GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Adnan SÖKMEN
YAZARLAR
24 Kasım 2017 Cuma

Bu ses Türkiye!

Hayat zor falan değildir!..

Sadece fakirsindir...

 

Ama artık hayat sadece fakirlere zor değil...

Özellikle bu ülkede hayat, hemen hemen herkese zor...

 

Çünkü ürettiğimizden kat kat fazlasını tüketiyoruz...

Ondan da önemlisi, avantacı ve tembel bir toplum olduk...

 

Çabayı, bir tek kahvede okey oynarken gösteriyoruz... 

Ha bir de, iddia ve altılı kuponu yaparken!..

Öyle araştırıp çabalıyoruz ki!..

Kolombiya 2. Ligi'ndeki kasaba takımlarının; değil ilk 11'ini, yedek kulübesindeki adamlarını bile tek tek tanıyoruz!..

Kupon mu yapacağız!..

Şak bakıyoruz kadroya...

Ne, Eduardo cezalı mı?... Bu maç "alt" olur...

 

Boşver Veliefendi'deki koşan atları, Dubai Meydan Hipodromu'nda start alacak beygirlerin orjinini büyük babasına kadar biliyoruz!...

İşte bunları bize hep, tembellik ve avantacılık yaptırıyor...

 

Bir de televizyon denen yarı açık cezaevine mahkûmiyetimiz var...

Cezamız da, osuruktan dizileri ve Acun denen zat-ı şahanenin yarışma programlarını gözümüzü kırpmadan izlemek!..

 

Tabii hayat dizi filmlerdeki gibi değil!..

Ama biz, o "kurgu yaşamlara" ağzımızın suyunu akıta akıta bakıyoruz...

İçimizde hep, Eşkiye Dünya'daki Hızır Çakırbeyli gibi racon kesen bir adam ya da Meryem gibi güçlü bir hanımağa olma hevesi var...

Yani hiç kimse eskilerin "İtilmiş"i ile "Kakılmış"ı olmak istemiyor...

Aslında tam da onlar gibiyiz, ama bunun farkında değiliz...

 

Evet, fazla abartık belki!..

Ara sıra farkına varıyoruz tabii ki, İtilmiş ve Kakılmış'lığımızın...

O da ne zaman oluyor biliyor musunuz?..

 

* Elektrik, su, doğalgaz faturaları Birmingham Sarayı giderleri gibi gelince...

* İzban ya da Akbil kartınız "Yetersiz bakiye" diye bağırıp sizi otobüsün içinde morartınca...

* Kredi ödemeleriniz önce "yasal" ardından da yapılandırma ayağına şirketlere devredilip "mafya" takibine düşünce...

* Ev sahibiniz, Viyana kapılarına dayanan Kanuni Sultan Süleyman gibi kapınıza dayanınca...

* Telefonunuzdaki kontör, "Alo"nun A'sını dediğiniz anda bitince...

* Mutfak alışverişi için Bim'e girip, bir paket "3'ü 1 arada" alıp çıkınca...

* Babasının emekli aylığını alsın diye 30 yıllık karınızı boşayıp, "iki manita" olduğunuz o güzel günleri evde tekrar yaşamaya başlayınca...

* Parasızlıktan interneti kapatılan oğlunuzun, kız arkadaşı Merve ile haberleşmek için çatıda güvercin beslediğini görünce...

* Evde "Breaking Bad"ın Walter Whiet'ı gibi imalathane kurup rakı üretmeye çabalayınca...

 

Eee, daha yazayım mı?..

Yok ya, benim içim kalktı valla...

 

Neyse...

Hadi bir kupon yapın...

Hatta size iki de tüyo vereyim...

Royal Sociedat - Las Palmas maçı handikaplı 1 olur...

Elazığ altılısının son ayağında da Şark bülbülü geçilmez...

 

Haa, kuponlar yatarsa canınızı sıkmayın...

Bu akşam "O ses Türkiye" var...