GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
10 Nisan 2020 Cuma

Devlet neden 'baba'dır?

Türkler tarih boyunca 16 bağımsız devlet kurmuş...

17’ncisi ve sonuncusu...

100 yaşına basmaya hazırlanan...

Atatürk’ün hediyesi...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir...

Ve...

Türkiye’de devlet “baba”dır...

Şu yaşlı dünyada...

Devletine “baba” diye seslenen...

Başka bir millet yoktur!

Bu ulvi sıfat...

Türkler’in, Devlet’i her şeyden üstün gördüğünün emsalsiz kanıtıdır...

Devlet, halkı için en iyisini düşünür / düşünmek zorundadır...

**

Tam da bugünlerde...

Koronavirüs belasının yarattığı acılı ve dahi acıklı ortamda...

Devlet Baba’ya sesini duyurmaya çalışan...

Kocaman bir aile var İzmir’de...

Bu ailenin nüfusu en az 8 bin 500 kişi...

Yanında çalışanı ile birlikte...

Sokağına, kentine ve ülkesine değer katmak için çırpınan...

Dededen toruna en az beş nesildir...

Tek başına da kalsa minik dükkanında...

Bazen çırağıyla, kalfasıyla...

Hep ucundan azıcık sermaye ile...

Hayata tutunmaya çalışan vefakar İzmir esnafının atan kalbidir burası...

Adı, “Kemeraltı”dır!

**

Birbiri ardına açılan AVM’lerle...

Sanki bugünkü Koronavirüs Manzarası ile yıllar önce tanışmış gibi...

“Nefes darlığı” çekiyordu, dünyanın en büyük açık hava çarşısı...

Şimdi...

Tam anlamıyla “tık nefes” oldu...

İşler bıçak gibi kesildi!

Esnafın çoğu bir ay direndi...

Çoraplına bile kıyamadı; haftalığını ödedi...

Ama...

Bugün geldi ki, dükkan kapısına kilit asmaktan başka çare kalmadı...

Çarşı, “Hayalet Şehir” oldu...

**

Tarihi Kemeraltı Çarşısı esnafı...

An itibarıyla...

Tam bir hayal kırıklığı içinde...

Devlet Baba ne derse desin...

Hangi önlemleri alırsa alsın...

Bir elin, İzmir’i dünyaya tanıtan Kemeraltı Çarşısı’nın üstünde olması gerekir...

İstanbul’daki Tarihi Kapalı Çarşı ile İzmir’in Kemeraltı’sı...

Aynı çizgide değil...

Bizim Tarihi Çarşımız’ın esnafı orta hallidir...

Bugünkü tablonun tabii ki suçlusu olamazlar ama...

Bir anda en büyük mağduru haline geldiler!

**

Aslında...

Çok şey beklemiyordu Kemeraltı esnafı...

Devlet Baba, “Evinde kal Türkiye” dediği zaman...

Sadece şunu bekliyordu Tarihi Çarşı’nın esnafı:

Vakıflar’a ait tüm kiraların belli bir süre için dondurulmasını...

Çok mu zor Devlet Babam?

**

İki milyon esnafa verilecek kredilerin dağıtımı...

Bankaların insafına değil de senin hoşgöründe olsaydı...

Daha mutlu etmez miydi esnafı Devlet Babam?

**

Kemeraltı esnafına bu zor günlerde...

Bi’parça nefes alabilsin diye...

Geri ödemeli biraz “nakit” verilemez miydi Devlet Babam?

**

Bak, elektrik şirketi senin talimatına rağmen...

Borcu olan Kemeraltı esnafının şakır şakır elektriğini kesmeye başlamış... N’olacak bunun sonu Devlet Babam?

**

Kemeraltı esnafının...

Kredi borçları, okul taksitleri ve piyasa borçları varken...

İzmir’in Tarihi Çarşısı beklenen sahiplenmeyi yaşayamadığı için...

Gönlünün kırık olması...

Bu alemde...

Yalnız bırakıldığını hissetmesi...

Yeterince acıklı bir durum değil mi Devlet Babam?

**

Bitiriyoruz...

Kemeraltı esnafı bu büyük sıkıntıda boğulursa...

Bu çarşı...

Başka esnaf bulamaz / yaratamaz!

Kapatılan her dükkanın / mekanın yeni kiracısı...

Aynı örf ve geleneklere sahip olamayacak!

Yazık değil mi Devlet Babam?

Sonsöz: “Devlet’in mazereti olmaz... Gerekirse para basar, borç bulur ama mağdurun yanında yer alır... İşte bunun için bizde devlete (baba) denir... / Anonim...”