GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
11 Mart 2018 Pazar

Gıda fiyatları neden pahalı?

Türkiye’de gıda fiyatları,insanlarımızın alım gücüne oranla çok pahalı.

Gıda fiyatlarındaki artış, halkın enflasyonunu olumsuz tetikliyor. Vatandaşlar, devletin ilan ettiği  enflasyon oranının gerçekleri yansıtmadığını, enflasyon hesaplanmasında gıda fiyatlarının temel alınması gerektiğini ifade ediyorlar. Çünkü orta ve alt gelir gruplarında gelirlerin neredeyse yarısına yakını,gıda harcamalarına gidiyor.

Gıda fiyatlarının enflasyon oranı üzerindeki etkisini,kimileri havanın soğumasına bağlamış ve işin içinden çıkmış. Ancak gerçekte durum böyle mi?

Fiyatlar Nasıl Oluşuyor?

Türkiye’de meyve ve sebze üretimi 50 milyon tonu buluyor. Bu üretimin yarısı, günümüzde kısaca AVM denilen Alış Veriş Merkezleri’nde tüketicilere pazarlanıyor. Geriye kalan yarısı ise, manav, küçük marketler ve pazarcı esnaf tarafından satılıyor.

AVM’ler genel olarak ya tek aracı kullanıyorlar ya da ürünlerini doğrudan üreticilerden alıyorlar. Bununla birlikte hiçbir aracı kullanmamalarına karşılık sebze ve meyve dahil gıdaları en az 3-4 kat daha fazla fiyatla pazarlıyorlar.

Toptancı halinde ise fiyat oluşumu şöyle oluyor;

Üretici malını halde komisyoncuya getiriyor.

Komisyoncu ürün kalitesine göre bir fiyat belirliyor. Bu aşamadan sonra üretici devre dışı kalıyor. Komisyoncu malı tüccara satıyor.

Halden ayrılışta üreticinin sattığı üründe % 30-35 fiyat artışı oluyor.

Mala, nakliye ücreti ve fire eklendiğinde fiyat artışı % 100’u geçiyor ve bu fiyata, perakendeciler de bir fiyat koyuyorlar.

Sonuçta üretici ile ve tüketici arasında fiyat farkı 3-4 katı buluyor.

Sebze ve meyve dışında süte ve kırmızı ete gelince.  

Aynı benzer işleyiş burada da söz konusu. Üstelik süt ve kırmızı ette birim maliyet fiyatları da çok yüksek. Birim fiyatı belirleyen en önemli iki girdi var.

Bunlardan yakıt fiyatlarının yüksekliğini herkes biliyor.

Ancak üzerinde durulması gereken daha önemli konu yem fiyatları.

Yem girdisi, işletme giderlerinin % 70’i civarında. Türkiye’de ot fiyatları,yağış rejiminin düzensiz ve yağış miktarının yetersizliği nedeniyle Avrupa ülkelerine göre oldukça yüksek düzeyde. Fabrika yemi ham maddesi açısından da dışa bağımlılık var.

Ve de süt ve et pazarlamasında fiyat belirleme, üreticinin değil, sanayicinin elinde.

Ulusal Süt Konseyi ve Ulusal Et Konseyi  adıyla kurulmuş örgütlerde sanayici egemen.Bu  örgütler zaman zaman üretici lehine karar alsalar bile süs olmaktan öteye gidemiyorlar .

Çiftçinin eline geçen birim fiyat,yeme göre  hiç artmıyor.

Gıda fiyatlarını kim izliyor?

Belki  yeterince bilinmez. 9 Aralık 2014 tarihli Resmi Gazete ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı “Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesi” kurulmuş.

Bu komite, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı başkanlığında Ekonomi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumu temsilcilerinden oluşuyormuş. Komite, tespitler yapıyor ve alınması gereken önlemleri ilgili bakanlığa bildiriyormuş.

Önlemler konusunda bilgili olanlar var mı? Uzmanlar en azından yukarıda dile getirilen “Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesi” işlevinin yaşama geçirilmesi gerektiğini ifade ediyorlar.