GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
24 Haziran 2024 Pazartesi

Emeğin dayanışma gücü

Mecbur bırakıldığımız zamanlardan geçiyoruz. Açlığa, yoksulluğa, haksızlığa, aşksızlığa, sevgisizliğe, savaşlara, yalnızlığa...

Gücümüz yetmiyor güçlerimizi birleştirmeye

İsyanlarımız kafi gelmiyor zalimin direncini kırmaya

Ellerimiz birleşemiyor halkalar kurmaya

Sesimiz tınlamıyor kubbesinde göklerin

Aklımız yol yordam gösteremiyor

Peki ya çaremiz, çaresiz miyiz?

Etrafımızı kuşatan onca şiddete, baskıya, otoriter yönetimlere karşın bu denli suskunluğumuz bir tür tükenmişlik sendromundan kaynaklanıyor olabilir mi?

Eğer öyle ise; çaresizlik, hayal kırıklığı ve en nihayetinde umarsızlık şeklinde evreler gösteren bu yıkıcı bedensel ve ruhsal kapandan kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız.

Tek tek bireyler olarak değil ama, hep beraber bulmalıyız.

Kafa kafaya verip düşünmeliyiz.

Dayanışma içerisinde birbirimizi dinleyip, yeni planlar geliştirmeliyiz.

Sadece kendi sorunlarımıza değil, başkalarının sorunlarına da kulak kabartmalıyız.

Birbirimizle sıkı bir iletişim içinde olmalıyız.

İmece usulü yardımlaşmalıyız.

Bu çarelerin kesiştiği ortak nokta; karşılıklı empati duygusunun beslediği işbirliği ve fedakarlıktır.

Adaleti sağlamak, zalime ve baskıcı yönetimlere boyun eğmemek, hak ve özgürlüklerimize onurlu bir direnişle sahip çıkabilmek ancak bu yolla olur...

Ya da bizi sarıp sarmalayan kaosun ve kötülerin dünyasında, edilgen bir tutum takınmayı da tercih edebiliriz. Sorunların altından kalkamayışımızı kaderle ya da şanssızlıkla açıklayabiliriz örneğin. Kendimize ve hayata küsebiliriz.

Böylece daha depresif ve kırılgan oluruz. Dibe batmaya başlar, sonra battıkça batarız. İşte bu en tehlikeli seçim olur. Çünkü ne kadar çok batılırsa, o bataklıktan çıkması o kadar zorlaşır. Hatta imkansızlaşır.

Umarsızlığa kapılıp koyvermek kolay olanıdır. Mücadele etmek ise zor olanı! Ancak hiç bir başarı, zafer ya da kazanım kolay yoldan elde edilmez. Ulaşılmak istenen her arzu ve amaç, büyük bir uğraş ve irade gerektirir.

Toplumsal tükenmişlik sendromunu aşma meselesi, genelde toplumdaki alt ve orta grupta yer alan sınıfları kapsar. Ama ille de en alt grupları...

Emeğinden başka sermayesi olmayan bu gruptakilerin en önemli silahı ise bu yüzden dayanışmadır...Bu yüzden fedakarlığa dayanan işbirliğidir...Bu yüzden imece usulü yardımlaşmadır...

Ancak hepsinden önemlisi, tükenmişlik sendromunu yeneciğimize dair olan inancımız ve umudumuzdur.

Hiç bir dayatmanın ve yok etme çabasının galip gelemeyeceği emeğin dayanışma gücüne!