GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Şubat 2013 Çarşamba

Çılgın projeye nazar mı değdi yoksa…

Konak Tüneli’nin üzerinde çatlak krizi… Haberi İzmir Egedesonsöz’den öğrendi.  
Başarılı muhabirimiz Fatih Yapar, ‘çılgın projeye nazar mı değdi?’ dedirten gelişmeyi yerinde inceledi. Hem mağdurlarla hem de bakanlık yetkilileriyle görüştü.
Konak Tüneli’nin Yeşildere girişinin hemen üzerinde yer alan 2. Kadriye Mahallesi’ndeki binalarda zemin oturmasından kaynaklı çatlakların yarattığı endişeyi yerinde gözledi. Meseleye her iki boyuttan bakıp hem sorunu hem çözümü ortaya koyan bir anlayışla güzel bir habere imza attı.
*
Hep söylüyoruz.
İzmir’in zemininde iş yapmak kolay değil. Ve bunu en iyi İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu bilir.
Konak Tüneli için ‘benim çılgın projem’ diyen Bakan Yıldırım’ın neden böyle dediğini sanıyorum yavaş yavaş anlamaya başlıyoruz. Asıl çılgınlık böyle bir zemine tünel kazmaktı belki de. Diyorlar ki; efendim zemin etüdü yapmadılar. Böyle olacağı belliydi.
Ben de diyorum ki, zemin etüdü yaptılar ve böyle olacağı belliydi.
Belki temel atmayı biraz aceleye getirdiler. İslim arkadan gelir mantığı güdüldü biraz. Ama temel atmadan 6 ay sonra vuruldu ilk kazma 2. Kadriye’nin altına…
Ve bu 6 ay boyunca ayrıntılı bir zemin etüdü yapıldı, bölgedeki olası tehditler hesaba katıldı.
Örneğin henüz kazma vurulmayan Konak yönü var ya… Tarihi açıdan bazı sorunların yaşandığı Damlacık’ın altı… Orada daha ciddi sıkıntıların yaşanacağını da biliyorlar mesela.
Bugün sorun çıkaran 2. Kadriye’nin de henüz kazma vurulmayan Damlacık’ın da ‘dolgu’ zemin olduğu, heyelan riski taşıdığı pekâlâ biliniyordu.
Şu anda 100 küsur metrede çok sert bir kayalık bir zeminde ilerleniyor. Yaklaşık 600 metre daha böyle olması bekleniyor.  Sonrası yine bozuk… Yapılan etüt çalışmaları böyle diyor.
İlk etapta duvarları çatlayan 4 konutun sakinlerini ikna edip ‘kira yardımıyla’ tahliye etmiş karayolları.
Şimdi kalanları ikna etmeye çalışıyor. Ayda 400 TL kira yardımıyla uzlaşıp ‘can ve mal güvenliği’ açısından bölgeyi güvenlik çemberine almak için uğraşıyorlar.
Karayolları 2. Bölge Müdürü Abdulkadir Uraloğlu ile bizzat konuştum.
Zemine yerleştirdikleri cihazlarla bölgeyi 24 saat izlediklerini en küçük bir kaymayı, oturmayı milimetrik değerlerle takip ettiklerini, şantiyede görevli bir ekibin ufak/tefek çatlaklara hemen müdahale ettiğini, zemin oturmasından kaynaklı sorunun havaların uzun süre yağışlı gitmesi nedeniyle beklenenden uzun sürdüğünü, bölgede 30 civarında mağdur vatandaşla ‘tahliye’ konusunda uzlaşmaya çalıştıklarını söyledi.

Uraloğlu ile bugün tekrar konuştum.
Özel bir ekibin sorunlu bölgede vatandaşla yeniden bir araya geldiğini anlatan Müdür Uraloğlu şöyle devam etti: “Bölge sakinlerinden 1-2’si dışında hemen hepsi taşınmaya razı oldu. Kira yardımı yapacağız. Kalan 1-2 aileyi de ikna çabalarımız sürüyor. Önümüzdeki hafta sonuna kadar sorunlu bölge önemli ölçüde tahliye edilmiş olacak”

- Peki insanların evlerine dönüşü ne kadar zaman alacak?   
—En az yazın ortasına kadar zamana ihtiyaç var. 4-5 ay kadar zamana… O zamana kadar toprak zemin yeniden oturmuş, tünel ilerlemiş olacak. Alttaki çalışmadan kaynaklı sorunlar tamamen ortadan kalkacak.
 
—Peki, güvenlik meselesini daha hızlı çözmenin mümkünü yok mu?
—Evlerdeki çatlaklar şu anda hayati bir tehlike arz edecek boyutta değil. Öyle olsaydı kolluk güçleri marifetiyle bölgeyi tahliye ederdik zaten. Orada tek bir vatandaşın burnunun kanamasına kimsenin gönlü razı gelmez. Bölgeyi ‘can güvenliği’ gerekçesiyle tahliye yetkimiz hala var. Ama bizler şu an o boyutta bir tehdit görmediğimizden halkımızı ikna etmeye çalışıyoruz.
—Peki, ikna olacaklar mı?
—Önemli ölçüde oldular zaten. Sanıyorum bir bakkal var taşınmaya şimdilik yanaşmayan. Onun da ikna olacağından eminim. Bazı vatandaşlar ‘kamulaştırma yapmamız’ noktasında başvuruda bile bulundu. Bu seçenekleri de değerlendiriyoruz. Ancak kamulaştırma halinde hazine arazisinde işgalci olan bazı vatandaşlar mağdur olacak. O yüzden kira yardımıyla bölgeyi tahliye etmek en doğrusu görünüyor. Ama tüm seçenekler değerlendiriyoruz.

