GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
24 Kasım 2009 Salı

CHP Yalova Kaymakamı’’na mı dönüşüyor?

Çiğli’’de yaşanan süreç ister istemez bize bunu düşündürtüyor. Halk arasında ’‘Kim takar Yalova Kaymakamı’’nın hikayesi şöyle anlatılır. ’¶
Vakti zamanında Atatürk'ün Yalova'ya geleceği duyurulur ve bütün halk neşe içinde bu büyük güne hazırlanmaya başlar. Hummalı bir hazırlık sürerken, o güne kadar vekaletle yönetilen ilçeye merkezden asaletle bir kaymakam atanır. Kaymakam Yalova'ya ulaşır. Ama Atatürk’’ün bir gün sonraki ziyaretinden habersizdir. Halkın yoğun bir hazırlık yaptığını gören taze kaymakam, hazırlığın kendisi için yapıldığını düşünür.
Çünkü kendisi için hiçbir yerde karşılama töreni yapılmamıştır.
Hemen oracıkta bir plan yapar.
Önce ilçeye yerleşeyim, yarın sabah kaymakam olduğumu açıklarım’’ 
Ve önce berbere gidip bir kaymakam tıraşı olmaya karar verir.Berberde sohbet koyulaşır.
Söz bir ara halkın yaptığı hazırlıklara gelir.
Yalova Kaymakamı: ’“Duyduğuma göre yarın kaymakam gelecekmiş, hazırlıklar onun için galiba’”  der.
Berber: ’“Yok beyim. Atatürk geliyor, Atatürk. Kim takar Yalova Kaymakamı’’nı’…’” diye yanıt verir.
Ne kadar örtüşüyor bilemem. Ama CHP giderek Yalova kaymakamının durumuna düşüyor.
En azından Çiğli örneğinde partinin durumunu anlatacak başka bir hikaye bulamadım.
Belediye başkanı vefat ediyor.
Yerine geçecek isimler için yoğun kulis başlıyor. Toplantılar, kulisler, toplantılar’…
Genel merkez MYK üyesini görevlendirir. İl Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, MYK Üyesi işe el atar. Herkes yeni başkanı sancısız seçmenin derdindedir aslında.  
Grup kararı alınır, 1 oyla da olsa başkan adayı belirlenir. Gruba katılan 20 meclis üyesinden namus ve şeref sözü alınır partinin adayı Şeref Bektaş için.
Çünkü kapıda AKP tehlikesi vardır. 11 oylu AKP ya 5 CHP’’liyi ayartırsa ya da zaten ayartılmış olan 5 CHP’’li AKP ile işbirliği yaparsa’…?
Korkulan ikinci ihtimal gerçeğe dönüşür. Çiğli ile tek ilgisi merhum başkanla ortak yürüttükleri kooperatif olan bir müteahhit/avukat meclis üyesi ince bir planla başkanlığı ele geçirir.
Yeni Asır’’ın manşet başlığı muhteşem’…
CHP’’li kazandı, CHP kaybetti’…
Yeni başkanı kutlamayan CHP, saatler sonra disiplin süreci başlatır.
Suç: Grup kararına uymama, AKP ile işbirliği yapma.
Suçlu: Başkan ve 4 meclis üyesi’…
Kesin ihraçları isteniyor partiden’… Eğer bunu yapmazlarsa bundan sonra CHP’’yi de grup kararını da kimse takmayacaktır.
Parti disiplini diye bir şey kalmayacak, at izi it izine karışacaktır.
Zaten yeterince karışmıştır da. Şimdi pirincin taşı ayıklanmaya çalışılmaktadır.
Tabi ki olan Çiğli’’ye olmaktadır.
Merhum Başkan’’ın 6 yıl boyunca 2 ay koltukta oturamaması yüzünden çok şey kaybeden Çiğli, bundan sonra içinden çıkılmaz bir sürece girmiş, partiden ihraç edilecek bir başkan ve 4 meclis üyesiyle birlikte daha da çıkmaza girecektir.
 
