GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
20 Mayıs 2024 Pazartesi

Böyle mi olacaktı?

Asırlık CHP’nin kaderinde...

“Kadersizlik” yazıyor sanki...

Biz unutsak bile “Tarih Baba” unutmuyor...

Mesela...

Aşağı yukarı 10 yıl önce...

(10 Ağustos 2014)

Siyaset tarihimizde ilk kez...

Cumhurbaşkanı doğrudan halkoyuyla seçilecekti...

CHP ile MHP el ele verdiler; adı konmamış bir cephe oluşturdular...

“Çatı Adayı” namı ile...

Kendilerine...

Profesör... Diplomat... Devlet adamı...

Unvanlarını taşıyan...

71 yaşındaki Ekmeleddin İhsanoğlu’nu buldular...

Cumhurbaşkanlığı yarışı için yaratılan slogan şahaneydi:

“Ekmek için Ekmeleddin...”

Recep Tayyip Erdoğan karşısında tutmadı...

CHP hüsran yaşadı...

Şaşırırsınız!

Ekmeleddin Bey...

Yüzde 52’yi yakalayan Erdoğan’a yaklaşamadı bile...

Yine de kazançlı çıktı...

Cumhurbaşkanlığı yarışından sonra...

İki dönem MHP Milletvekili olarak görev yaptı...

Cumhurbaşkanı yarışından sonra...

CHP’ye gönül verenler...

“Biz ne kazandık?” diyerek Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiler...

Sonra...

Her şey “her zaman olduğu gibi” unutuluverdi!

***

Aradan zaman geçti...

24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi geldi, çattı...

CHP yine heyecanlandı...

Kılıçdaroğlu, partinin bir “has evladı”nda karar kıldı...

Hiç itiraz gelmedi...

Çünkü...

CHP’ye ömrünü veren bir isim vardı masanın üstünde...

Ni’tekim...

Takvimler 4 Mayıs 2018’i gösterdiği gün...

Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’yi kürsüye çağırdı:

“Sayın Muharrem İnce, gel bakalım buraya...” 

İşte, o gün...

40 yıllık CHP’li Muharrem İnce...

Altıok’un “Cumhurbaşkanı Adayı” oldu...

Duygu dolu bir tablo yaşanıyordu...

Muharrem İnce...

Herkesin önünde...

Kılıçdaroğlu’na söz verdi:

 “39 yıl CHP’nin rozetini taşıyan biri olarak tarafsız Cumhurbaşkanı olacağım ve rozetimi size emanet ediyorum...” 

Ardından...

Türkiye’nin dört bir yanında...

45 gün içinde...

75 şehirde 107 miting yaptı...

Cumhurbaşkanı olamadı ama...

Yüzde 30’un üzerinde oy toplayarak...

CHP’nin bile üstüne çıktı...

Sabaha karşı...

Erdoğan’ı işaret ederek “Adam kazandı!” sözü olay oldu...

***

Cumhurbaşkanlığı seçimi unutuldu...

Ama...

Muharrem İnce’nin...

Cumhurbaşkanlığı adaylığındaki performansı unutulmadı...

N’itekim...

Gençlik kollarından beri görev yapan...

Ömrünü CHP’ye veren Muharrem İnce...

CHP’ye veda etti ve...

17 Mayıs 2021'de Memleket Partisi'ni kurdu...

Bugün itibarıyla...

Aradan tam üç yıl geçti...

Kimselerden destek istemedi...

Kendi yağıyla kavrulmaya çalıştı...

Ama...

O da bi’yere kadardı...

***

Oysa...

Tek başına da kalmış olsa...

Öylesine ilginç özellikleri olan bir siyasi liderdi ki...

Ege’ye özel sesleniş biçimiyle...

“Bizim Maarem...”

“Her türlü muhalefetin kalitesini yükselten bir yıldız!”

Görünümünü hala koruyor...

Ama kırgın...

Aynı zamanda kızgın...

Konuşmak bile istemiyor...

Neden?

***

Önceki gün...

Ne hikmekse abartılmamış...

Sanki dudak ucunda takılı kalmış gibi bi’haber...

24 sat içinde iki kez “ters / yüz” oluverdi:

17 Mayıs 2021'de kurulan Memleket Partisi'nde...

Üç yıl sonra; tam da takvimlerin “17 Mayıs 2024”ü gösterdiği gün...

Resmi açıklamaya göre...

“Tasarruf gerekçesiyle...”

Küçülme kararı uygulanmaya başlandı...

Partinin Ankara Çankaya'daki genel merkez binası boşaltılarak...

Kapısı kilitlendi...

Seçimlerde kullanılan otobüsün üzerindeki parti logoları da söküldü...

N’olacak şimdi?

