GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
13 Aralık 2019 Cuma

Başın öne eğilmesin adı güzel Kadifekale!

Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Çarpık kentleşme ve gecekondular yüzünden…

İstanbul’un ne acıklı hale düştüğünü anlatıyordu ki…

Bi’anda aklına İzmir geldi:

“Aynı durum İzmir'de... Kadifekale... İsmi çok güzel ama gecekondulardan geçilmiyor… Hala öyle… Rezillik üstüne rezillik…”

Cumhurbaşkanı’nın…

Durup dururken İzmir’i eleştirdiği cümle bu kadarcık…

***

İzmirli olarak…

Erdoğan’ın bu cümlesinden alınmalı mıyız?

Ha’şa!

Bilakis ders çıkarmalıyız…

Ancak…

Beştepe’yi bu konuda “enforme” edenleri de…

Zarif bi’şekilde…

“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmayacağını…”

Hatırlatmak isteriz…

***

İzmir’in adı güzel Kadifekale’sinde…

Kentsel dönüşüm…

Yıllar önce başladı…

Aziz Kocaoğlu Başkan sayesinde…

Son 15 yılda…

Tarihi Kadifekale’nin çevresi binlerce ağaçla kuşaklandı…

İki binden fazla gecekondu yıkıldı…

20 bin kişi…

Büyükşehir’in tıkır tıkır TOKİ’ye parasını ödediği…

Uzundere’deki sağlıklı konutlara taşındı…

O günlerin parası ile 500 milyon lira harcandı…

16 bin kişilik Antik Roma Tiyatrosu ortaya çıktı…

Daha ne olsun?

Bunları inkar edersek…

Hafızamızı kaybetmişiz demektir…

***

İktidar Partisi ilk gününden beri…

Neden bu kentte kaybediyor?

Kucak dolusu sebebi var…

Mesela…

İzmir’in suyu arsenikli diye salladılar; tutmadı…

Eli yüzü pasaklı, sümüklü çocuk dediler; tutmadı…

Körfezi kastederek kokuyor dediler; tutmadı…

Bi’ara “Gavur İzmir” lafları döndü; o yine hiç tutmadı…

Bunların hepsi oldu, yaşandı, tarihe geçti…

Gelgelelim…

İktidar Partisi, bi’kere olsun…

Kendine dönüp “harbiden” şunu sormadı…

“Biz neden İzmir’i kazanamıyoruz?”

Cevap ararsanız, her defasında aynı mazaret:

“Kendimizi İzmir’e anlatamadık…”

***

İzmir’de doğup büyüyenler iyi bilir…

Bu şehrin insanı hoşgörülüdür…

Ama, bir o kadar da özgürlüğüne düşkündür…

Sadece minik bir kusurumuz var…

Yaşamak için koştura koştura…

Bu kente gelenleri “gönlümüze alır” bize benzetiriz!

*** 

Büyükşehir’i yönetmek için…

Erdoğan tarafından İzmir’e aday gösterilen…

Taha Aksoy (iki kez), Binali Yıldırım ve Nihat Zeybekçi

Bu kenti kucaklamak için gayret göstermedi mi?

Taha Bey, İzmir’i ne kadar çok sevdiğini anlatmak için…

“Sevgililerin el ele dolaşmasına” karışmayacağına söz verdi…

11 yıl önce yaşandı bu olay…

O konuşma bitirdi her şeyi…

Mesela…

İzmirliler’in en çok sevdiği İzmir adayı Binali Yıldırım…

Birinci Kordon’u dolaşırken…

“Önce Körfez’i temizleyeceğim ki, rakınızı mis gibi Kordon havasında içebileceksiniz” dedi…

Bu bile seçimi kazanmasına yetmedi…

Son aday Nihat Zeybekci, çıtayı yükseltti…

Bizim kadim kentimiz için…

Müthiş “güzellemeler” dillendirdi…

“İzmir, mahallenin en güzel kızı; kim istemez?” dedi…

“Rakıma dokunma diyorlar, eyvallah…” dedi…

Finalde her şey apaçık ortadaydı:

“İzmir'i AKP'li yapmaya çalıştık, halbuki AKP'yi İzmirli yapmamız lazım…”

Bu sözler bile…

AK Parti’nin İzmir’i yönetmesine imkan sağlamadı…

Demek ki…

Güzelleme yaparken bile…

İçten olacaksın…

Kaldı ki…

O “içtenliği” İzmirliler, adamın gözünden anlar…

***

Demem o ki:

(Cumhurbaşkanımızın konuşma metinlerini kaleme alan arkadaşlara tüyo olsun diye yazıyorum…)

Lütfen…

İzmir’i karalayarak “özel bir heyecan yaşatacağınızı” unutun!

Bu kenti…

Sevmeye çalışmak kadar heyecanlı bi’şi var mı?

Belki…

Yeni bir başlangıç için faydalı olabilir…

Yine de siz bilirsiniz…

Nokta!

Sonsöz: “Susarak unutmayı, yaşayarak alışmayı, güvenerek aldanmayı, severek kaybetmeyi öğrenmiş biri için; yalnızlık dert değil, sadece zevktir! / Hz. Mevlana…”