GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
16 Mayıs 2022 Pazartesi

Dün… Bugün… Yarın…

Tam 11 yıl önce…

Ve, bugünden “altı gün” sonrasıydı…

Takvimler…

22 Mayıs 2010 Cumartesi’yi gösteriyordu…

Ankara’da tatlı bir bahar havası vardı ve…

Asırlık Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül verenler…

33. Olağan Kurultayı’nı gerçekleştirmek için…

Atatürk Spor Salonu’nda buluşmuşlardı…

Atatürk’ün partisi…

Yeni sulara yelken açmaya hazırdı…

Bin 249 delegeden bin 200’ünün imzasını alan Kemal Kılıçdaroğlu…

Tek aday olarak…

Kurultay’a gidiyordu…

Kimseler bilmez ama…

“Her şey çok güzel olacak…” ifadesi…

İlk kez o gün seslendiriliyordu…

O Kurultay…

11 yıl geride kaldı; hiç unutulmadı hala konuşuluyor!

***

DÜN…

Kemal Kılıçdaroğlu…

Tapu memuru Kamer Bey ile ev hanımı Yemuş Hanım’ın…

Yedi çocuğundan dördüncüsü olarak…

74 yıl önce…

Tunceli'nin Nazımiye ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde dünyaya geldi…

Adil adını verdikleri ikizi…

O’ndan 10 dakika önce doğmuştu…

Aradan yıllar, yıllar geçti…

Ankara Üniversitesi İktisat mezunu…

68 kuşağı delikanlısı Kemal…

Öğrenciyken sosyal demokrat derneklerde görev aldı…

Üniversite bitti; hesap uzmanı oldu…

Fransa’da bir yıl yaşadı…

O’na göre Paris…

“Dünyanın en özgür ve 24 saat yaşayan bir kenti” idi…

Ancak…

Türkiye bambaşkaydı…

Üstelik…

Hızlı bir yükseliş bekliyordu O’nu…

1983’te gelirler genel müdür yardımcısı…

1991’de Bağ-Kur Genel Müdürü…

Ertesi yıl SSK Genel Müdürü…

Ardından…

Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde iz bıraktı…

1994’te “yılın bürokratı” seçilişi…

Kimseleri şaşırtmadı ama…

Emekli oluşu doğrusu yakınlarını bile hayrete düşürdü…

Neden bu kadar erken emeklilik?

Çünkü…

Kalbinde siyaset yatıyordu ve politikayı…

Bülent Ecevit’in partisi DSP’de yapmak istiyor…

Hatta…

Partinin çatısına…

“Beni istediğiniz bölgeden aday yapın!” demişti…

Gelgelelim…

Bi’iddiaya göre…

Rahmetli Rahşan Hanım’ın vetosu sağlam gelmişti!

Üzüldü Kılıçdaroğlu ama…

Yapacak bi’şi yoktu…

O günden sonra…

Kemal Kılıçdaroğlu için yeni bir “hayat” başlayacaktı…

***

BUGÜN…

Kılıçdaroğlu’na…

İlk el uzatan deneyimli siyasetçi…

O günün CHP Lideri Deniz Baykal oldu…

Bülent Tanla da bastırınca…

CHP Bilim Yönetim Kültür Platformu’na “yolsuzluk raporu” hazırladı...

İşte, o rapor…

Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP'nin kapılarını açtı…

Ve, Kılıçdaroğlu…

Atatürk’ün partisine…

Bilim Kurulu ve Kültür Platformu’ndan Parti Meclisi ve MYK üyesi oldu…

Ardından da İş Bankası Yönetim Kurulu üyesi…

2002 Seçimleri gelip çatmıştı…

Kemal Bey, şahane bi’performans sergiledi…

Çabalarının karşılığını gördü…

O genel seçimde 22. Dönem İstanbul Milletvekili oldu…

2004’te Grup Başkanvekili…

2007’de bir kez daha İstanbul Milletvekili seçildi…

Yerel seçim gelip çatmıştı…

CHP’nin zirvesi…

O’nu İstanbul Belediye Başkanlığı’na aday gösterdi…

Kemal Bey için…

Baş döndüren yükseliş başlamıştı…

Kendisi oy kullanamadı(!) ama…

CHP’nin İstanbul oyunu yükseltti…

İşte o İstanbul yerel seçimi…

Türkiye’nin…

Kılıçdaroğlu’nu tanımasını sağladı…

Ve…

Başka bir olayla yıldızı iyice parladı…

TV’lerdeki canlı yayınlarda…

Türkiye’nin başına bela yolsuzluk olaylarının…

Perde arkasını patlattı…

Mesela…

O günlerde karşısına çıkma talihsizliğini yaşayan…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli…

Görevinden istifa etmek zorunda kaldı…

İkinci bomba, Almanya’daki Deniz Feneri olayıydı…

Duruşmaların seyrini değiştirdi…

Melih Gökçek’le giriştiği yolsuzluk tartışması canlı yayınlandı…

Kılıçdaroğlu…

Ankara’da doğalgaz sayaçlarının fahiş fiyatla alındığını ve…

Bunun Ankaralı’ya fatura edildiğini iddia etti...

