GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
24 Aralık 2010 Cuma

Baydemir konuşursa, Türkiye bölünür mü?

’“22 Kasım’’da DTP eşbaşkanıyken, İzmir’’de partisinin konvoyuna yapılan saldırı, tüm Türkiye’’de ’“İzmir faşist mi?’” tartışması başlatmış; hatta bir köşe yazarı hızını alamayıp işi ’“İzmir’’i faşizmin merkezi’” ilan etmeye kadar vardırmıştı..
Neredeyse tüm ulusal kanallar/gazeteler ekiplerini, en tanınmış kalemlerini İzmir’’e yönlendirerek ’‘Türkiye’’nin en hoşgörülü/demokrat ruhlu kentine neler oluyor’’ araştırması yapmaya çalışmıştı, hatırlayacaksınız.
Ülkede yükselen Kürt/Türk ayrışmasının izdüşümlerinin ’‘hoşgörünün başkenti’’ İzmir’’de de boy verdiği tehlikesi üzerine dikkat çekmişti pek çok yazar/yorumcu’… O günlerde’…
O ve onu izleyen günlerde, gündem çok hızlı aktı Türkiye’’de.
Ve bir süreliğine duran kan, yeniden gürül gürül akmaya başladı.
Yıkılacak diye beklediğimiz duvar, tekrar hızla örülmeye’…
Açılımla dile getirilen barış istekleri, yerini bir kez daha savaş tamtamlarından yükselen seslere bıraktı.
Olanın bitenin izleyicisi olanlara,
Yurdun her yanından yükselen ağıtlara yürekleri katılarak, korkuyla/acıyla bakanlara da tek bir soru kaldı:
Neler oluyor? Neden?
Ben de bu soruyla gittim Ahmet Türk’’ün yanına. 11 Aralık’’ta DTP’’nin kapatılmasıyla milletvekilliği düşen ve 5 yıl siyasetten uzak kalmakla cezalandırılan eski DTP Genel Başkanı’’na’…’”
*
1 Temmuz’’da egedesonsöz’’de yayınlanan, sonrasında ulusal basında da yer alan Ahmet Türk’’le röportajıma, bu sözlerle başlamıştım.
Röportaj yapmak için Ahmet Türk ismine karar verdikten sonra, düşüncemi bu sitenin kurucusu arkadaşlarım Ümit (Yaldız) ve Fahrettin (Dokak) ile paylaşmış; siteye gelebilecek tepkileri ve bu tepkilerden rahatsızlık duyup duymayacaklarını sormuştum’…
İki meslektaşım/genç arkadaşım da o gün özetle şöyle dedi:
’“Evet tepkiler gelecektir, bunlar sözlü, inşallah olmaz ama fiziki bile olabilir. Ne olursa olsun, sonuna kadar arkandayız. Çünkü biz gazeteciyiz ve aynı düşünmesek de her görüşün düşüncesine yer vermekle görevliyiz.’”
Ankara’’ya gittim, röportajı yaptım; yayınlandı.
Ne küfür aldık, ne hakaret. Kimisi düşüncelerini e-postayla gönderdi, kimi telefonla iletti, kimi toplantıda/yolda gördüğünde dile getirdi. Özetle her tepki, medeni bir şekilde yerini buldu.
Çoksesliliğinin seslerinden biri olan Ahmet Türk bu sitede konuştuğu için, Türkiye Cumhuriyeti bölünmedi, bir kişi daha dağa çıkmadı ya da PKK’’ya hak vermedi!
Ayrıca, Ahmet Türk’’ün görüşlerini beğenmeyenler dahi, böyle bir röportaj yaptığımız için bizi kutladı.
Kutlayanlar arasında çok sevdiğim/saydığım, görüşlerinin hepsine katılmasam da bu sitede yazmasından sahiden gurur duyduğum Rifat Serdaroğlu da vardı.
Sevgili Serdaroğlu, kutlamasını önce telefon açarak yaptı; ardından röportaja gönderdiği yorumla.(Teşekkür yorumu da hala Ahmet Türk röportajının altında duruyor.)
Beni, sitenin kurucularından Ümit Yaldız’’ı kutlayan Serdaoğlu, yorumunda da belirttiği gibi, ertesi gün kendi köşesinden Ahmet Türk’’e cevap verdi, kendi aykırı/eleştirel görüşlerini dile getirdi.
Yani herkes konuştu, herkes eteğindeki taşı döktü.
Kimse zarar görmedi. Kimse üzülmedi. Kimsenin canı yanmadı.
Okuyan herkes bilgilendi, isteyen istediği kadarını aldı.
*
’“Herkesin düşüncesini söyleme/yazma hakkı olduğu’” fikri, benim için o kadar olması gerekendir ki; İZSİAD’’ın Çarşamba toplantılarının Ocak ayı konuşmacısının Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir olacağını ilk duyduğumda tepkim, heyecanlanıp ’“Ne kadar güzel’” demek oldu. Seçilmiş bir başkanın konuşmasından daha doğal, ona karşı görüş sorusu sormaktan daha güzel, onun karşı görüşlere vereceği cevapları dinlemekten/irdelemekten daha güzel bir şey yoktur çünkü bana göre.
Onun söylemekten, benim de dinlemekten korkmayacağım iklim de İzmir’’dir, ’‘Faşizmin merkezi’’ değil de ’‘demokrasinin/hoşgörünün merkezi’’ kentimdir elbet. Demokrasi tarifiniz, ’‘sadece benim gibi düşünenler konuşsun, ben söyleyeyim, ben dinleyeyim’’ değil de’…  ’‘Farklı seslere tahammül gösterebilmek’’se elbet ’…
Osman Baydemir konuşacak, biz dinleyeceğiz; biz soracağız, o cevaplayacak.
Baydemir konuştuğu, biz de dinlediğimiz için bu ülke bölünmeyecek.
Eğer bu ülke (dilerim olmaz) bir gün bölünürse zaten; bu,’”siviller konuşmadığı/birbirlerini dinlemediği, dinleyecek ortamlar yaratılmadığı, olayları hep siyasilerin ağzından veya üçüncü şahıslardan ve de lafları cımbızlayıp rayting yaratma gayretinden başka amacı olmayan sorumsuz medyadan duydukları için olacaktır’” görüşüne sahip bir gazeteci olarak’… Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’’in İzmir’’de yapacağı konuşmayı merakla bekliyorum ve şimdiden soru hazırlıklarına başlıyorum.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu’’nun da benzer bir organizasyonla Diyarbakır’’da konuk edileceğini umuyorum.
Ve’…
İZSİAD Başkanı İlknur Denizli’’ye yapılan ’‘EGİAD Başkanı Boyner’’e öykündü, modaya uyuyor’’ tarzı dokundurmaları ise ’‘haksızlık’’ bir yana, tek kelimeyle düşünsel eleştiriden çok uzak, ’‘çok hafif’’ buluyorum.
Hatırlatmak isterim ki, İZSİAD tek kişilik ’‘Denizli’’ örgütü olmayıp; demokratik bir sivil toplum kuruluşu olarak Baydemir davetini yönetim kurulunda tartışıp ’‘oylama’’ ile kararlaştırmıştır. Davet, İlknur Denizli’’nin ’‘şahsi isteği’’ ile değil; 4 üyenin ’‘çağrılmasın’’ oyuna, 7 üyenin ’‘çağrılsın’’ oyu vermesi ile yapılmıştır.  Bilgi sahibi olmayanların bilgisine’…