Ertuğrul Kürkçü, Öcalan’ının “İslam Kardeşliği”ne vurgu yapmasına alınmış! Ve “Din kardeşliği yeterli olsaydı Araplar Osmanlı’dan ayrılmazdı” demiş!
Okumuş adamın hali başka!
Ömrünü illegal sol örgütlere adamış Sayın Kürtçü Kürkçü; âhır ömründe biraz da PKK’ya hizmet edeyim düşüncesiyle saf değiştirmiş saygın bir sol âkildir!
Sol örgütlerde olmadı, belki PKK’da olur diye, kolları sıvamış, teorik ve pratik katkılara soyunmuş.
Öcalan’ın veda hutbesini anlamakta zorlanmasının nedeni de geçmişte oluşturduğu birikimleri! Kürtçü Kürkçü’yü tanıyanlar iyi bilir, hayatı boyunca İslam’dan ve halkın geliştirdiği ve benimsediği İslam kaynaklı değerlerden hiç hazzetmedi! Bugün de aynı noktadadır!
Tıpkı Kürt olmadığı halde Kürtçülüğe önemli teorik katkılar yapan İsmail Beşikçi, Doğu Perinçek, Yalçın Küçük gibi Kürt olmayan Kürtçü Ertuğrul Kürkçü de bu çıkışıyla Öcalan’a “Bu işleri senden daha iyi biliyorum” demeye getiriyor!
Haklı da olabilir!
Çünkü PKK için bir iki pozitif kelam etmiş, hayatında hayal edemeyeceği Milletvekilliğini kucağında buluvermişti. Baştan işlerin bu kadar kolay olduğunu tahmin etmemiş olabilir. Dediğim gibi bu işler bu kadar kolay ise Kürtçü Kürkçü haklı olabilir!
Gerisini onu vekil yapanlar düşünsün!
Kürtçü Kürkçü’nün “Din kardeşliği yeterli olsaydı Araplar Osmanlı’dan ayrılmazdı” sözünü okur okumaz şok oldum! Sıcak sular boşaldı üzerime.
Ve hayıflandım:
Neden bu gerçeği Ertuğrul Kürkçü’den önce ben keşfetmedim, diye.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, kendime geldiğimde kafamı bir kez daha toparladım ve bildiklerimi bir bir sıraladım:
Aralarında “evlilik” olmayan topluluklar kısa bir çatışmadan sonra bölünme noktasına gelebilirler. Araplarla Türkler yaklaşık bin yıl birlikte yaşadılar ama aralarında evlilik yok denecek kadar az oldu. Kürtlerle Araplar arasında da evlilik çok az oldu.
Peki Kürtlerle Türkler arasındaki evlilik oldu mu?
Şu an yaklaşık 5 milyon aile birebir evli. İkinci dereceden akrabalıkları da işin içine katarsak birinci ve ikinci dereceden akrabalığı “olmayan” aile sayısı bir milyonu ya bulur ya da bulmaz. O kadar az!
Peki, bu kadar yoğun şekilde evlenen Türkler ile Kürtleri yaptıkları nikahta, ortak dini değerlerin, ortak kültürün, denkliğin, ortak yemek ve musikinin, geleceğe dönük hayallerin hiç mi payı yok?
Bunu bir çırpıda “Evet!” veya “Hayır!” ile geçiştirmeyelim!
Din önemsiz ise Anadolu’da yaklaşık 900 yıl birlikte yaşayan Müslüman Türkler ile Hıristiyan Türkler neden evlenmedi? Oysa etnik kökenleri, dilleri, bazı adetleri, paylaştıkları coğrafya... aynıydı. Ama evlenmediler! Evlilik olmadığı için de bir hafta içinde 250 bin Rum Türk, Kuvayı Milliyeyi desteklemelerine rağmen 1924’te Türkiye’den Yunanistan’a gönderildiler!
Araplara gelince...
Müslüman Araplar ile diğer Müslüman etnik topluluklar arasında din ve mezhep birliği büyük ölçüde vardı fakat buna rağmen aralarında pek fazla evlilik olmadı. Ayrıca aralarında yemek, musiki, günlük yaşam, ortak iklimden ve coğrafyadan kaynaklanan ekonomik ve sosyal birliktelik de yoktu. Dolayısı ile sadece din, insanları bir arada ancak 700 yıl tutabildi; daha fazlası olmadı! Cumhuriyetin kaç yaşında olduğunu düşürsek ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır.
En azından Kürtler Türkiye’nin her ilinde ve ilçesinde gayrimenkul almakta ve işyeri kurabilmektedir. Türkiye’nin her yerinde işçi veya patron da olabilmekteler. Her türlü mal ve hizmet mübadelesine girebilmekteler.
Araplar Osmanlı’dan ayrılırken Türkler ile aralarında böyle bir ekonomik entegrasyon yoktu! Her zaman tartışmaya açık bir konu olan Arapların ayrılışı, varsalım ki, her şey Kürt olmadığı halde Kürtçü olan Ertuğrul Kürkçü’nün dediği gibi olsun, Kürtlerin durumu ile karşılaştırılamaz.
Sayın Kürtçü Kürkçü, bir Türk ile Arap arasında yaşanmış ve destanlaşmış kaç tane edebi eser veya halk söylencesi var, bunu biliyorsa bize tez elden aktarabilir, biz de bu köşemizde yayımlarız. Bu tür gerçek aramızda kalmasın, herkes öğrensin!
(Sonu gelecek yazıda)