CHP‘ye göre bu düellonun da galibi “sakin güç” Kılıçdaroğlu'ydu.

Daha sonra karşısına çıkan…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat da…

Partisinden ayrılmak zorunda kaldı…

Bütün bunlar yaşanırken…

Sakinliği, dürüstlüğü, araştırmacı yanı ve…

Özellikle de yolsuzlukların üstüne gitmesi…

Herkesin dikkatini çekiyordu…

İstanbul’da dolaşırken bir vatandaş arkasından…

“Gandi bu, Gandi…” diye seslenince…

Siyasi şöhretine yepyeni bir unvan eklendi…

O günden sonra…

“Gandi Kemal…” diye anılmaya başlandı…

Belagat gücü yüksek, başarılı bir hatipti…

Konuşmalarını…

Ekrana bakarak yapmıyordu…

Kısa sürede Türkiye’ye kendini sevdirmişti…

***

DÜN İLE BUGÜN ARASI…

Takvimler, 2010 Nisan’ını gösterirken…

Cumhuriyet Halk Partisi’ne gönül verenler…

2010 Mayıs’ında yapılacak Olağan Kurultayı bekliyordu…

Büyük oranda…

Deniz Baykal rakipsiz olarak tanımlanıyordu…

Gelgelelim…

Beklenmedik bi’şi oldu…

O malum “kaset olayı” patladı!

Deniz Baykal…

10 Mayıs 2010’da genel başkanlıktan istifa etti…

Şok büyüktü ama…

Hiç zaman kaybetmeden…

Altıok’lu partide genel başkan arayışı başladı…

Kılıçdaroğlu, önce “Aday olmayacağım!” dedi…

Yıllarca Baykal’la birlikte çalışan Genel Sekreter Önder Sav…

Kılıçdaroğlu’nu adaylık için ikna etti…

Deniz Bey’e sordular…

O da, “Kemal Bey, önde görünüyor!” deyince…

Partinin ikinci adamından gelen bu desteği…

Kurultay öncesi…

İl başkanlarından gelen destek açıklamaları izledi…

Baykal’ın o tek cümlesi…

Bomba etkisi yarattı…

Ancak…

Hala Deniz Baykal’da ısrar eden il başkanları vardı…

Önder Sav…

Böyle diyenlere şu karşılığı verdi:

“Bu saatten sonra Deniz Bey olamaz… Ya başka kasetler çıkarsa?”

N’tekim…

Bi’daha ses çıkmadı…

Kılıçdaroğlu da…

17 Mayıs’ta Grup Başkanvekilliğinden istifa etti; adaylığını açıkladı…

22 Mayıs 2010’daki 33’üncü Kurultay’da ise…

Bin 200 delegenin bin 189’unun oyunu alarak…

CHP’nin…

Yedinci Genel Başkanı seçildi…

Gandi Kemal’in topladığı oy’un rakamı…

Atatürk dahil…

Kendisinden önceki…

Altıok’un genel başkanlardan hiç birine nasıp olmadı…

Kılıçdaroğlu’na o gün…

Ege’ye özel harbi “Ecevit Kasketi”ni takmak…

O günlerin hızlı siyasetçisi…

CHP Gaziemir İlçe Başkanı Yüksel Demirsoy’a nasip oldu…

Hem de kürsüde…

Üstelik…

Onlarca korumanın arasında…

***

BUGÜN…

Kemal Kılıçdoaroğlu liderliğindeki CHP…

2010 ile 2019 arasında…

Oylarını kısmen arttırsa da…

(Nüfus da çoğalıyor bu arada…)

İki referandum…

İki milletvekili seçimi…

Bir yerel seçim…

Ve…

Bir cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarısız oldu…

Ancak…

2017’deki…

Ankara Güven Park’ta başlayıp…

İstanbul Maltepe’deki mitingde sona eren…

“Adalet Yürüyüşü”

Avrupa’da bile ses getirdi…

CHP’ye ve lideri Kılıçdaroğlu’na gönül verenler…

24 günde…

430 kilometre yol yürüdü!

