GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
27 Temmuz 2019 Cumartesi

Başkanları neden bu kadar çok uyarıyor?

CHP, 31 Mart’ta…

İzmir’de “gıcır gıcır” 22 belediye başkanı ile yelken açtı…

Parti adına sevindirici…

İzmir adına ise…

Yeni “heyecan” oldukları için mutlu tablo…

Allah var…

Çoğu, ilk 100 gün içinde ellerinden geleni yaptı…

Yapmaya devam ediyor…

İyi de…

Neden hala Genel Başkan Kılıçdaroğlu…

Afyon’da buluşturduğu tüm CHP’li belediye başkanlarını…

Uyarma(!) ihtiyacı duyuyor?

***

Ne diyor?

“Belediyenizde siyaseti sadece siz yapacaksınız…”

Peki, müdür, başkan yardımcısı Reis’i dinlemezse n’olacak?

Kılıçdaroğlu’nun talimatı:

“Koyun o arkadaşı kapının önüne!”

Başka ne diyor?

“Yapacağınız her atama liyakatlı olacak; beni bile dinlemeyeceksiniz?”

Başka başka?

“Harcadığınız her delikli kuruşun hesabını verin!”

İtiraz eden var mı?

Yok…

Sadece…

Merak ettiğim bi’şi var…

Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına bunca uyarıyı…

Neden bu denli çok sık yapıyor?

***

Açın Google’ı, bakın…

“Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarını uyardı!”

Başlıklı haberlerin yüzlercesi…

Bilgisayarınıza dökülüverecek anında…

Mesela…

CHP Lideri Kılıçdaroğlu…

Taaa, 2017 Kasım’ında seslenmeye başlamış belediye reislerine:

“Her kuruşun hesabını halka vereceksiniz… Oy versin vermesin hiç bir ayırım yapmadan hizmet edeceksiniz…”

Mesela…

Bu yılın 2 Şubat’ında gözdağı vermiş arkadaşlara…

Üstelik, cümleler tıpkısının aynısı:

“Hangi partiden olursa olsun, herkesi kucaklayacaksınız… Herkese eşit hizmet götüreceksiniz… Sadece yoksulların olduğu yerlere pozitif ayrımcılık yapacaksınız…”

Mesela…

Seçimden önce 4 Mart’ta, İstanbul’dan seslenmiş:

Bu mahalle bana oy vermedi diye cezalandırmayacaksınız…”

Bu uyarılarla kalmamış…

Seçimden 15 gün sonra….

Belediye başkanlarına “10 maddelik Temel İlkeler Belgesi” göndermiş…

O talimatlarda neler var?

Şunlar var:

“Belgesiz, imzasız ihbarları çöpe atın…”

“Devri sabık yaratmayın…”

“Ayrımcılık yapmayın…”

“Atamalarda mutlaka liyakatı esas alın…”

Yine mesela…

3 Mayıs’ta Ankara’da bi’daha uyarmış reisleri:

“Sizin için, (Ben oy vermedim ama gelip beni kucakladı) desinler…”

Arkasından eklemiş:

(Burası önemli aslında…)

“Bu ilkeleri çerçeveletip belediyeye asın... Vatandaş okusun… Sizler de buna bağlı kalın… Size oy vermeyenler bile (Helal olsun bu belediye başkanına) desinler…”

Siz, İzmir’in 30 ilçe binasında…

Böyle duvara asılmış çerçeveli “öyle” bir yazı gördünüz mü?

Göremezsiniz…

Yok çünkü…

***

Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanlarına yaptığı uyarılar için…

Şu kadar maddelik “ültimatom verdi” diyorlar…

Çok isabetli bir yakıştırma olmasa da…

Sonucu açısından “önemli” bir kelime…

Çünkü…

Ültimatom; bir devletin başka bir devlete verdiği ve tanıdığı süre içinde isteklerinin yerine getirilmesini bildirdiği  notadır…

İçinde “savaş tehdidi” bile yer alır…

Yani…

CHP Lideri, demek istiyor ki:

“Arkadaşlar, bu sözlerim altın değerinde uyarıdır… Dikkate almazsanız, vay halinize…”

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

Çok bilinen bir “ailevi sıkıntı” anekdotu ile…

Evin oğlunu, annesi-babası sürekli uyarıyor:

“Gece yarısını geçirme, eve erken gel…”

Oğlanın başında kava yelleri esiyor…

Bir gece… İki gece… Üç gece… Dört gece… derken…

Aslan parçası hep gece yarısından sonra eve geliyor…

Bi’parça şımarık ya; mazeretler uyduruyor…

Bi’de o saatten sonra…

Annesine yemeği ısıttırıp, karnını doyuruyor…

Kendisine anahtar emanet edilmediği için de…

Her defasında kapının zilini çalıyor…

Garibim anne…

Uykusu bölünse de kalkıyor, kapıyı açıyor…

“Bu iş böyle yürümez!” diyen evin babası…

Bir gece…

Yüreğine taş basıyor ve kapıyı açmıyor…

Eşine de açtırmıyor…

Telefonları da kapatıyor…

Evladını sokakta bırakıyor resmen…

Şafakta dayanamayıp, kapıyı açıyorlar…

Bi’de ne görsünler…

Bi’kerecik de olsa…

Ders vermek için eve almadıkları o oğlan var ya…

Eşikte oturmuş, kapıya sırtını dayamış…

Hor hor uyuyor!

Finali merak ediyorsunuz di’mi?

O delikanlı bi’daha gece yarısından sonra eve gelmemiş…

Kıssadan hisse, budur…

Kim nereye çekerse çeksin; onun bileceği iş…

Nokta!

Sonsöz: “Acı su da, tatlı su da berraktır… Sakın görünüşe aldanma… Görünüşte herkes insandır ama gerçek insan hal ehli (nefsini arındırmış) olandır… / Hz. Mevlana…”