GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
24 Mayıs 2019 Cuma

Çalmam, çaldırmam… Ben sana dayanamam!

96 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti…

31 Mart’tan daha “vahim tablolar” da yaşadı…

21 Temmuz 1946’daki Milletvekili Seçimleri…

“Açık oy, gizli tasnif (sayım) usulüne göre yapılmıştı”…

Jandarmaların yanındaki sandığa gidiyorsun…

Herkesin görebileceği şekilde oyunu atıyorsun…

Garabete bak!

Peki, sayım nasıl olmuş?

Kapalı kapılar arkasında!

Tam, “Bundan beteri olmaz!” diyorduk ki…

31 Mart’ta…

İstanbul’un yerel seçimi bir garip “düğüm” oluverdi…

***

Ve, her şey…

Dünya hukuk tarihine geçecek bir cümle ile başladı:

“Hiçbir şey olmasa bile, kesin bir şeyler oldu…”

Sonra evlere baskın yapıldı…

Sonra “Oylar çalındı” muhabbeti başladı…

Sonunda…

Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verdi…

7’ye karşı 4 oyla!

Seçimin yenilenmesine karşı çıkan dört üyeden biri de…

YSK Başkanı Sadi Güven…

İptalin “kısa gerekçesini” hatırladınız mı?

“Sandık kurullarının usulsüz oluşturulması nedeniyle…”

***

Sonra…

Uzuuuun uzun bi’zaman “uzun gerekçe”yi beklemeye başladık…

Sonunda o da açıklandı…

Tam 250 sayfa…

Bir dünya klasiği olan Alexandre Dumas’nın…

“Monte Cristo Kontu” romanından…

İki misli kalın…

Başlayın okumaya, üç günde bitiremezsiniz…

Konumuz o değil…

Ayrıntılara girmeye gerek yok…

Bi’tek yerine bakın gerekçeli kararın…

YSK Başkanı Sadi Güven’in yazdıklarına…

Neden?

Çünkü O, YSK diye anılan kurulun başkanı…

***

Başkan kelimesini pek severim…

Hoş, son 10 yıldır herkes başkan ya, neyse…

Belediye başkanları, oda başkanları, kooperatif başkanları, kulüp başkanları, cemiyet başkanları, federasyon başkanları, dernek başkanları…

Arkadaşa soruyorsun, “Nerenin başkanısın?” diye…

“Kanarya Severler Derneği’nin Başkanıyım” diyor…

Say say bitmez, başkanlar…

Bi’kere bi’yerin “başkanı” oldun mu, yaşadın…

Adının önünde hep o “janjanlı” kelime…

Ama…

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı dedin mi, durup dinleyeceksin…

***

Yüksek Hakim Sadi Güven…

41 yıl önce İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş…

Balıkesir Dursunbeyli…

2005’te Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısıydı…

Sonra Yargıtay üyesi seçildi…

Sonra Türkiye Adalet Akademisi Yönetim Kurulu üyesi oldu…

2013'te de Yüksek Seçim Kurulu'na seçildi…

Kurul’daki en kıdemli Yargıtay üyesi değildi ama…

Aynı gün YSK Başkanı oldu…

O gün bugündür o koltukta…

Allah sağlık versin 2022’ye kadar da kalacak…

Ortalık YSK’nın gerekçeli kararı ile çalkalanırken…

O Sadi Bey…

Tam da bugün… (Çünkü bugün YSK Başkanı’nın yaş günü: 24 Haziran…)

Neden “yeniden seçim yapılmasın” dediğini açıkladı…

Sadi Güven; kısa ve öz, şöyle dedi:

Sandık kurullarının yasaya aykırı oluşturulması iptal nedeni olmaz…”

“Kurulların usulsüz oluşması tam kanunsuzluk halini oluşturmaz…”

“İmzasız sandık döküm cetvellerinde AK Parti temsilcileri de vardı…”

“Geçersiz oylar iptal nedeni olmaz…”

“Kamu görevlilerinin görev yapmaması seçime etki etmez…”

“Maddi hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının yeniden sayılması karşısında tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin seçimin iptalini gerektirir tespit olmadığından sayın çoğunluğun seçimin iptali ile yenilenmesine ilişkin kararına katılmıyorum…”

***

Ve tirajı komik bi’durum daha var…

Dün belli oldu; CHP Türkiye’ye duyurdu:

Yüksek Seçim Kurulu’nun verilerine göre…

İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine gerekçe gösterilen…

KHK’lı sandıklardan Binali Yıldırım birinci çıkmış…

Boş cetvellerde de Yıldırım birinci…

Yetmez, diyorsanız…

İmzasız sayımlarda da AK Parti adayı önde…

***

O zaman bu oylar için neden “çalındı” denildi?

Çünkü, 250 sayfalık gerekçeli kararda…

Tek “çalındı” kelimesi yok…

O halde…

Madem “çalınmadı”

İstanbul seçimi neden iptal edildi?

Nokta!

Sonsöz: “Varsın olmasın hayatta her istediğimiz… Biz olana Elhamdülillah, olmayana da Eyvallah demesini biliriz… / Hz. Mevlana…”