GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
26 Ekim 2020 Pazartesi

‘İade-i itibar’ meselesi

Limon gibi sıksanız beyninizi…

Yine de hatırlayamazsınız…

***

Taaaa, yedi yıl önce…

Takvimler; “8 Eylül 2013”ü gösterirken…

Ve dahi…

İzmir’in Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer

Henüz…

Seferihisar Belediye Başkan koltuğunda üçüncü yılını yaşarken…

Ulusal bir gazetenin muhabiriyle konuşuyor…

Akıcı bir röportaj…

Bayan muhabir…

Hepimizin yaptığı gibi önce ılık, sonra sıcak soruları paslıyor…

Ve aniden…

Yaklaşan 2014 seçimine işaret fişeği yolluyor:

“Aziz Kocaoğlu adaylıktan çekilirse İzmir’e aday olacak mısınız?”

Tunç Soyer’de, kem-küm yok…

Çakıyor, cevabı:

CHP’den aday varken benim adaylığımı koymam yakışık almaz... Genel merkez takdir ederse aday olurum…”

Bitti mi?

Bitmedi…

İzmir’in bugünkü Büyük Başkanı Tunç Soyer’in…

2 bin 600 gün önceki röportajı…

Büyük olasılıkla…

O’nun da gözünden kaçan şu final cümlesi ile noktalanıyor:

“İzmirliler umudunu kaybetmiş… Üçüncü büyükşehirken altıncı, yedinciliğe geriledi… Herkes İzmirli olmaktan mutlu ama İzmir’de yaşamaktan mutlu değil… İzmir’e iade-i itibar gerekiyor…”

***

Zaman dediğin su gibi akıp geçiyor…

2014 Yerel seçimleri gelip çatıyor…

AK Parti, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı, İzmir’e aday yapıyor…

Kılıçdaroğlu’nun takdiri, Aziz Kocaoğlu’ndan yana oluyor…

(Zaten Aziz Başkan, Binali Bey’in adaylığını duyduğu an, CHP İzmir İl Başkanlığı’na giderek adaylık başvuru dosyasını veriyor…)

Aziz Başkan ipi göğüslüyor; AK Parti umduğunu bulamıyor…

Bir beş yıl daha geçiyor aradan…

2019 Yerel Seçimleri gelip çattığında…

CHP, İzmir Büyükşehir adayını ilan ediyor:

Tunç Soyer

Eski Bakan Nihat Zeybekci ile İzmir’e yüklenen AK Parti…

Bir kez daha hayal kırıklığı yaşıyor…

“Aşk’la İzmir…” sloganı, Soyer’i İzmir’in Reisi yapıyor…

***

Tunç Başkan, geride bıraktığımız hafta sonu…

Koltuktaki 550 gününün hesabını verdi…

Bunu yaparken de…

“Alacağımız daha çok yol var…” diyerek destek istedi…

Ancak…

Tam geceyi kapatırken…

Yine… Yeni… Yeniden…

Şu sihirli cümleyi eklemeyi de unutmadı:

“İzmir’in iade-i itibarının peşine düştük…”

Yedi yıl sonra…

Aynı ifadeler…

Demek ki…

Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinin hala “sıkıntıları” mevcut…

Demek ki…

Bu kadim kentte hala umudu “kırık” olanlar var…

Demek ki…

İzmir’de yaşamaktan “mutlu olanların sayısı” yeterli değil!

***

Bizim memleketin dilinde…

“İade-i İtibar”ın birkaç anlamı var…

Mesela…

Ticaret’te iflastan paçayı sıyırmak da iade-i itibar!

İnsanoğlunun şerefini kurtarması da iade-i itibar!

Ama…

En güzeli şu:

“Yeniden saygı görmek, güvenilir olmak!”

Nasıl yapılacak?

Tunç Soyer, formülü söyledi o gece…

Tıpkı yedi yıl önce olduğu gibi:

“Dünya ile kurduğumuz bağ sayesinde hem ekonomik, hem kültürel, hem sosyal alışverişlerimizi artırıp İzmir’de daha zengin bir hayat inşa ediyoruz…”

Ha’di hayırlısı…

Nokta…

Sonsöz: “İzmir’de hayat beklenmez, kovalanmaz da… O zaten sizinle beraberdir… / Cemal Süreyya – Şair, yazar ve çevirmen…”