GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mahmut YILMAZ
YAZARLAR
28 Şubat 2015 Cumartesi

Demokrasinin son dört ayı

Süreç akıllı kullanılmazsa demokrasi için son dört aya girmiş bulunuyoruz.
Tekme tokat çıkarılmaya çalışılan/çıkarılacak olan iç güvenlik yasasıda, Süleyman Şah Türbesi toprağının terkedilmesi de bu planın içerisinde demokrasinin ölüm argümanlarıdır.
İŞİD denen örgüt şu ya da bu şekilde orada toparlandı. Gelecekleri yer vardı ancak gidecekleri yer yok. Yani ya yok edilecekler, ya da hakimiyet kurdukları bir toprakta vatan kuracaklar.

Bir başka alternatif Türkiye.
Ortadoğuda sınırları çizmeye muktedir ülkeler bu işi sen sardın başımıza sen kurtaracaksın diyebilirler. O zaman da ya İŞİT ile savaş kaçınılmaz olur, ya da çokça yapıldığı gibi bir açılımda onlara yaparız.

Bütün bunlar demokrasi içerisinde olmaz, olamaz.
Sevri demokrasi ile hortlatamazlar. Çok denediler ama olmadı.
Ancak iktidara mecbur sistemlerde istenilen tavizler koparılır.
Babadan oğula sistemlerinin dünya karşısındaki zavallı ve gülünç halleri ve sürekli dayak yemeleri bundan.

Erdoğan neredeyse bütün başkalıkları saydı beğendiremedi.
En son genlerimizde var dedi. Ve nihayetinde Abdullah Gül’e cevaben Türk tipi başkanlık bal gibi olur dedi.

Türk tipi başkanlık sultanlıktır, kırallıktır.
Başkan denilecek olan kıral, ülkenin sahibi olacak, geri kalanlar kul olacak.
Ölürse yerine artık duruma göre aileden birileri geçecek. Görünürde Sümeyye hazırlanıyor.
Ya da bir başka alternatif uyanmaktır.
Uyanıp parlementer demokrasiye sıkı sıkıya sarılmaktır.
Kötü giden bir şeyler varsa bu sistemin değil, sistemi işletemeyen halkın kusurudur.
Seçmesini de değiştirmesini de bilmek lazım.
 
SOLA İŞLEYEN SAAT
 
Durun durun hemen siyasi anlam yüklemeyin.
Bu memlekette siyasi anlamda sola işleyen saat henüz icat edilmedi.
Gerçekten sola işleyen saatten bahsediyorum.
Kurtlar Vadisi, İzmir Çetesi gibi dizilerden tanıdığımız dostlarım Mehmet Özcan Varaylı ve Sevgili eşi Şule’nin Alsancak Kıbrısşehitlerin de işlettiği şirin mi şirin Çeşnigir isimli mekanda gördüm
Önce saniyesini farkettim. Hani pili zayıflamış saatlerde olur. Saniye kolu ileri gitmeye çalışır ama gücü yetmez. Yerinde sayar. Öyle sandım. Dikkatli bakınca saniyenin basbayağı geriye gittiğini gördüm. Şaşkın şaşkın bakarken, rakamlarında yerinde olmadığını, yer değiştirdiğini gösterdiler.
6 ile 12 normal saatler gibi aynı yerindeler. Sırasıyla 1,2,3,4,5 rakamları 12 nin soluna, 11,10,9,8,7 rakamları da sağına dizilmişler.
Saniye, yelkovan, akrep sola doğru dönüyor.
Düşünsenize zaman aslında ileri gidiyor ama siz geri gittiğini görüyorsunuz.
Zamanın çoğu gitti azı kaldığından mıdır nedir çok ilgimi çekti bu saat.
İlk işim bunun kola takılanını bulmak olacak.
Madem rakamlardan bahsettik, bedeli 7 nin yanında bir sıfır olanı bana yeter. Ne o öyle beş sıfırlı falan. Tövbe tövbe..
Bu arada saati görmek fırsatı doğarsa şevketibostanlı karides yemeden ayrılmayın.
 
Yanında bir şiirde benden olsun.
 
SMİRNA
Göçmen kuşlar gibi vakti zamanda
Terk edip sılayı göçmüşlüğüm var
Varıpta yüzünü gördüğüm anda
Uğruna kendimden geçmişliğim var
 
Biraz hovardadır biraz uçuktur
Bazen hercaidir bazan kaçıktır
Sever sevdalanır gönlü açıktır
Gönlümü gönlüne açmışlığım var
 
İçin kararırsa var kıyısına
İmbadı yudumla dal uykusuna
Alsancaktan bakıp Bostanlısına
Kordonunda rakı içmişliğim var
 
Her zaman fazladır onda artılar
Aydınlanıverir tüm karartılar
Körfezde yakamoz gökte martılar
Hayaline dalıp uçmuşluğum var
 
Eskiler simirna derler adına
Kimler yanmadı ki aşkı narına
Gavur deseler de ben inadına
Birlikte yaşamı seçmişliğim var