GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
28 Mayıs 2021 Cuma

Bilek güreşinde rakipsiz başkan!

Türkiye’nin en büyük ilçelerinden birini yönetiyor...

Aslında…

Aslında su katılmamış bir Ege delikanlısı…

Anayurdu üzümün başkenti Manisa Salihli…

Bilenler bilir…

Taşra delikanlıları…

Okullar tatil olunca…

Öyle yan gelip yatamazlar…

Poşusunu saran…

Tarlada, bağda bahçede aslanlar gibi çalışırlar…

Ege’nin güneşi onları acayip kavurur…

Çapa yaparlar, tohum atarlar, pamuk toplarlar…

Yorgunluktan akşam yattıkları yeri bilmezler…

Hatta gece bile…

Gaz lambası ışığında tütün kırarlar…

***

Bu hikayenin sevimli kahramanı…

Aslında…

Çifte ağa torunu…

Mehmet Ağa ile Hüseyin Ağa’nın çocuklarının izdivacından doğmuş…

Ağa torunu diye kıyak geçmek yok ama!

Lisede hatta üniversitedeyken bile…

Köyde çalışacak ırgat gibi; kaçarı yok!

Bizim delikanlının yaptığı “en başarılı iş” sulama…

Mis gibi bağların suya hasreti O’nun elinde sona eriyor…

O zamanlar…

Damlama sulama ne gezer!

Pamuk sulamak için “hortum atmak” diye bi’icat var…

Hortum dediğin…

Rulo haline getirdiğinde bizim delikanlının ağırlığında…

O hortumları taşırken beli iki büklüm olurdu…

Bu ağır işi yapa yapa…

Farkında olmadan…

Kolları, bacakları kuvvetlendi; omuzları genişledi…

***

Fi tarihinde…

Ege’nin delikanlıları arasında “bilek güreşi” çok modaydı…

(Şimdi cep telefonu ile oynuyorlar...)

Kolu kahvenin masasına yapışan…

Herkese buz gibi gazozları ısmarlamak zorundaydı…

Bugünün belediye başkanı, dünün liseli delikanlısı…

O günlerde…

Bilek güreşinde önüne gelenin kolunu masayla öpüştürüyordu…

İri yarı bir delikanlı olduğu için mi?

Hayır…

Doğuştan “solak”tı ve…

Ortaokulda, lisede…

Tarlada “hortum ata ata” sol kolu ve sol bileği müthiş kuvvetlenmişti!

Ayrıca…

Esaslı bir bilardo oyuncusu olduğu için…

O tarihlerde…

Genç irisi delikanlıyı hep, “Solak Bilardocu” diye çağırırlardı…

***

Aslında…

Bilek güreşinde “iri olmak” herkesi tuş etmek anlamına gelmiyor…

Gücü…

Doğrudan bacaktan ve omuzdan alıyorsun…

***

Bu “bilek güreşi” ilginç bir spor!

Dünyanın en eski mücadelelerinden biri…

Öyle bir özelliği var ki…

O ayrıntı “bilek güreşi”ni ayrı bir köşeye yerleştiriyor…

Yer yüzünde…

Sonucu “berabere” bitmeyen belki de yegane spor!

Ya yeneceksin ya da kolun masaya yapışacak!

Bi’üçüncü yol yok…

***

İzmir’de bilek güreşindeki rakipsiz siyasetçisi…

Buca’nın CHP’li Belediye Başkanı…

Avukat Erhan Kılıç’tan başkası değildir…

En büyük keyfi…

Dirseklerini koyduğu masada karşısındakinin bileğini…

“Taaak…” diye yapıştırmak…

Bu sonuç, O’na müthiş keyif veriyor!

***

Bilek güreşinin Başkan Erhan Kılıç’a faydası olmuş mu?

Olmaz olur mu?

Bu spor, önce kendine olan güveni sağlıyor…

Kılıç Başkan diyor ki:

Özellikle delikanlılar bir araya geldiğinde her zaman bir alfa erkek ortaya çıkar… O grupta alfa erkeğin ortaya çıkması için mutlaka yarış olması gerekiyor… O bilek güreşinde kazandığın yarışla doğal olarak (Bakın ben buradayım!) diyorsun…)

İyi de…

İşin felsefesinde ne var?

Bilek güreşi, güce ve taktiğe dayalı bir spor aslında…

Ancak, en önemli özelliği…

Erkeğin…

Bulunduğu ortamdaki gücünü simgeliyor…

Havası artıyor, cakası tavan yapıyor!

***

Zekayı çalıştırmak var mı, bu sporda?

Buca’nın Reisi Erhan Kılıç diyor ki:

“Vücudu yöneten zaten zeka… Ne zaman başlayacağın, başla dendiği zaman belki de saniyenin %1’lik zaman diliminde ilk bastıranın senin olman, karşı tarafa verdiğin (güçten kaynaklı) seninle ilgili önyargı... Bunların hepsi senin elinde… Sonra kral oluyorsun…”

***

Sağlam bilardocu Başkan Kılıç’a göre…

Türkiye’de…

Bilek Güreşi Federasyonu…

Ne yazık ki…

“Vücut Geliştirme ve Fitness Federasyonu”nun içine yamalanmış…

Bizde

Aslan gibi bir spor olarak kabul edilmediği için…

Hala…

Kahvede, evde, bahçede, tarlada filan oynanıyor…

Ayıptır söylemesi…

Horoz Dövüşü’nün bile daha fazla meraklısı var…

Allah’tan…

Son yıllarda “Dünya Bilek Güreşi Şampiyonaları”nda…

Her bi’milletin kolunu masaya yapıştırıyoruz da…

Madalyalar arka arkaya gelmeye başladı…

***

Bu işin güzelliği ne, biliyor musunuz?

Başkan Şantiye’de bile işçisiyle “bilek güreşi”ne tutuşuyor…

Tehlikeli aslında!

Kolu masaya vurdurmak da var!

Sonra, seyreyle yeni vizyon Gırgıriye’yi…

Allah’tan…

Henüz Başkan’ın kolunu “tuş eden” çıkmadı…

***

Bitiriyoruz…

Eskiler ne güzel söylemiş!

“Bükemediğin Bileği Öpeceksin!”

Yani…

Mücadele ettiğin rakibinin kuvveti, bilgisi ve becerisi karşısında…

Başarı gösteremeyip havlu atıyorsan…

Sen sen ol; rakibinin üstünlüğünü kabul et…

Nokta…

Sonsöz: “Ne kadar güçlü olacağınızı ne kadar şiddetli istediğiniz belirler… / Muhammed Bozdağ – Yazar…”