GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
16 Ocak 2018 Salı

Facialardan neden ders alamıyoruz?

Türkiye’de insan hayatı o kadar ucuz…

Yaşanan ölümler o kadar basit ki…

İnsan çoğu zaman…

“Böyle bir ölüm olamaz…” diyerek…

İsyan ediyor…

İzmir’in Karabağlar ilçesi Uzundere Mevkii’nde…

Biri yedi, diğeri beş yaşındaki iki kardeşin…

Yusuf ile Ali’nin…

Oynarken yağmur suyu dolu bir buçuk metre derinliğindeki…

İnşaat çukuruna düşerek can vermeleri…

Acıyla kavrulmuş “ibretlik” bir olaydır…

İbretlik diyorum…

Çünkü, böylesi facialardan hiç ders alamıyoruz…

O kuzuklar…

İzmir gibi Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde…

Göz göre göre…

Daha acısı bağıra bağıra can verdiler…

O masumların ailesi…

Taaa Kahramanmaraş’tan…

Hurda toplayıp hayatlarını sürdürmek için İzmir’e gelmişlerdi…

Uzundere’de terkedilmiş bir ev buldular…

Kapısını, pencereseni naylonla kapatıp…

Yaşamaya çalışıyorlardı…

Tabii, buna yaşamak denirse…

İnsan yazarken kahroluyor…

Mesela…

İnşaat alanına girmek bu kadar mı kolaydı?

Hiç mi emniyet tedbiri alınamazdı?

Burası dağ başı mıydı?

Kimse bu sorulara cevap veremez…

Savcılık soruşturma başlattı…

Acı olayda ihmali olduğu iddia edilen inşaat şirketinin iki yetkilisi ile...

Kepçe operatörü ile inşaat bekçisi gözaltına alındı…

Gerçekten ihmal var mıydı?

Bundan sonra her şey Adalet’in terazisinde…

***

Yeri gelmişken size İzmir’in tarihinden…

Bir başka “çukur faciası”nı hatırlatayım da…

Ne denli “unutkan” olduğumuz bi’kez daha ortaya çıksın…

***

Bundan tam 21 yıl önceydi…

Bornova Osmangazi Mahallesi 579 Sokak’ta…

Akşam saatlerinde inanılmaz bir facia yaşandı…

Beş kişilik bir aile…

Otomobille 30 metre uzunluğunda, sekiz metre genişliğinde ve 3.5 metre derinliğindeki içi su dolu çukura düşerek can verdi…

İl İdare Kurulu, çukurun etrafında koruyucu önlem olmadığını dikkate alarak, dönemin Bornova Belediye Başkanı Aysel Bayraktar, Fen İşleri Müdürvekili Mücelle Çelik, Şantiye Şefi Murat Ak ile şantiye araç ve iş makineleri sorumlusu Yasin Türker'in yargılanmalarına karar verdi…

Buraya kadar denilecek bi’şi yok…

Peki, ya sonra neler oldu?

İşte o insanın yüreğini paramparça eden olayın “arkası yarın”ı şöyle…

İzmir 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde…

Haklarında "Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek" suçundan dava açılan dört sanığın beşer yıl hapsi istendi…

İlk bilirkişi heyetinin raporunda…

Sanıkların tümü, (8'de 8) kusurlu bulunmuştu…

Bu rapor üzerine…

Belediye Başkanı Aysel Bayraktar ve Yasin Türker beraat ederken, Mücelle Çelik 10 ay, Murat Ak beş yıl hapis cezasına çarptırıldı…

Facia kurbanlarının yakınları karara itiraz etti…

Yargıtay İkinci Ceza Dairesi de, “Ceza az” diyerek kararı bozdu…

Peki, sonra n’oldu?

***

Yeniden görüşülmeye başlanan davada sanık avukatlarının itirazı üzerine dosya ikinci kez bilirkişiye gönderildi….

Şimdi sıkı durun…

Yeni bilirkişi heyeti, iki bürokratın kusur oranını düşürdü…

Diğerlerini de “suçsuz” buldu…

Ayrıca…

Araç sürücüsü Doktor Edipoğlu'nu, yolu bilmemesi ve hızlı gittiği gerekçesiyle (8'de 4) kusurlu gösterdi…

***

Sonra ne oldu derseniz, inanın…

Ben bile hatırlamıyorum…

Demek ki, unutmuşum…

Ama, söz…

Bu Karabağlar’daki kahreden olayı unutmayacağım…

***

Demem şu ki…

Adalet de uzatmasın!

Yeni facialar yaşamayalım diye…

Sonsöz: Üstünden 3.5 yıl geçti… 301 madenciyi kaybettiğimiz Soma Faciası’ndan şu anda aklınızda kalan ne var diye sorsam, bana ne cevap verebilirsiniz?