GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
23 Mayıs 2024 Perşembe

Çok mu çok oluyor bu Çeşme?

100 yıl önce de kıymeti bilinmiyordu...

Bugün ise...

“Eh, işte...” vurgusu ile...

Uygun adımlarla...

“Aşkımız devam ediyor...”

100 yıl önce olduğu gibi...

Yine yılın büyük bölümünde “ıssız güzel”...

365 günün “100” günü rota belli:

“Gündüz kızgın kumlardan serin sulara...”

“Geceleri de müzik eşliğinde alemlere...”

Bu, bir Çeşme klasiği...

***

Asgari ücretle yaşamını sürdüren memleketimin insanı ile...

Çeşme’de yazlığı olup...

Yılın belirli günlerinde tatilini yapan bir fabrikatörün...

Çeşme’den aldığı lezzetin...

Ekmek çarpsın hiç farkı yoktur!

Bu sözüm...

Çeşme için bir nazar boncuğudur ve dahi...

Genç başkana tavsiyem...

Çeşme’nin girişinde...

Kocaman bir nazarlık görselinin yer alması (*)elzemdir!

***

Çok değil...

Sekiz, on yıl önce...

Haftalığını cebine koyan...

Kiralık otomobille “bir gece” de olsa...

Çeşme’nin tadını çıkarırdı...

Şimdi çok zor...

Bi’arkadaşım...

Bir günlüğüne gittiği Çeşme’den dönüştü laf çarptı:

“Külahta dondurma 120 TL.”...

Şaşıracak bi’şi yok...

“İzmir’de de bir tabak kelle-paça çorba 170 TL.”

***

Şimdi şarkı nakaratı gibi olacak ama...

Türkiye’de...

Bizim İzmir’in ilçesi “Çeşme”den başka...

Kayıtlara düşmüş...

Adı “Çeşme” olan bir yerleşim merkezi yok!

Bakın...

O özelliği ile de “bir numara” bizim Çeşme...

***

Şu sıralarda...

Çeşme’yi “sahipleniyormuş” gibi yapıp...

Abuk abuk konuşanlar var:

“Çeşme bir Cennet, kimseye onu yedirmeyiz!”

Ya da...

“Özüne dön Çeşme...”

Daha birkaç yıl öncesine kadar...

Emsalsiz bir tatil Cenneti olarak belleklere yerleşse de...

Çeşme’nin...

Eğlence merkezlerinden yükselen müzik sesi için...

Polis ile yazlıkçılar...

Ağız dalaşı ile...

Birbirine girmiyor muydu?

Şimdi de var müzik...

Hani şikayet eden?

Devir değişiyor...

Farklı bir kuşak geliyor...

Hem uzlaşmacı hem çağın peşinden koşan...

***

Açın, Çeşme’nin tarihine bakın...

Hep zirvede...

Hep gözlerde...

Hep gönüllerde...

***

Sahi...

12.000 yıllık geçmişiyle...

İnsanlık tarihini değiştiren Göbeklitepe ile...

Ne kadar övünüyorsak...

Yaradılışı Milat’tan Önce 190 yılına kadar uzanan...

Çeşme’nin tarihiyle de gurur duymalıyız...

***

Çeşme’nin kıskandıran yanı şu...

“Eski Çağ’dan bu yana hep zengin beyliklerin sayfiyesi olmuş...

Tüm beylikler ticaretten çok hayattan keyif almak için...

Çeşme ve çevresini yurt edinmişler... (Nasıl oluyorsa artık...) Keyifli yaşam için o topraklarda can vermişler, kan dökmüşler...”

***

Şimdi diyeceksiniz ki...

“Çeşme çok pahalı...”

Neye göre?

Otobüs biletine göre mi?

Otelde geceleme fiyatına göre mi?

Yoksa...

İzmir’de ilk 100 arasına giren...

Vergi rekortmeni pidecinin ağzınıza layık mis gibi tek pidesi mi?

Aslında hepsine göre...

***

Derler ki...

İzmir Suikastı’ndan sonra...

İzmir’deki İstiklal Mahkemesi’ni etkilermiş gibi...

Görünmek istemeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk...

Çeşme Ilıca’da sekiz gün, sekiz gece misafir edildi...

Büyük bir şok atlatılmıştı...

Atatürk...

İlk kez Çeşme Alaçatı’da telaffuz etmişti şu anlamlı sözleri:

“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyet’i ilelebet payider kalacaktır...”

***

Bugüne dönersek...

Sözün özü...

Yine Çeşme’nin “kıskandıran” özellikleridir...

Çeşme ‘nin tarihteki değeri...

Hep önemli ve hep gündem oluşturmuş...

Tıpkı bugün gibi...

Dikkat edin!

Son birkaç yıldır...

Çeşme’nin, vazgeçilmez güzelliklerini, değerlerini görenler...

Toprak sahibi olmaya başladılar...

Bu ne demek?

Artık Çeşme’de yaşayacaklar demek...

Belki de...

Birkaç yıl sonra...

“Güzelim Çeşme, ister misiniz Türkiye’nin 82’inci vilayeti olsun!”

Şaşırmayın!

Çeşme’nin eteğini tutamayan ilçeler bile...

Vilayet unvanı ile taçlandı...

Karaman... Kırıkkale... Batman... Şırnak... Bartın... Ardahan...

Şimdi diyeceksiniz ki...

“İzmir’e çok yakın; 84 kilometre...”

Ben de diyeceğim ki:

“Manisa büyükşehir ve neredeyse İzmir’in mahallesi olacak kadar yakın... Çeşme neden vilayet olmasın? Üstelik turistik bir kent...”

***

Bitiriyoruz...

Çeşme...

Türkiye’nin en şirin, en alımlı, en pırlanta ilçelerinden biridir...

Yazımızın başlığında olduğu gibi...

“Çok mu çok oluyoruz?”

Diyecek kadar “havalı bir ilçe”...

O güzelim “sahil ilçesi” Çeşme...

38 yıl önce...

Dünyayı İzmir’e taşıyarak...

“Birinci Uluslararası Çeşme Müzik Festivali”ni düzenlemedi mi?

Birinci olan Neco’yu, dünya ayakta alkışlamadı mı?

Avrupa ülkeleri “o müzik festivali”ni canlı izlemedi mi?

Cevaplar...

“Evet...” kelimesinde buluşuyorsa...

Artık...

Çeşme’nin yeniden “kanatlanması” gerekmiyor mu?

Ha’di...

Verin bakalım bu sorunun cevabını...

Nokta...

(*) Elzem: “En gerekli olan, vazgeçilmez...”

Hamiş: “Belediye Başkanımız Lal Denizli’nin Ot Festivali’yle ilgili sloganını (Öze Dönüş) çok beğendim... Çeşme ve Alaçatı için de kullanmasını tavsiye ederim... Çeşme’de tek eksik (Öze Dönüş) olsun... / Yakup Demir - ÇEŞTOB / Çeşme Turistik Otelciler Birliği Başkanı...”

Sonsöz: “Güzel Çeşme’de, (Gelinle kaynana kavga etmez!) diye bir söz vardır... Bunun nedeni şöyle açıklanır: Kaynana kaplıcaya gider, gelin de denize... İkisi de mutlu olur, kavga etmezler... / Anonim...)