Demeye kalmadı, bazıları...

“Memleket Partisi kapanıyor...” yaygarası...

Koparmaya başladı...

Sonra?

Sonrası derin bir sessizlik...

***

Neredeyse...

Çocuk yaşta CHP hüviyeti taşımaya başlayan...

Muharrem İnce’nin...

“Neredeeen, nereyeee?”

Dedirten “siyasi hayatıyla ilgili” bilmecenin ip uçlarını...

Ömrünün yarım asrını “CHP”ye vermiş…

Atatürk’ün Partisi’nde…

Hemen her “1 Numaralı” koltukta görev yapmış…

Değerli büyüğüm Bülent Baratalı’ya sordum…

Politika ustasının…

Ders gibi kalpten ama “ibretlik” yorumu şöyle:

“Muharrem Bey’le hukukumuz çok eski...

O’nu, 2002 seçimlerinde biraz da baskıyla milletvekili yaptık...

Çok başarılı oldu...

Muhalif milletvekilliğinin en güzel örneklerini sergiledi...

Adeta Gazi Meclis’in tozunu attırıyordu...

Yıldızı çok parlaktı...

Ardından gelen Cumhurbaşkanlığı adaylığı performansı ve...

Sonuçta ulaştığı oy oranı...

Yıllardır CHP’nin beklediği sonuçların bile üstündeydi...”

İşte, sayın Baratalı’nın yorumunun en heyecanlı yeri:

“Nasıl olsa kaybedecek diye adaylaştırılan(!)...

Kürsüye...

“Gel bakalım Muharrem...” diye çağrılan o kısacık süre...

Çok zoruna gitmişti...

Oysa...

O buluşmada Muharrem İnce...

“Sayın Cumhurbaşkanı adayımız kürsüye lütfen gelir misiniz?”

Şeklinde davet edilmeliydi...

Bu bir CHP kültürüydü...

Büyük performans sergileyerek aldığı sonuç çok başarılıydı ama...

CHP’de kendi sonunu getirdi...

Artık “tepelenmesi gereken” biriydi...

Kurultay için topladığı oylar...

Tehditle geri alındı!

Ancak o oylar...

Anasının ak sütü gibi helaldi...”

***

Ancaaaak...

İşte, o “ancak” çok önemliydi ve...

Sayın Baratalı, bunları ilk kez söylüyordu:

“O saatten sonra partinin içinde Muharrem İnce’ye...

Kemal Bey’in de içinde olduğu bir mobbing(*) başladı...

Kılıçdaroğlu, bizzat (Saray’a giden CHP’li...) diyerek...

Muharrem İnce’yi aşağıladı...

O da...

CHP’de barınamayacağını gördü ve parti kurdu...

Bence bu eylemi yanlıştı...

CHP’de kalıp mücadele etmeliydi... Acul(**) davrandı...

Hem Selanikli hem de Karadenizli olduğu için...

Bir melez olarak iki coğrafyayı da benliğinde taşıyordu...

Civanmert(***) bir yapısı vardı ve siyasetin delikanlısıydı...”

***

Bülent Baratalı’ya...

“Ya bundan sonra ne olacak?” diye sordum...

Cevap, bir ev ödevinden farksızdı:

“Bence Türk Siyaseti’nin önemli bir aktörü olan Muharrem İnce, sıcak politikaya devam etmelidir ve O’na bir yol açılmalıdır...”

***

Bitiriyoruz...

Belli ki...

Muharrem İnce, “Memleket Partisi”ni kapatmak istemiyor ama...

Şu sözleri...

Her ne kadar “yiğit” kalbinin sesi olsa da...

Aslında Türkiye gerçeği idi:

“Hazine yardımı, belediye avantası, müteahhit payı almayan sadece üyenin bağışıyla ayakta duran parti olarak masrafları mümkün olduğunca kısacak; parti binalarını küçültüp dijital platformlardaki varlığımızı arttıracağız...”

Demek ki...

“Memleket Partisi”ni kapatmamak için...

Genel Başkan Muharrem İnce...

Kanının son damlasına kadar savaşacak...

Ama...

Dünyanın bin türlü hali var...

Yarın, öbür gün neler olur...

Kestirmek çok zor...

Nokta...

(*)Mobbing: Bir karşılığı da “bezdiri”... Bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba sosyal kabadayılık yapması...

(**)Acul: “Çok aceleci, tez canlı, telaşçı, sabırsız...”

(***)Civanmert: “Özü sözü bir, yüce gönüllü, yürekli, yiğit...”

Sonsöz: “Tabelalar sadece Türkçe olsun diyen kaç kişi kaldık? / Muharrem İnce – Memleket Partisi Genel Başkanı...”