N’olur, elinizi vicdanınıza koyun!” dedirtecek kadar önemlidir!

“İçecek suyu yoktu İzmir’in, suyunu biz getirdik!” diyenlere…

“Lıkır lıkır” bir örnektir…

Mehmet İşler’in haberi, özetle şöyle:

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre…

İşte…

“Borç yiğidin kamçısı” sözünü şiar edinen belediyeler:

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 6 milyar 66 milyon 48 bin TL…

Adana Büyükşehir Belediyesi, 1 milyar 209 milyon 759 TL…

Bursa Büyükşehir Belediyesi, 359 milyon 199 bin TL…

Ankara Büyükşehir Belediyesi, 357 milyon 773 bin TL…

Antalya Büyükşehir Belediyesi, 208 milyon 480 bin TL…

Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin 26 milyon 354 bin TL…

Bu kentleri kimler yönetiyor?

MHP’li Adana’nın Reisi hariç…

AK Partili Belediye Başkanları yönetiyor…

Ve…

İzmir Büyükşehir Belediyesi, borcu 14 milyon 844 bin TL…

Hepsi hepsi…

Lükse yakın seviyede 20 apartman dairesi fiyatı…

Peki, İzmir’i 15 yıldır kim yönetiyor?

CHP’li Aziz Kocaoğlu…

***

Bitiriyoruz, minik bir ayrıntı ile…

Devlet Baba’nın İstatistik Kurumu TÜİK…

“Mutluluk düzeyi en yüksek kentleri” araştırmış…

Ne çıkmış, o “en mutlu iller” sıralamasında?

İzmir’de yaşanların %60’ı “çok mutluyum” diyor!

Ya diğerleri?

Bi’zahmet bakıverin Google’a…

Kimler İzmir’in arkasında?

Dolayısıyla…

Madem, “mahallenin en güzel kızı…” olarak…

Tescillendik; ki pek doğrudur…

Bizi…

Ne doktorlar, ne mühendisler istedi ama…

Biz gitmedik!

Herhalde diyorum…

Vahşi cazibemizden olsa gerek…

Nokta!

Sonsöz: “Ey sevgili! Seni sevmeye bir bahane yeter…”