Peki suçlu kimdir? Metin Solak ve arkadaşları mı? Yoksa parti genel merkezi, il başkanı, MYK Üyesi, Büyükşehir Belediye Başkanı mı?
İl Başkanı, MYK Üyesi gibi parti yöneticilerinin tek hatası grup kararını seçimden bir gece önce almaları.
Grubu seçimin yapılacağı gün olan Pazartesi sabah saat 09.00’’da toplayıp, tek aday çıkarmış olsalardı belki de bu sonuç yaşanmayacaktı. En azından çoğunluk böyle düşünüyor.
Sonuçta CHP’’nin apoletli görevlileri, esnaf odasına, muhasebeciler odasına başkan seçmekle 150 bin nüfuslu bir ilçeye belediye başkanı seçmeyi karıştırmış, Çiğli’’nin zemin yönünden İzmir siyasetinin en kaygan yeri olduğunu atlamışlardır.
Pazartesi sabah grup toplantısı yapılmış olsa kulis süresi kalmayacak, gruptan doğruca seçime geçileceğinden meclis üyeleri sağa sola zıplayamayacak, pazarlıklar yapılamayacaktır.
Ama hakkını yemeyelim. Başkan seçilen Av. Solak süreci gayet iyi planlamış görünüyor.
Sadece planlamakla kalmıyor, başkanlığa giden yolda partiyi çiğnemek de muhalefetle işbirliği yapmakta mubahtır anlayışıyla hareket ediyor.
Metin Solak’’ın en önemli özelliği, ekonomik sorunun hiç olmaması’… Ona destek veren ve bu nedenle bu gün topun ağzına konulan meclis üyelerine bakıldığında ise ekonomik çıkmazda oldukları görünüyor. Kimi batık kuyumcu, kimi batık esnaf’… Kimi ev hanımı, kimi de mesleği soru işareti olan işadamı!
Dilim varmıyor ama aslında her şey ayan beyan. Fakat Başkan Metin Solak’’ın hakkını teslim etmeliyim. Adam çok zeki’… İldeki toplantıda adaylıktan çekilip karşısındaki en güçlü adayı ortadan kaldırıyor. (Erkan Gül)
Ve bana İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’’ın iki dönem önce Ömer Kaplan’’la Cahit Kırmacı’’ya oynadığı sandık oyununu hatırlatıyor.
Sonrasında destek verdiği adayı nedense (!) içine sindiremiyor. Grup kararını takmayıp adaylığa soyunuyor. Bunu yaparken de şahitler huzurunda silahını çekip başına dayıyor, pencereden kendini atma tehdidiyle herkesin elini kolunu bağlıyor.
Sonuçta yazılmış bir senaryo yürürlüğe konuluyor. AKP ikinci turda çekiliyor, 11 AKP’’li, 4 CHP’’li ve kendi oyuyla başkanlığa oturuyor. Yani CHP’’li kazanmış ama CHP kaybetmiş oluyor.
Peki asıl suçlu kim? Ben onun peşindeyim’….
Bence asıl suçlu CHP Genel Merkezi’… CHP Genel Başkanı, Genel Sekreteri’…
Doktorların ’‘Her an ölebilir’’ dediği bir ismi belediye başkanı yaparak, Mamak’’tan, Karşıyaka’’dan, Buca’’dan, Güzelbahçe’’den meclis yapısı kurarak’…
Bugün yaşanılan sürece partiyi mecbur ve mahkum bırakıyorlar.
İl Başkanı’’nın MYK Üyesi’’nin Çiğli’’deki bozuk düzende, kaygan zeminde yapabilecekleri çok da bir şey yok aslında. Nalbantoğlu’’nun dediği gibi, ’“İhanete karar vermiş politikacının önüne geçilemez’’ di.
Geçilemedi de’…
 
Not: Bornova’’da 5 Aralık’’a ertelenen delege seçimleri için karar üstüne karar alınıyor. Geçen hafta sonu yapılması beklenen, ardından 5 Aralık’’a ertelendiği bildirilen seçimler yeniden erkene alındı. Yarın (Çarşamba) ilçenin önemli bölümünde delege seçimleri var. Sanıyorum Bornova’’da son olarak MYK Üyesi Susam’’ın dediği oldu.
 
Not2: Bayraklı’’daki delege tartışmaları son derece ciddi boyutlarda. Onur Mahallesi’’nde muhtara dayak atılmış. Üç mahallede iptal var. Olaylar Milletvekili Selçuk Ayhan’’a yıkılmaya çalışılsa da İlçe Sekreteri Niyazi Bey’’in de süreçte aktif rol oynadığı biliniyor. Acaba Başkan Hasan Karabağ bu sürecin neresinde, ne kadar yer alıyor? Merak ediyorum.