Uygarlık krizi ve bilişim devrimi; Yeni bir çağ açmaya aday bu ikilinin başlattığı süreç,başta sosyal bilimler olmak üzere birçok disiplinde kullanılan kavramların içini boşalttı veya anlam kaymalarına yol açtı.
Bildiklerimizin çoğu artık geçersiz.
Tükeniş ve değişim dinamikleri kaotik koşullar yaratıyor.
Belirsizin bilimi ortaya çıktı.
Ve ezberler bozuluyor.
Ezberleri bozulup da değişimi kavramakta zorlananlar ise, değişimin getirdiklerinin karşısına geleneği, tabulaştırılan çarpık bilimselliği ve ideolojik tahakkümü çıkararak beyhude arayışlarını veya gevezeliği sürdürüyorlar.
Gecekondu bölgeleri, kenar mahalleler artık tek başına yoksulluğu ifade etmiyor. Yeni toplumda yoksulluk kentin bütününe dair ele alınması gereken bir mesele… İşçi sınıfı ortadan kalkarken orta sınıf yoksullaşıyor. Kent yoksulları, muhtemelen yeni bir sınıf olarak ortaya çıkıyor.
Emek, üretim ve hizmet sektöründe maliyet artırıcı bir faktör oldu. Milyarlarca insan çalışma hayatının dışında kaldığında, başka bir Dünya zaten kurulmuş olacak. Mümkün olduğunu söylediğimiz o başka Dünya…
Büyük bunalım, yeryüzü ölçeğinde hayatın akışını değiştirecek. “Yeni normal” dedikleri, pandemi ile sınırlı kalmayacak.
Kapitalist sistemin piyasaya sürdüğü gösterişli ve pahalı prestij oyuncaklar bir süre sonra ortadan kalkmaya başlayacak. Tüketim alışkanlıkları ve ihtiyaçlar hiyerarşisi değişecek.
Vazgeçmenin bir erdem olduğunun ayırtına varacağız.
Sistemden iyi beslenen ama her gün sisteme saydıranlar, samimiyet testinde bakalım ne yapacaklar!
Her türlü lüksün, konforun orta yerinde, “başka bir hayat mümkün” diyenler, bu kadar da “başka” dememiştik, diyebilirler…
Şimdiki halde, herkes dağarcığında olanla durumu idare ediyor…