GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
23 Eylül 2024 Pazartesi

Daha ne olsun?

Kapitalist sistemde ortaya çıkan ağır bunalımdan dönüş olmadığı anlaşıldıktan sonra, ihtiyaç fazlası olarak değerlendirilen yoksullar sanki imha ediliyor.

Emeğiyle geçinenlerin ve emeklilerin kahir çoğunluğunungeliri hem barınmaya hem beslenmeye yetmiyor. Ya barınmaktan ya beslenmekten vazgeçecek.

Devlete ait huzur evlerinde kalan yaşlıları sokağa atmak için olmalı, oda fiyatları maaşları geçti. Yaşamaktan vazgeçmeleri mi isteniyor?

Devlete ait hastanelerde sağlık hizmetlerinden yararlanmak neredeyse imkânsız. Randevu süresini beklerken hayatta kalmak gerekiyor. Ya da özele gidilecek.

Parası olan aileler çocuklarını özel okullarda okutuyor. Gerisine İmam Hatip yolları… Zaten eğitimin amacı da çocuklara Allah korkusunu aşılamakmış... Sonuç; Lise çağında 3 milyon kadar çocuk eğitim dışında.

Çocuklar ağır yoksulluk koşullarında yaşıyor.Geleceği yitik kuşaklar yetişiyor.

2016 yılı itibarıyla ülkede kayıp çocuk sayısı 104,500 ve 2016 yılından beri kayıp çocuk sayısı açıklanmıyor.2024 yılı 8. ay verilerine göre, 66 çocuk işçi hayatını kaybetti. Çocuk işçi sayısı 1,3 milyon dolayında.

Kadın cinayetleri neredeyse her gün haberlerde yerini alıyor. Yanı sıra, yargıya intikal eden cinsel taciz dosya sayısının 66,000 olduğu açıklandı.

Ülke nüfusunun %60’ı yoksul. Sosyal yardım alan aile sayısı 6 milyona yaklaşıyor.

Yaşamak ağır bir yüke dönüştü. Ve çıkışsızlık suça yol veriyor.

Gündelik hayat şiddet sarmalında… Zorbalar sokakları tuttu. Suç işlemek olağanlaştı. Kuralsızlık tek kural oldu.Yasalar ve kurallar sadece onları tanıyanlar için var.Suç işleyenlerin, yalan söyleyenlerin, karaktersizlerin itibar sahibi olduğu zamanlardayız. Vasatlar zamanının getirdikleri…

Siyaset de umut vermiyor. İktidar ve muhalefet, çıkar guruplarının kontrolünde. Bu koşullarda, siyasetin finansmanından ötesine aklı ermeyen siyasetçiyle yol almak mümkün değil. Siyaset, dostlar alışverişte görsün seviyesinde, magazin kıvamında yapılıyor.

Her şeyin çok ama çok kötü yapıldığı, bütün umutların yerle bir olduğu tükeniş çağında, Araf’ta bekleyen insanlık, tükeniş ile yıkılış arasında oluşan gerilim hattında... İşte, bu bekleyiş insanı korkutuyor.

Katlandıklarımız, çalınan hayatlarımızdır.

Daha ne olsun?