Müdür Uraloğlu, Konak yönünde de benzer bazı sıkıntıları ellerindeki teknik verilerden öngörebildiklerini o nedenle projeye azami dikkat gösterdiklerini vurguladı.
Karayollarına göre sorun panik yaratacak boyutta değil.
Ama duvarları çatlamış bir binada yaşamak hem içindekini hem de tünelde çalışanı rahatsız ediyor. Kaldı ki deprem bölgesi İzmir’de daha beterinin riskini kime alamaz.
Konak Tüneli’nin üzerindeki zemin oturmasından kaynaklı duvar çatlaklarıyla başlayan ve 30-40 civarında aileyi ilgilendiren soruna en kısa sürede ‘güvenli’ bir çözüm bulunacağına inanıyorum. Karayolları’ndan aldığım izlenim, Ankara’nın meseleye bakışı böyle düşündürüyor. Bakan Yıldırım da meseleyle an be an bizzat ilgileniyor.
Ama dikkat çekmek istediğim husus başka…
Başta CHP’liler olmak üzere İzmir’deki muhalefet kanadı şimdi ne yapacak?
Ohh çekip ‘Siz bizi metrodan vurursunuz ha!’ deyip aynı üslupla karşılık mı verecekler yoksa ‘İzmir’in zemin gerçeğiyle tanışan iktidar cephesine ‘günaydın’ mı diyecekler.
Yıllarca benzer zemin sorunları nedeniyle metrodaki gecikme üzerinden siyaset yapan AK Partililere misilleme yapmasını beklediğim CHP’liler var tabi ki. Ama meseleye daha gerçekçi bakıp akl-ı selimle yaklaşmasını umduklarım da var.
Mesela İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu…
Bulduğu her fırsatta İzmir’i diline dolayan ve yağmur/yağış üzerinden bile İzmir’e yüklenmekte beis görmeyen belki de İzmir’i eleştirmekten özel bir zevk alan Melih Gökçek’i bile fırsatını bulduğu halde ‘boş geçen’ Kocaoğlu, yıllarca kendi ağzını yakan ‘zemin meselesi’ üzerinden siyaset yapmaz kanımca. Dahası can ve mal güvenliği söz konusuyken ‘biz size demiştik’ edebiyatına girmez öncelikle.  
Ayrıca İzmir’in zemininden Kocaoğlu kadar çeken de olmamıştır.
Bugün Üçyol-Üçkuyular metrosu hala bitmemişse en önemli nedeni zemindir.
Boşaltılan, güçlendirilen apartmanlar, çöken kaldırımlar, geçilemeyen göller, kırılamayan sert kayalar… Diyeceksiniz ki ihaleleri alan şirketler de battı. Doğru, battılar.
Ama şirketlerin batmalarında bile en büyük neden zeminin azizliğiydi.
Şu anda bir istasyon tamamen bittiği halde bir apartmanın güvenliği tam sağlanamadığı için açılamıyor.
Derelerin, göllerin, kuyuların, fay kırıklarının, büyük kayaların, üzerindeki sağlıksız yapıların sancısı 5 kilometrelik metronun 600 günlük inşaat süresini 2 bin 500 güne çıkardı.
Aliağa-Menderes’in Karşıyaka ayağındaki 2 kilometrelik tünel inşaatı zeminindeki nehirler yüzünden en az 24 ay geciktirdi projeyi. Evka-3 Bornova Meydan arasındaki metro çalışmalarının durma nedeni de aynıdır. İzmir’in ağır zemini ve üzerindeki sağlıksız bina stoku… O yüzden zemin etüdü yapılsaydı böyle olmazdı muhabbetini bırakalım.
Zemin etüdü zamanında yapılan ama zemine çakılan projelerle dolu İzmir.
 
Ya İzmir’in zeminine hiç bulaşmayacaksın ya da olası riskleri göze alacaksın. Konak Tüneli’nin üst yapısındaki krizden herkes ders çıkarmalı. İzmir’de iş yapmak çok zor diyerek hayıflanan Bakan Yıldırım başta olmak üzere herkes…
Bornova’da, Karşıyaka’da ve Üçyol-Üçkuyular’da Kocaoğlu’nu yerden yere vuran AK Partili dostlar da… Demek ki zeminin azizliği sadece CHP’li Aziz’e değilmiş.
Demek ki İzmir’in zemininin şakası gerçekten yokmuş.
Ne demişti Bakan Yıldırım Konak Tüneli’nin temel atma töreninde…
‘Ya bir yol aç, ya bir yol göster ya da yoldan çekil!’
Yol açmak onun işi…
Yoldan çekilmekse bize yakışmaz.
Gücümüz ölçüsünde ‘yol göstermeye’ çalışıyoruz işte.
Ya da İzmir çukurunda orta yolu bulmaya…