GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
7 Ağustos 2018 Salı

Hava tsunamiye çevirmeden!

Bir soruyla başlayayım: Mesala, diyelim ki ütopik ülkenin birinde kötü yönetimlerden kaynaklanan ağır ekonomik ve toplumsal sorunlar ne zaman büyük fırtınalara sebebiyet verir? Şimdi bu soru üzerine biraz fikir alıştırmaları yapalım.

Sizce, yıllık kayıp çocuk rakamlarının onbir bine dayandığı, en zengin kesim ile en fakir kesim arasındaki gelir dağılımı farkının yüzde doksanları aştığı, hukuk ve adalet sisteminin insanlara güvence vermediği, eğitim sisteminin özgür ve bilimsel düşünce üreten bireyler yerine hiç bir donanıma sahip olmayan dogmatik kafalara sahip nesiller yetiştirdiği, farzedelim ki  ütopik bir ülkede, sırf bu sebeplerden dolayı, toplumsal kargaşa ve huzursuzluklara sebep olacak fırtınalar kopar mı?

Sanatın ve sanatçının değer görmediği, ahlaki ve etik değerlerin yozlaştığı, gazeteciliğin esir alındığı, farzedelim ki ütop bir ülkede sırf bu sebeplerden dolayı, bireylerarası dayanışma ve huzuru olumsuz yönde etkileyecek fırtınalar kopar mı?

Kadının, çocukların ve hayvanların şiddet görüp korunamadığı, cinsiyet ayrımcılığının beis görülmediği, insan hak ve özgürlükleri savunucularının darp edilip hapse atıldığı, farz edelim ki ütopik bir ülkede sırf bu sebeplerden dolayı, isyan ve protestolara sebep olacak fırtınalar kopar mı?

Belirli kesimlerin sürekli ihya edildiği, rantçı ekonominin ve bu ekonomik çevreye ait olanların emeği ile çalışanları sömürdüğü, iktidara yakın duranların semirdiği ancak muhalif olanların başının ezildiği, işçi haklarının ve sendikalaşmanın esamesinin okunmadığı, farzedelim ki ütopik bir ülkede sırf bu sebeplerden dolayı, yönetimdeki iktidarı sallayacak fırtınalar kopar mı?

Ya da ne zaman fırtına kopar diye soracak olursanız, ben derim ki; fırtınalar bazen aniden patlarlar. Dolayısıyla nerede ve ne zaman fırtına kopacağı her zaman tahmin edilemez. Yine de bazı fırtınlar geliyorum der. Hem de gümbür gümbür. Hatta tsunamiye bile çevirebilirler. Öyle ki zamanında tedbir alınsa dahi çok büyük zararlara uğramadan kurtulmak mümkün olmayabilir. Bu nedenle fırtınanın gelişiyle ilgili her türlü uyarıyı ciddiye almak gerekir. Ancak bilinçli toplumlar zamanında aldıkları önlemler sayesinde, en büyük tsunamilere karşı en az kayıpla direnmeyi ve ayakta kalmayı başarabilirler. Fırtına öncesi kaynak ve tedbirleri hazırlıksız olan toplumlar ise hiç bir ferdi ayakta kalmayacak şekilde dağılıp yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tsunami ne zaman gelir ya da gelir mi gelmez mi diye endişelenmek yerine en doğrusu; bir ülkenin muhtemel bir tsunamiye karşı öz güç kaynaklarına güvenecek tedbirleri almasıdır.  Nasrettin Hoca’nın ünlü deyişi ile ‘’testi kırıldiktan sonra’’ hiç bir şeyin kıymeti yok zira...