GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
21 Mayıs 2019 Salı

Hesabı temiz olanın muhasebeden korkusu olmaz!

Yerel seçim sonrası göreve gelen belediye başkanlarının en çok zorlandığı konu “mali yapıyı” düzene sokmak!

Öyle belediyeler var ki;  geçmişte “borç yiğidin kamçısıdır” diyen başkanların koltuğuna oturanlar şimdi “güvenme varlığa düşersin darlığa” demek zorunda kalıyor.

Varlık mı?

Artık onların da sayısı giderek azalıyor. Çünkü eldekileri de satmaktan başka çareleri yok… Belediye başkanlarının “Büyükşehir Kanunu” gereği gelir kaynakları arasında vatandaştan alacakları vergiler dışında sadece İller Bankası ve İZSU Katı Atık Bedeli payları bulunuyor.  İnşaat- emlak piyasasındaki çıkmaz, ruhsatların sayısını da azaltınca “tasarruf tedbirleri”de kaçınılmaz oluyor.  İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “güçlü ve sürdürülebilir” mali yapısından yararlanmak isteyen belediye başkanları sıraya dizilmiş durumda.  Elbette yeni Başkan Tunç Soyer de öncelik sıralamasına göre bir düzen kurmak zorunda.

Şu sıralar kamuoyu, koltuğa yeni oturan belediye başkanlarının sesinin “desibel oranı” ne kadar yüksek olursa o kadar çok enkazlardan bilgi sahibi oluyor. Geçtiğimiz haftalarda Sibel Can’a 776 bin, Murat Boz’a ise 650 bin TL’ye konser verdiren AK Partili Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu’nun 134 milyonluk enkazının ayrıntılarını CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Kayalar’dan dinlemiştik.

Şimdi bir borç kavgası da komşu ilçe Torbalı’da var!

Torbalı’da 2004-2014 yılları arasında belediye başkanlığı yapan CHP’li İsmail Uygur bir dönem aradan sonra tıpkı Kemalpaşa’nın Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı gibi yeniden başkanlık koltuğuna oturdu. Oturdu oturmasına da başladığında ne yeni bir koltuk ne de yeni bir belediye binası buldu. Yeni olan tek şey vardı; o da tam 170 milyon TL’lik borç. Elbette bu rakamın ayrıntıları kısa süre içinde ortaya çıkacak. O zaman herkes gibi biz de bilgilenmiş olacağız…

Torbalı’nın mesleği muhasebecilik olan kıdemli başkanı İsmail Uygur’un “170 milyon borçla devraldım. Bilerek ve isteyerek belediyeyi batırmışlar” çıkışına Fırat Üniversitesi’nin Fen-Edebiyat Fakültesi’nden mezun un fabrikası işleten eski Başkanı Adnan Yaşar Görmez’den yanıt geldi!

Toplam 453 çalışan ile belediyeyi devralıp 1446 personel ile yeni yönetime devreden Görmez açıklamaları “algı operasyonu” olarak nitelendirirken rakamlar için “yalan-yanlış” cevabını verdi. Belediyeyi yeni başkana 170 milyon borç ile değil 129 milyon borçla devrettiğini vurgulayan Görmez, bu rakamın 45 milyonunun zaten kendisine 2014’te Uygur’dan kaldığını dile getirdi.

Görmez’in, muhasebeci başkana adeta ders verir (!) yöntemle hesapladığı borç skalasında ilginç tespitleri var. Bankalara ve döviz bürolarına taş çıkartan, faktöring şirketlerine nal toplatan Görmez, devraldığında kucağında bulduğu 45 milyon TL’nin bugünün parasıyla 135 milyon ettiğini dile getirmiş!

Açıklamasında üstüne, “31 Mart 2019 itibariyle sana 50 milyon TL alacak bıraktım” diyor… Ardından, “senden kalan 45 milyon TL ile alacağın 50 milyon TL’yi topla 95 milyon TL eder” vurgusunu yapıyor. Ayrıca Başkan Uygur’dan 95 milyon TL’yi 129 milyon TL’den düşmesini isterken elinde kalacak rakamı ise 34 milyon TL olarak noktalıyor.  Herkesin kafasını karıştıran bu hesaplama yöntemini Görmez nasıl buldu bilinmez ama bilinen şu ki Torbalı Belediyesi borç batağında.

Eski Başkan Görmez’in, “Torbalı gibi 200 bin nüfuslu bir ilçede 34 milyon borcu ödeyemeyeceksen, bu koltuğu boşa meşgul etmeyeceksin. 34 milyon borç karşılığı 240 proje bıraktım, sende 24 proje yap, 100 milyon borçla devralalım” diyerek teklif götürdüğü CHP’li Başkan Uygur’un borçları ödeme konusunda bir tereddüdü şimdilik yok.  Torbalı’nın potansiyelinin de ekonomik yapısının da bu sorunun altından kalkmaya müsait olduğuna vurgu yapan Uygur sadece biraz zaman ve sabır istiyor. Uzun yıllar defter tutup, hesap kitapla boğuşan Başkan Uygur’un geçmiş 5 yıllık sürecin üstünü kapatmayacağını da herkes biliyor.

Mademki sözü muhasebe ve mali denetimden açtık,  en çok da maliyecilerin güldüğü bir fıkrayla konuyu kapatalım:

“Ormana maliyecilerin geldiğini duyan kaplumbağa hızlı adımlarla kaçmaya çalışırken ayıyı görmüş, ayı niye kaçtığını sorunca kaplumbağa: “Nasıl kaçmam, bende bir ev, hanımda bir ev, çocukta bir ev. Kesin bir açığımızı bulurlar” demiş.

Bunu duyan ayı da kaçmaya başlamış. Ayıyı gören maymun niye kaçtığını sorduğunda Ayı :“Nasıl kaçmam, bende bir kürk,  hanımda bir kürk, çocukta bir kürk. Bu maliyeciler kesin bir açık bulurlar”demiş.

Bunu duyan maymun da kaçmaya başlamış. Bir süre gitmiş ve durup düşündükten sonra: “Ben niye kaçıyorum, benim kıçım açıkta, hanımın kıçı açıkta, çocuğun kıçı açıkta!..”

SONSÖZ: At’ı alan Üsküdar’ı geçse de Ah’ı alan Sırat’ı geçebilir mi?