O olay…

Kılıçdaroğlu’nun “Gandi” lakabını pekiştirdi…

(Gandi’nin meşhur adaletsizliğe tuz yürüyüşüne benzetilmişti…)

***

2018 yılı…

CHP ve Kılıçdaroğlu için tarihe geçen bir yıl oldu…

Türkiye Siyaseti’nde…

“İttifaklar Dönemi” başlamıştı…

İYİ Parti’nin doğumu sancılıydı…

Kılıçdaroğlu…

15 milletvekilini İYİ Parti’ye gönderdi…

Meral Akşener’in kurduğu partinin seçimlere katılmasını sağladı…

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce…

Seçim gecesi hariç…

Türkiye’yi adeta harmanladı…

Sandıktan çıkardığı %31 ile CHP’yi şaha kaldırdı…

Ancak…

Recep Tayyip Erdoğan’ı geçemedi…

Bir yıl sonra…

2019 Mart’ında…

“İttifak Modeli”

CHP’ye unutulmaz bir “yerel seçim” zaferi kazandırdı…

Altıok’lu parti…

Çeyrek asırdır kazanmadığı kentleri kazandı…

İstanbul ve Ankara dahil 11 Büyükşehir CHP’nin olmuştu…

Bursa kılpayı kaybedilmişti…

Balıkesir İYİ Parti’ye bırakılmasaydı…

Belki o kent de CHP’ye geçecekti…

YARIN…

Türkiye’de siyasetin tansiyonunu yakından izleyen herkes…

“Yarın n’olacak?” diye merak ediyor…

Neredeyse bir yıl sonra…

(Tam zamanında sandıklar kurulursa…)

Herkes 18 Haziran 2023 Genel Seçim’in sonuçlarını merak ediyor…

İttifak’ların çarpışmasından ne çıkacak?

Hepsinden önemlisi…

CHP’nin “1 Numaralı” koltuğunda…

12’inci yılına girmeye hazırlanan Kılıçdaroğlu…

Belki de “son altın vuruş” için neler yapacak?

***

CHP’ye yarım asır emek vermiş…

Politika’nın her basamağında taçlanmış değerli büyüğüm…

Bülent Baratalı’ya sordum:

“Kılıdaroğlu’nun yarattığı altılı yuvarlak masa gücünü sergileyebiliyor mu?”

Baratalı’nın keskin cevabı şöyle:

“2017 Referandumu ile ucube bir sistem geldi… CHP’nin, AK Parti ile mücadele edemeyeceği ortadaydı… İYİ Parti, CHP’nin yanında güçlendi… İktidar Partisi’nin, (Bize 400 oy verin anayasayı değiştirelim) sözü havada kaldı… Artık ittifaklar yüksek perdeden konuşuluyor… Kılıçdaroğlu, Türk Siyaseti’nde, dünya görüşleri, programları, halleri, davranışları, söylemleri birbirine uymayan farklı altı partiyi bir masaya oturttu…”

Ayrıca…

Yıllarını Altıok’a vermiş Baratalı’ya göre…

Bu masa bir ittifak masası değil…

O masanın tek hedefi var…

O da…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden…

Güçlü bir Parlamenter Sistem’e dönmek…

Bu hedef…

Kılıçdaroğlu için kocaman bir başarı…

Şu soru da önemli…

Altılı masada buluşan liderler arasında…

Arıza çıkma ihtimali var mı?

Bu ittifak seçmenden ne bekliyor?

Baratalı, noktayı koyuyor:

“O masada arıza çıkmaz… Seçmen sadece huzur ve Türkiye’nin eski fabrika ayarlarına dönmesini istiyor…”

Son soru:

Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu mu?

Baratalı büyüğümüzden son cevap:

“An itibarıyla masanın adayı Kılıçdaroğlu’dur… Tabii, son dakikada bi’sorun çıkmaz ise… Cumhurbaşkanlığı için 73 yaş ürküten bir yaş değil… ABD Başkanı Biden 79 yaşının tam ortasında… Kraliçe Elizabeth 96’yı geride bıraktı… Bence, Kılıçdaroğlu uzun zaman Cumhurbaşkanlığı yapar… Ayrıca, Millet İttifakı’nın yeni bir Ekmeleddin Faciası yaşamak isteyeceğini sanmıyorum…”

Yani?

“Yani, Kemal Bey, adayım dediği müddetçe CHP’de aday çıkmaz…”

Nokta…

Sonsöz: “İnsanları kandırmak, kandırıldığına inandırmaktan daha kolaydır / Oscar Wilde – İrlandalı oyun yazarı ve şair…”