GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
20 Mayıs 2023 Cumartesi

Bahtı kara bir yıldız!

Bizim nesil O’nu çok iyi tanır…

Filmlerinden mi?

Pek değil…

Fotoromanlardan mı?

Ehhh!

Asıl, şarkıcı kimliğiyle gönüllerde taht kurmuştu…

***

Gençti…

Güzeldi…

Eğitimliydi…

Sesi bi’içim su gibiydi…

Yine de…

O’nun sinema oyunculuğu…

Bence…

Başına taktığı en gösterişli taçtı!

Nedense…

Yeşilçam’ı pek sevememişti…

***

1956 yılında Üsküdarlı bir ailenin kızı olarak…

Bilecik'te dünyaya geldi…

Anne tarafı; Türk Müziği’ne…

Baba tarafı ise Batı Müziği sazlarına meraklıydı...

İşte, o güzel kız…

Enstrümanların bi’parçası gibi büyüdü…

Ailesi…

İstanbul’a taşındı…

Şaka değil; gerçek!

Altı yaşında…

İstanbul Şehir Tiyatroları'nda oynamaya başladı…

Mark Twain'in…

“Tom Sawyer” oyunu ile sahnelere adım attı…

Yer elması gibi minicik ve çok sevimliydi…

Bir yıl sonra…

İstanbul Belediye Konservatuvarı Bale Bölümü'nü kazandı…

Okulu bitirdi…

Nefes bile almadan…

Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'ne girdi…

Yine de…

Öğrendiklerini yeterli görmüyordu…

Bale eğitiminin ardından…

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü kazandı…

Artık…

Hocalarının ifadesiyle…

“Dört dörtlük” bir sanatçıydı…

***

Orta yaş grubu…

O dünya güzeli kızı…

“Ah Nerede”nin Aysel'i…

“Mahcup Delikanlı”nın Nesrin'i…

En çok da…

“Enayi” filminin Sevim'i olarak hatırlayacaktır…

***

Özel bir “yıldız” ve…

Özel bir “kadın” olarak…

San’at dünyasına adını yazdırdı…

***

Çok şanslıydı…

Bugünden…

Tam 50 yıl önce…

İki farklı gazetenin açtığı iki yarışmada birden birinci oldu…

Önce fotoroman yıldızı…

Ardından da Yeşilçam’da star…

“Asi Gençler” filmi…

O güzel kızı…

Türkiye’nin tanımasına yetti de artı bile…

Bir yıl sonra…

İlk plağını doldurdu…

Gençlerin o tarihte vazgeçemediği Hey dergisi…

O çıtı-pıtı kız için şu yorumu yapmıştı:

“Rahat ve ne yaptığını bilen bir şarkıcı... Yerli müziğe renk getireceği kesin… Hem fiziğiyle hem de sesiyle çok yol kat edecek…”

***

Yılın “ümit veren” şarkıcısı olmuştu ve…

Tam 19 yaşına bastığı gün…

Raflara yerleşen 45’liği ile…

Zirve yoluna çıkmıştı bile…

Fecri Ebcioğlunun sözlerini yazdığı…

Selmi Andak’ın bestelediği…

 

“Çek Kayıkçı Kürekleri”...

 

Gençler arasında adeta marş haline geldi…

***

“Şöhret, insanın başını döndürüyor” diyenler…

Galiba çok haklı…

Bu öykünün…

Başında “kavak yelleri esen” güzeli…

N’aptı dersiniz?

O tarihte 40 yaşını geride bırakan…

“Gazinocular Kralı” Fahrettin Aslan’la nişanlandı…

Kısa sürede aşk bitti…

Sevgililer nikah masasına oturamadı ama…

Gelin görün ki…

O güzel kız, çok çabuk aşık oluyordu…

Nitekim…

Birkaç ay sonra muradına erdi; nikah masasına oturdu…

Kiminle?

Tahmin bile edemezsiniz…

Yeşilçam’ın büyük ustası Öztürk Serengil ile…

Bu evlilik…

Ne yazık ki, bu öykünün güzel yıldızının hayal ettiği gibi olmaz…

Birkaç ay sonra boşanırlar...

Ayrılığın nedeni ise dönemin gazetelerine şöyle yansır:

 

“Seren Serengil’in baba sevgisi, arzuları büyük aktör Öztürk Serengil’in 11 yıllık eşi Nevin’e dönmesine neden oldu…”

***

Sona geliyoruz…

Bu acıklı hikayenin güzel yıldızı…

Hayatının aşkını daha sonraki yıllarda buldu…

Restoran zinciri sahibi Cengiz Tabakçı ile…

Ömürlük bir aşka imza attı…

Birbirlerini sevdiler…

İki çocukları oldu…

O güzel kadın Yeşilçam krize girince…

Sahneleri de bıraktı…

Sessiz, sakin bir hayatı tercih etti…

***

Hayat…

Size, bize, hepimize…

Özel senaryolar yazıyor…

Bu tartışılmaz bir gerçek…

Nitekim…

Bu hikayenin olağanüstü yıldızı Nilgün Atılgan…

İnzivaya çekildi…

Anılarıyla yaşamaya başladı…

Ve…

Acı son öyle hazin bi’şekilde geldi ki…

San’at dünyası yasa büründü…

Acı haber…

Taa, 11 yıl önce geldi…

Nilgün Atılgan…

Antalya’ya dayısını ziyarete gitmişti…

Takvimler 12 Aralık’ı gösteriyordu…

Bi’ara…

Sigarasının bittiğini fark etti…

Evin karşısındaki markete gitmek için kapıyı açtı ve…

Bir ticari taksinin altında kaldı…

Ağır yaralanmıştı…

Ambulansla hastaneye yetiştirildiğinde…

Ne yazık ki…

Yapacak bi’şi kalmamıştı…

Son nefesini verdiğinde…

Henüz 54 yaşındaydı…

***

Dayısı Haluk Atasoy’un söyledikleri…

“Kaderin gözü kör olsun” dedirtecek kadar anlamlıydı:

“Nilgün, İstanbul’a dönmek istiyordu… Yılbaşına kadar kalması için ikna etmiştim… Akşam, sigarasının bittiğini söyleyerek markete gitmek istedi… (Sigaranı ben alayım, son evde kal…) dediğimde bana (Dayı çisil çisil yağmur yağıyor… Bu yağmurda saçlarımın ıslanması çok hoşuma gidiyor) demişti…”

***

Bitiriyoruz…

Yağmurun tadını çıkarmak için çıktığı yol…

Nilgün Atılgan’ın…

Sonu olmuştu…

Sesiyle ruhumuzun pasını silen Nilgün Atılgan…

Çok özel bir sanatçıydı…

Bugün…

O’nu hatırlayan yaşıtlarımın…

Bu satırları okurken…

Gözlerinin nemlendiğini hissediyorum…

Kesin…

Nokta…

Hamiş: Grand Restoranları’nın sahibi Cengiz Tabakçı, 1996’da kalp krizinden öldü… Milyarlık mirası paylaşan resmi ve imam nikahlı iki eşi ise, mahkemelik oldu... Onlardan biri Nilgün Atılgan (Tabakçı) diğeri ise Bahar Sertoğlu’ydu…

Sonsöz: “Kader deyip geçme; bak ne diyor sırrın sahibi: “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık… / İsra Suresi, 13. Ayet…”